So what's the big deal перевод на турецкий
106 параллельный перевод
So what's the big deal if he doesn't see your beauty
O senin güzelliğini göremiyorsa, ne olmuş!
So what's the big deal?
Sorun ne o zaman?
So what's the big deal?
Ne var bunda?
So, what's the big deal?
Peki bunda büyütülecek ne vardı?
- So what's the big deal with Liberty Day?
- Özgürlük Günü neden bu kadar önemli?
So what's the big deal?
Ne olmuş yani?
So what's the big deal?
Bunun anlamı nedir?
Half the school knows about you and Sal, so what's the big deal?
Okulun yarısı sen ve Sal arasında geçenleri biliyor neden büyütüyorsun?
- So what's the big deal?
- Peki mesele nedir?
So, what's the big deal?
Ee, o zaman sorun ne?
So what's the big deal?
O halde sorun ne?
- So what's the big deal?
Ne olmuş yani?
So, what's the big deal?
O halde sorun ne?
So what's the big deal that couldn't wait till morning?
Sabaha kadar bekleyemeyecek kadar acil olan şey neymiş?
- So what ´ s the big deal?
- Yani burada sorun ne?
- So what's the big deal?
O zaman sorun nedir?
Listen, the job is finished, so what's the big deal with the delivery?
Dinle, iş bitti. Teslimattaki büyük anlaşmada neyin nesi?
So what's the big deal?
Bu senin marifetin.
So what's the big deal?
Senin sorunun ne?
So what's the big deal?
O zaman sorun ne?
- So what's the big deal?
- Yani büyük antlaşma ne?
So we'll call you Raj. What's the big deal?
Bu nedenle sen Raj'sın.
So, there's no sound. What's the big deal?
Yani, ses yok bu büyük bir sorun olur mu?
So what's the big deal?
Büyütülecek ne var?
So what's the big deal?
- Ne var ki?
So, what's the big deal?
Yani, bu kadar büyütecek ne var?
So, I'll pay for it, what's the big fuckin'deal?
- Parasını öderim!
So I went, what's the big deal?
Ben de gittim, ne var bunda?
So you have to go see Stan What's the big deal?
- Kaçırıldım.
So I said What Was in your heart... What's the big deal? Right?
Ben sadece senin hissettiklerini söyledim.
I said " So? What's the big deal?
Mesele ne yani dedim.
So, what's the big deal, you know?
Yani, büyük bir anlaşma nedir, biliyor musun? Bu daha iyi hissediyorum yaparsa Peki, muhtemelen bu konuda endişelenmenize gerek çok daha uzun hayatta olmayacaktır. Neden çalışıyor?
What's the big deal? So I didn't give him the number for Dr Tang?
Ne olmuş yani Doktor Tang'in numarasını vermemişsem?
So, what's the big deal?
Sorun ne o zaman?
So what's the big deal? Why don't you want me?
Niye istemiyorsun beni?
Listen, we've conjured magical beings before, so, you know, hey, what's the big deal?
, Daha önce büyülü varlıklar yarattı ettik, dinle Nedenle, bilirsin, hey, büyük bir anlaşma nedir?
So, what's the big deal?
Yani, büyük bir anlaşma nedir?
What's the big deal, I mean, so we miss a few minutes, you didn't wanna go anyway, right?
Sorun ne, yani, bir kaç dakika kaçırdık, hem sen zaten gitmek istemiyordun, haksız mıyım?
So what's the big deal?
Noldu peki?
So what's the big deal?
Abartılacak ne var?
Look, I know that you told Jackie, so what's the big fucking deal?
Bak... Jackie'ye söylediğini biliyorum. Büyütülecek ne var?
So you've got a picture of two dots. What's the big deal? "
"Yani elinde iki tane nokta var, nedir yani?"
SO WHAT'S THE BIG DEAL?
En kötü ne olabilir ki?
Well, if we are so friggin'close, what's the big deal?
Madem bu kadar yakınız, sorun ne?
Look, I wear them, don't I? So what's the big deal?
Yahu ben takıyorum da bir şey mi oluyor sanki?
so what's the big deal?
Bunda abartacak ne var?
( Nora ) I honestly don't see what the big deal is, but if it's so offensive to her, I'll take it down.
Bu kadar büyütecek ne var gerçekten bilmiyorum ama ona karşı çok saldırgancaysa, indiririm.
- Exactly, so what's the big deal?
- Aynen öyle.
- So what's the big deal?
- Yalan söylüyordu.
What's the big deal? We planned to go to Italy, so I sent you to Italy.
Bu sefer bana harbiden soktun, anne!
So what's the big deal?
Ne olacak ki?