Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ S ] / Stevie

Stevie перевод на турецкий

2,176 параллельный перевод
It was because Stevie and Van Gogh, they just- - they don't talk.
Çünkü Stevie ve Van Gogh, ikisi de konuşmuyor.
- Thanks, Stevie boy.
- Sağol Stevie boy.
Stevie boy.
Stevie boy.
I so don't want to go back to Alaska.
Alaskaya dönmek istemiyorum. Stevie.
Stevie. You know, I think the worst of this thing might be over.
En kötüsü bitmiş olabilir
I don't know, Stevie boy. I don't know.
Bilmiyorum Stevie boy.
How we doing, Stevie boy?
Nasılız Stevie boy?
You go play with Cousin Stevie.
Gidip kuzenin Stevie'le oyna.
Oh, Stevie.
Stevie. Merhaba.
Get something with Stevie, huh?
Stevie ile bir şeyler yiyelim.
Behalf Stevie, Gus and myself I thank our neighbor Sylvio.
Tamam tamam, Stevie, Gus ve kendi adıma komşumuz Silvio'ya kocaman teşekkürler.
Then we always sleep together.
Onca zaman var Stevie, onunla birlikte oluyorduk.
You do not understand, and the I do not care what you think.
Biliyor musun Stevie, bunu anlamanı beklemiyorum. Ve ne düşündüğün umurumda değil.
- That kind of women I do not know.
Ama öyle kadınlar tanımıyorum ki Stevie.
Do not go rattle, do not improvise.
- Hemen lafa zıplama. - Stevie! - Doğaçlama yapma.
The house keys.
Evin anahtarlarını ver Stevie!
I do not see that person.
Öyle birisini görmüyorum ki Stevie.
Stevie.
Stevie!
Stevie, I want to thank you you thinking of me...
Her neyse, sana teşekkür etmek istedim Stevie.
I will only have about the scheme.
Stevie, sadece ikinci bir buluşma, bu anlaşma için her şeyimi veririm.
Jonah, where is Stevie?
Jonah, Jonah! Stevie nerede?
With Stevie, leave a message.
Merhaba, Stevie'yi aradınız. Mesajınızı bırakın.
If we possibly do, I conditions.
STEVIE : Odamda buluşalım. Bunu düşüneceksek eğer bazı şartlarım olacak.
But you still have all the time, Stevie.
Ama senin önünde çok fırsatın var Stevie.
- With you will be fine. You have plenty of time.
Stevie, senin bir şeyin yok, çocuk sahibi olmak için bir ömür vaktin var.
This was your idea, Stevie.
- Bu senin planındı Stevie! - Benim planım mı?
We walk back and Stevie does not.
İki saat gerideyiz, ses sistemi boku yemiş durumda ve Stevie taşınıyormuş. - Ne?
Sorry.
- Stevie! - Aferdersiniz.
Stevie, I did not...
Stevie, ben yapmadım... Stevie... geçebilir miyim!
Stevie, please wait.
Hey, Stevie! - Lütfen dur! Stevie!
Day, Stevie.
- Hoşçakal Stevie. - Hoşçakal.
You need to be a mother, Stevie.
Sen anne olmaya karar verdin Stevie.
Stevie, this is good.
Stevie, yok bir şey.
Where's Stevie?
Stevie nerede?
Get Stevie. Okay.
- Stevie'yi bul.
Stevie, slow down.
Stevie, yavaşla.
Stevie!
Stevie!
It's Stevie.
Stevie.
Stevie?
Stevie?
Oh, I'll get Stevie to change your shift.
Stevie'ye söylerim, vardiyanı değiştirir.
Stevie?
Stevie nerede?
Stevie... Mm?
Stevie?
Hey, Stevie, why don't you look around?
Stevie, sen biraz dolan etrafta.
I'm Stevie.
Adım Stevie.
Stevie Evans.
Stevie Evans.
- Stevie, she was the love of my life, but not like that.
Annen... Stevie, annen hayatımın aşkıydı.
Hey, Stevie...
Stevie...
Two, actually- - Danny and Stevie.
İki oğlum var. Danny ve Stevie.
Hi, Stevie.
Selam Stevie.
Stevie?
Daha önce, senin odandayken...
Stevie, you were right.
Hayır Stevie, sen haklıydın.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]