So we'll перевод на турецкий
7,676 параллельный перевод
Okay, look, you guys, we've had a lot of success with this in the past, so we'll just give you our uniforms to wear during the competition.
Pekala, bakın beyler, geçmişte bununla çok fazla başarı kazandık bu yüzden yarışma boyunca giymeniz için size, bizim üniformaları vereceğiz.
♪ We'll all miss her so ♪
Onu özleyeceğiz
So maybe we'll...
O yüzden belki biz de...
You're sweet, but, like I said, we're hiding out, so I'll just...
Hayır, çok tatlısın ama dedim ya, saklanıyoruz.
I promise we'll move somewhere cool so you'll want to come visit.
Sana söz olsun, ziyaret etmeye gel diye güzel bir yerlere taşınacağız.
So we'll find a witch to unlink them.
O zaman bağı çözmek için bir cadı bulacağız.
So the second he steps outside, we'll know.
- Dışarı adımını attığı an öğreneceğiz.
But now we'll all be one big happy family so what's the difference, Nlummyji'?
Ama büyük mutlu bir aile olacağız, ne fark eder, Mummyji?
So we'll protect her.
Öyleyse onu koruyacağız.
So this will be a big endeavor, but together we'll be able to get them through this joyous but difficult time.
Biraz emek vereceğiz ama bu sevinçli fakat zor zamanlarında onlara yardımcı olacağız.
So, we'll figure out a way to get along?
- Geçinmenin bir yolunu bulacak mıyız?
Uh, actually, um... You know what, Pops, uh, AnnaBeth has a really big nursing test she's got to study for and I got to get back to the office, so we'll do dinner?
- Aslında baba, AnnaBeth'in çalışması gereken bir hemşirelik sınavı var ve benim de ofise dönmem gerekiyor.
So we'll be seeing a lot of each other.
Yani seninle birçok kez karşılaşacağız.
Intel thinks they'll show up either at the safe house or at the ceremony, so we need eyes on both.
İstihbarat verilerine göre ya güvenli evde.. .. ya da tören alanında bu gerçekleşecek. .. yani gözümüz ikisinin de üzerinde olacak.
Planned on being here five years - make enough coin so as we can go home.
Yeterince para kazanıp eve dönebilmemiz için beş yıllığına burada kalmayı plânlıyoruz.
So, we'll hear him two miles away.
Bu yüzden, biz iki mil uzakta onu duyarsınız.
So we'll just stick to clear liquids?
- Sadece şeffaf içkilerden mi içelim?
One of my breast-pumpers'boobies dried up so we'll be tight on funds until I find a replacement.
Göğüs pompacılarımdan birinin memeleri kurumuş. Yerine birini bulana kadar para konusunda sıkışacağız.
I'm going in, so we'll meet here later, OK?
Ben giriyorum, burada buluşuruz, tamam mı?
So no one claims we edited this... I'll repeat it in a full sentence.
Kimse kes-yapıştır yaptığımızı iddia edemesin diye tek seferde söyleyeceğim.
Ow. So just sign this, and we'll initiate the proceedings.
Şurayı imzalarsanız işleme başlarız.
- Your daughter took a pretty good shot to the head so, we're gonna get it scanned, and then we'll know more.
Kızınız başına bayağı fena darbe almış, biz de taramadan geçirip daha fazla şey öğreneceğiz.
So, when we get home, you and me, we'll change, and then we'll go by the garage.
Eve vardığımız zaman, sen ve ben üstümüzü değiştireceğiz ve sonra garaja gideceğiz.
All right, so we'll run the profiles.
Pekala, o zaman profilleri inceleyeceğiz.
Well, lydon probably already scoped out her hotel, So we'll change her.
Lydon, muhtemelen oteli araştırmıştır bu yüzden yerini değiştireceğiz.
Lily's expected to be in the courthouse In a little under two hours, so we'll leave in about an hour.
Lilly nin, 2 saatten daha kısa bir zamanda mahkemede olması bekleniyor.
So we have his real name, but not what alias he's using, or what he looks like beyond a decade-old sketch.
Yani gerçek ismini biliyoruz ama takma adını veya on yıllık çizimi saymazsak nasıl göründüğünü bilmiyoruz.
I'll get you some antibiotic cream so we can keep you nice and uninfected.
Biraz antibiyotik krem getireceğim böylece seni rahat ve mikropsuz tutabiliriz.
That means she's out there so we'll find her and...
Bu da dışarıda bir yerde demek oluyor, yani onu bulup- -
We've already gotten in touch, so they'll be ready for you straightaway.
Çoktan temas kurduk yani senin için derhâl hazır olacaklar.
But... obviously that went south, so... we will be parting ways... and I'll be taking half your assets with me.
Ama görüldüğü gibi planlandığı gibi olmadı. Yollarımızı ayıracağız ve mal varlığının yarısını da kendimle birlikte götüreceğim.
Okay. Well, look, there's absolutely no way we can go down there right now, so do you think maybe you could ask them to lock the doors when they leave and we'll...
Bakın, şu an bizim oraya gelmemizin imkanı yok o yüzden onlardan giderken kapıyı kilitlemelerini rica edebilir misiniz?
But at this rate, we'll have to recap the recap, so let's just dive in.
Bu hızla devam edersek özetin özetini yapacağız, hadi hemen başlayalım.
So we'll get a nanny to help.
Biz de bir bakıcı tutarız.
So, uh, we'll just move on and, uh, chalk it up to youthful indiscretions.
Artık, bunu unutup o zamanki gençl aklımıza verebiliriz.
We'll be already sowing when he gets back, so he can't kick us out.
O döndüğünde biz çoktan ekmiş oluruz. Böylece bizi kovamaz.
So we'll run this ad for Alison's records in our first issue, and in exchange, they'll stock it by the cash registers.
İlk sayımızda Alison'un ismi için bu reklamı koyacağız, ve karşılığında onlar da bunu yazarkasa ile karşılayacak.
Right, so we'll say no more about this.
Tamam. O zaman bu konu hakkında daha fazla konuşmayacağız.
We'll get her. I'm not so sure we will.
- Yakalayacağımızı sanmıyorum efendim.
So, hopefully that means we'll find out a little bit more about whoever's behind these experiments.
Umarım artık bu deneylerin arkasında kimin olduğunu öğrenebiliriz.
So we'll find him.
Yüzden onu bulacaksınız.
They'll stop the plague, make it so that we never meet. Sam is never born.
Salgını durdururlar, biz hiç tanışmamış oluruz Sam hiç doğmamış olur.
So we'll fill it.
Biz de doldururuz o zaman.
We'll stop at your place so you can change and get your toiletries.
Giderken senin eve uğrarız. Üstünü değişir, eşyalarını alırsın.
Fortunately, for you, we're already at a hospital, so when I rip your tongue from your skull, it'll be a short trip.
Şansına halihazırda hastanedeyiz dilini koparıp çıkardığında fazla uzağa gitmeyeceksin yani.
So maybe if we can help save Cochise, it'll help us to - - get over Lexi?
- Cochise'e yardım edersek, bir şekilde Lexi'yi... - Unutmamızı mı sağlar? Ben, ben doktorum.
We need the scourge held in the circle long enough so I can order it to hell. When Karabasan enters, we'll retreat behind this circle line.
Belamızı cehenneme yollayana kadar çemberin içinde tutmalıyız.
So get a hook and then maybe we'll have something - to talk about. - Will :
- Önce nakarat bul, sonra konuşacak bir şeylerimiz olur.
- so we'll have an easier time moving it.
-... böylece daha rahat taşırız.
Good. So, we'll, uh, just dig down into his team.
Öyleyse, ekibindekileri didik didik araştıracağız.
So why don't you sit and we'll go home soon. Yeah?
Siz bir yere oturun az sonra eve gideriz.
we'll be back soon 49
we'll do 19
we'll be right back 266
we'll do it tomorrow 27
we'll be in touch 367
we'll be back 167
we'll see 1739
we'll 584
we'll talk soon 56
we'll go together 86
we'll do 19
we'll be right back 266
we'll do it tomorrow 27
we'll be in touch 367
we'll be back 167
we'll see 1739
we'll 584
we'll talk soon 56
we'll go together 86
we'll see each other soon 16
we'll be together again 17
we'll meet again 87
we'll see you tomorrow 58
we'll talk later 372
we'll be okay 108
we'll meet you there 68
we'll see you later 106
we'll talk tomorrow 85
we'll talk again 22
we'll be together again 17
we'll meet again 87
we'll see you tomorrow 58
we'll talk later 372
we'll be okay 108
we'll meet you there 68
we'll see you later 106
we'll talk tomorrow 85
we'll talk again 22