Steamy перевод на турецкий
207 параллельный перевод
It had better be hot and steamy.
Çok tutkulu olsun.
- Pretty steamy, ain't it?
- Epey şehvetli, değil mi?
It's all steamy and warm, and the snow? akes are? oating down and the hi -?
Dışarda kar yağarken içerisi hamam gibi oluyor.
All steamy, you know?
İçerisi sıcaktı. Bilirsiniz.
- But it's all soft and steamy.
Ama bu cıvık cıvık.
It's steamy.
Buharlaşıyor.
Well, those streams of molten lava and that steamy mangrove swamp.
Şu erimiş lava akıntısına ve buharlı mangrov bataklığına bir bakın.
Everybody's steamy bodies all pressed...
Herkesin nemli vücutları birbirine...
The mingling breath, the pounding heart, the steamy windows.
Birbirine karışan nefesler, çarpan kalp, buharlı pencereler.
These steamy stories have sold in the millions... Affording Mary a lifestyle... Even her wealthiest heroine would envy.
Ki milyonları etkisi altına alan o hikayeler, gıpta edilecek bir yaşam stili sürdürmesini sağlıyor.
Most people imagine orchids growing in exotic, steamy places. But you can grow them anywhere.
Çoğu kişi orkidelerin egzotik, şehvet dolu yerlerde yetiştiğini düşünür... aslında her yerde yetiştirilebilirler.
It gets pretty steamy.
Gittikçe nem oranı artıyor.
I mean, I go away with the other one, right... for what I think is going to be a hot, steamy weekend... and you're reloading a lead pencil.
Yani ben şehvetli, tutkulu bir hafta sonu... geçirme umuduyla diğeriyle gidiyorum... sense enerjisi bitmek bilmeyen biriyle beraber oluyorsun.
I'm talking steamy, sweat dripping down your back, neighbours pounding on the walls. Illegal in 48 states kind of sex!
Buharlı, sırtından ter damlatan, komşuları rahatsız eden kırk sekiz eyalette yasak türden seks.
Windows are getting a little steamy.
Camlar buharlanıyor.
First thing I'm gonna do when this shit is over is set my ass in a steamy, hot, bubble bath.
Bütün bunlar bittiğinde yapacağım ilk şey kendimi sıcak ve bol köpüklü bir küvetin içine atmak olacak.
Lance, why don't you finish your Romantic Roast while it's still hot and steamy.
Lance, neden Romantik Kavruk'unu sıcak ve buharlı iken içmiyorsun.
Lila, that's not the only thing that's hot and steamy.
Lila, olay sadece sıcak ve buharlı olmasında değil.
Crocodile eggs will only develop... if they remain between a steamy 27 and 34 degrees... so her choice of site is critical.
Timsah yumurtaları sadece 27 ile 34 derece arasında gelişebilir. Bu yüzden, yumurtlama yerinin seçimi çok önemlidir.
Yeah, it is rather steamy in here.
Evet. Burası çok sıcak.
It was nothing more than a fleeting glance in a very steamy bathroom. Don't fret.
Sinirlenme Niles.
It's just a little steamy.
Sadece biraz buharlı olacak.
I couId add a steamy love scene between the starfleet conn officer and the Maquis engineer.
Yıldızfilosu serdümeni ile Maquis Başçarkçısı arasında yaşanan güzel bir aşk sahnesi ekleyebilirim.
Hot, steamy, sweaty sex.
Sıcak, buharlı, terli bir sex.
I'd pitch her a steamy, bodice-ripping paperback which she'd probably reject... but at least I'd get five minutes face-to-face with her.
Ona, kesinlikle reddedeceği şehvet dolu seks hikayelerimle gidecektim ama en azından beş dakika yüzyüze görüşmüş olacaktım.
Well, his gaze is so steamy, it's re-foaming my latte.
Bakışları o kadar buharlı ki lattem yeniden köpürmeye başladı.
Venus never lost its steamy clouds, and like a thermal blanket, they trapped the heat in forever.
Venüs, bu buhar bulutlarından hiçbir zaman kurtulamadı. Bulutlar, battaniye misali ısıyı sonsuza dek hapsettiler.
That's a steamy imagination, miss.
Sizinki pek şehvetli bir düşünce.
I walk into the room... and it's really steamy.
Buhar odasına girdim. Gerçekten çok buharlıydı.
When he sings, I see steamy streets lovers groping hands busted fenders.
Onu dinlerken, caddelerdeki dumanı görüyorum el ele tutuşmuş aşıkları ezilen çamurlukları.
The full kissy-wissy, touchy-watchy? - The steamy story.
Öpücük, sevişme, dokunma sahneleri - dahil mi buna?
I suppose blown off course during its annual migration from the steamy land of the coconuts.
Varsayalım sıcak Hindistan diyarlarına yaptığı, rotasını şaşırmış olsun,
All that's left is a steamy... kiss!
Buğulu bir öpücükten sonra bunlar!
Oh, there will be details aplenty... in my steamy letter to Penthouse.
Detaylara ihtiyacım var. Oh, bolca detaylar olacak...
As the heat of the day builds up... the humidity soars and life in the forest becomes really steamy.
Gün içinde sıcaklık yükseldikçe nem oranı artıyor ve ormandaki hayat gerçekten buharlı oluyor.
I'M THINKING MAYBE WE CAN GET INTO SOME... VERY HOT, STEAMY LASAGNA!
Düşünüyorum da acaba şöyle çok sıcak ve buram buram buhar çıkan bir lazanya nasıl olur?
- Me either, but I heard it was steamy.
Ben de görmedim. Ama şehvet dolu olduğunu duydum.
This picture of you is steamy.
- Bu resmin süper.
- You ready for some hot, steamy fun?
Biraz sıcak ve erotik bir oyun için hazır mısın? Tabi ki hazırım!
Mr. Steamy Eyes.
- Bay Baygın Bakışlı Dört Göz.
Mr. Steamy Four Eyes.
- Onun için üzülüyorum. - Sen herkes için üzülüyorsun zaten.
In one of their videos, the girls talked about a Mr. Four Eyes, a Mr. Steamy
Videolarından bir tanesinde kızlar Bay Dört Göz'den bashediyorlar Baygın Bakışlı Dört Göz. - Kim olabileceği hakkında bir fikriniz var mı? - Hayır.
Mr. Steamy Eye.
Bay Baygın Bakışlı! - İğrenç!
You mean, Mr. Steamy four eyes?
Bay Baygın Bakışlı Dört Göz'ü mü diyorsun? - Bay Baygın Bakışlı Dört Göz.
In a steamy four eyes kind of way.
Baygın Bakışlı Dört Göz o türden.
And even if he is Mr.Steamy-eyed it doesn't mean anything. Wait.
Bay Baygın Bakışlı olsa bile bu bir anlam ifade etmez.
One hot, steamy, wild night....
Seksi, kuvvetli, vahşi bir gece....
Sometimes a steamy letter will do.
Bazen ateşli bir mektup.
Oh, she's been liberal ever since she played summer stock at college... with all those steamy Jewish boys. Cathy?
Cathy mi?
You know, in case it gets a little bit too steamy tonight.
Bu gece şehvetten yanabiliriz.
In a steamy four eyes kind of way.
- Derek Trainor gözlük takıyor mu?