Stanley перевод на турецкий
4,181 параллельный перевод
Good work, Stanley.
İyi iş, Stanley.
Forwards, Stanley, forwards.
İleri, Stanley, ileri.
Bet you're glad you invented perforations, eh, Stanley?
Bahse varım deliklisini icat ettiğin için memnunsundur, değil mi Stanley?
Isn't that right, Stanley?
Öyle değil mi, Stanley?
I took all me savings, Stanley here sold his pin collection and we put the whole lot on you to win the race.
Benim tüm birikimlerimle, Stanley'nin iğne koleksiyonunun satışından geleni birleştirip tüm parayı üzerimize bahse yatırdık.
Exactly, Stanley, no gloom of night.
Aynen, Stanley, geceler aydınlık.
Stanley, it's not only the race we won.
Stanley, kazandığımız sadece yarış değil.
- Ladies, he is Dr. Stanley Knight.
- Hanımlar, bu Dr. Stan Knight.
All right, Stanley, listen to me.
Pekala Stanley, beni dinle.
Put the blindfold on right now, Stanley.
Şimdi gözlerini bağlıyorum Stanley.
Oh, Stanley, I'm gonna have to have a mint julep to cool down after that one.
Stanley, sakinleşmek için bir içkiye ihtiyacım var.
Because what I think it is is you leaving me to talk dirty to your boyfriend, Stanley. So...
Çünkü düşündüğüm şey, erkek arkadaşın Stanley ile edepsizce konuşmak için beni yalnız bıraktığındı.
Argentina claims its marines went ashore as a spearhead this morning... to capture key targets, including the capital, Port Stanley.
Arjantin denizcilerin bu sabah belirlediği hedefleri ele geçirmek için karaya çıktığını iddia ediyor, buna başkent Port Stanley de dahil.
Shortly after dark last night, our forces xxx Port Stanley... xxx what the Commander in Chief has called a brilliant surprise night attack.
Dün gece karanlık çöktükten sonra askeri güçlerimiz Port Stanley'i kuşatarak başkomutanımızın başarılı bir atak olarak nitelendirdiği sürpriz saldırıyı yaptılar.
From their new positions, our forces can see large numbers of Argentine soldiers retreating and streaming back into Port Stanley.
Askeri güçlerimiz yeni yerlerinden çok sayıda Arjantin askerinin Port Stanley'e doğru geri çekildiğini görebiliyorlar.
I'm too high to bother with the likes of you, Stanley. You son of a- -
Stan, kafam senin gibilerle uğraşamayacak kadar iyi.
Stanley...
Stanley.
I would totally get my brother to go out with you, if you walk Stanley.
Stanley'i yürüyüşe çıkarırsan sana erkek kardeşimi ayarlarım.
Stanley!
Stanley!
Do not feed this to Stanley.
Bundan Stanley'e verme sakın.
Stanley met a really cute Shitszu today.
Stanley bugün çok hoş bir Aslan Köpeği'yle tanıştı.
What do you think Martha Stewart would think of my arrangement, Stanley?
Martha Stewart bu aranjmana ne derdi, Stanley?
Will you take care of Stanley for me?
Benim için Stanley'e göz kulak olur musun?
Stanley.
Stanley.
- I... Stanley here does a wonderful deviled kidney.
Stanley harika baharatlı ciğer yapar.
Where are you going, Stanley?
Nereye gidiyorsun, Stanley?
Stanley, Stanley.
Stanley, Stanley.
The strong-minded King is at odds with Prime Minister Stanley Baldwin who demands that the marriage must not take place, on pain of abdication.
Kararlı kralın arası, evliliğine karşı çıkan başbakan Stanley Baldwin'le tahttan feragat tehtidi nedeniyle açık.
Thank you, Stanley.
Sağ ol, Stanley.
Did anyone pick up a 20 years old girl with long hair, wearing a white leather's jacket, at Pak Sha Keng in Stanley?
20 yaşında, uzun saçlı bir kızı aracına alan oldu mu? Beyaz bir deri ceket giyiyordu. Stanley'deki Pak Sha Keng'de?
I want you to know I paired you with Stanley for a reason.
Seni Stanley'le bir sebepten ortak yaptığımı bilmeni isterim.
- I mean, Stanley.
- Yani, Stanley.
Stanley's the smartest in the school, next to me.
Stanley, okulun en zeki çocuğu.
Stanley's my best friend.
Stanley en iyi arkadaşım.
Did it occur to you that Stanley studies there because that's the only place he feels comfortable?
Stanley rahat hissettiği için tek orada ders çalışıyor olamaz mı?
Stanley has suffered his whole life.
Stanley tüm hayatı boyunca acı çekmiş.
And, Andy his name is Stanley.
Ve Andy onun adı Stanley.
Damn it, Stanley.
Lanet olsun, Stanley.
Stanley, Jason Freel's got Karen.
Stanley. Jason Freel, Karen'ı yakalamış.
I look forward to your and Stanley's report.
Senin ve Stanley'in raporunu dört gözle bekliyordum.
Stanley?
Stanley?
I knew how much it meant to Stanley for him to be there, so....
Burada olmasının Stanley için anlamını biliyordum, bu yüzden...
- Yeah. - Well, I guarantee you there's no posse out looking to save Stanley.
- Sana garanti ederim Stanley'i kurtaracak bir grup yok.
No, but I do know you and Stanley are best friends.
Hayır ama Stanley'le çok iyi arkadaşlar olduğunuzu biliyorum.
My mom says Stanley has something most people will never have.
Anneme göre Stanley, çoğu insanın sahip olamayacağı bir şeye sahip.
Stanley has dignity.
Stanley'in asaleti var.
Maybe he'll stink and Stanley won't seem so bad in comparison.
Belki batırır da, Stanley ona kıyasla kötü görünmez.
For our last act of the show Stanley Minor will sing a composition, which he wrote himself.
Şovumuzun son gösterisinde Stanley Minor kendi yazdığı bestesini söyleyecek.
If we could all give Stanley our undivided attention, please?
Stanley'e tüm dikkatimizi verebilir miyiz, lütfen?
Stanley, go.
Stanley, başla.
-'Cause there is beauty in the world. ) - Stanley, out, out.
Stanley, dışarı, dışarı.