Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ S ] / Souvenir

Souvenir перевод на турецкий

1,298 параллельный перевод
But nine months later, he received an unexpected souvenir.
Ama dokuz ay sonra, hiç ummadığı bir hediye aldı.
You can get souvenir combs.
Hatıra tarak da alabilirsiniz.
I broke Martin's souvenir spoon rest from Atlantic City.
Babanızın Atlantic City'den aldığı hatıra kaşığı kırdım.
What I usually do with a man I've just killed is take a... souvenir.
Sadece buralara göz kulak ol.
Mom, you said I could have one souvenir, right?
Anne, sadece bir tane hediyelik eşya alabilirim dedin değil mi?
That seems very noisy and expensive for a souvenir.
Bir hediye için çok gürültülü ve pahalı görünüyor.
as a souvenir.
İşte kartım, bir hatıra olarak...
- A souvenir for you here.
- Bir hediye. - Evet?
She got to ride all around the track, we saw the cutest baby horse, and the trainer gave her a souvenir.
İstediği kadar ata bindi, bebek bir at gördük ve atın sahibi bir hediye verdi.
But first Mr. Canelli wants a little souvenir.
Ama... Bay Canei ufak bir anı istedi.
Some people like a souvenir.
Bazı insanlar hatıra toplamayı sever.
Just a souvenir, come on.
Hatıra olsun diye, hadi.
Souvenir.
Hediye.
Some lucky fan has a souvenir.
Şanslı birinin bir hatırası oldu.
Or maybe he's a souvenir from the doctor's student days.
Belki, doktorun öğrencilik günlerinden kalan bir armağandır.
So did I, this is a family souvenir.
Yani ben yaptım, bu bir aile hatırası.
They'll be a souvenir of the Spanish gentleman.
İspanyol beyefendisinden bir hatıra olarak kalır.
You know, I like history, too, maybe when this is all over, you and I can stop by the souvenir shop together.
Bak, ben de tarihi severim, belki bu iş bittikten sonra, seninle birlikte hediyelik eşya dükkanına uğrarız.
Congressman, I brought a little souvenir for you.
Senatör, sana ufak bir hatıra getirdim.
You want to take a souvenir, you take me.
Hediye istiyorsan beni al.
If the police don't need it for evidence, I want it for a souvenir.
Eğer polis delil olarak kullanmazsa, ben hatıra olarak tutacağım.
Then I got my job at the souvenir stand.
Sonra da hatıra tezgahında işim oldu.
A souvenir from a cat.
Kediden bir hatıra
Make a nice souvenir.
İyi bir hatıra olur.
You want another souvenir?
Başka hatıra istiyor musun?
Give me a souvenir.
Bana bir hatıra ver.
A souvenir from me.
Benden bir hatıra.
"Would you like a souvenir?"
"Bir hatıra ister misiniz?"
Souvenir of our last trip.
Son yolculuktan hatıra.
That's one souvenir they won't be taking with them.
Evet, adadan ganimetsiz ayrılacaklar.
And this is fuckin'souvenir from Beirut.
Ve bu lanet hatıra Beyrut'tan.
I'm taking this souvenir of my day.
Bunu kendi günümden bir hatıra olarak saklayacağım. Tam bir cümbüş oldu.
I lost my souvenir doll.
Hatıra bebeğimi kaybettim.
How's this for a souvenir?
Bu nasıl bir hatıra?
That's a souvenir from Matsushiro.
O Matsushiro'dan kalan bir hatıra.
A souvenir of your belly dive.
Bel dalışın için bir hatıra.
I can't believe you went to hell and didn't even bring me a souvenir.
Cehenneme kadar gidip de, bana bir hediye getirmediğine inanamıyorum.
Luckily, it was Souvenir Towel Day at the ballpark.
Neyse ki oyun alanında bedava havlu dağıtıyorlardı.
That's a souvenir from your trip to Upstate New York.
New York'a yaptığın eyaletten anı.
Here you go, little lady, the perfect souvenir for the occasion.
İşte buyrun, küçük hanım efendi... özel durum için mükemmel bir hediyelik eşya!
... I'm talking about the authentic boomerang, not those you find in Sydney souvenir stores, the primitive boomerang of proud aborigine warriors, that boomerang has a dynamism, a motion, when it's thrown correctly,
... otantik bumeranglar hakkında konuşuyorum. yoksa Sydney'de hediyelik eşya dükkanında bulabileceklerinizden değil. Gururlu Aborjin savaşçılarının ilkel bumerangı,
- I got you a souvenir.
- Sana bir savas hatirasi getirdim.
How about a souvenir picture?
Hatıra fotoğrafı ister misiniz?
- That a souvenir?
- Birinden hatıra mı?
Perhaps you'd like my... press pass? As a souvenir?
Basın kartımı hatıra olarak almak ister misin?
The number of his souvenir shot glasses that he's collected in his travels.
Gezilerinde anı olarak topladığı küçük içki şişeleri.
A souvenir of your handiwork.
Gizlenme cihazı devrede. Marifetin hatırası.
It's kind of a souvenir.
Bir hediye.
It's just a souvenir.
- Sadece bir hatıra.
Hey, I found a souvenir.
Hey, hatıra buldum
For a souvenir!
İyi fikir.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]