Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ S ] / Suv

Suv перевод на турецкий

1,280 параллельный перевод
But not before asking our sound man if we could use his SUV and coaxing him with a little free gas.
Ama bu arkadaşımızı SUV'u kullanmaya ikna etmeden önce, onu biraz biraz bedave benzinle kandırmak zorunda kaldık.
Yeah, it's a piece of crap suv.
Evet, eski bir SUV ( SUV :
You know, Mercedes makes an SUV now.
Bilirsiniz, Mercedes artık jip üretiyor.
Do me a favor- - zoom in on that black SUV.
Siyah SUV'a zum yapsana.
- That SUV is Peregrine property. I need to collect what's inside.
İçindekileri almam gerekiyor.
We found a DX4 round in Lancaster's suv.
Lancaster'ın cipinde DX-4 mermisi bulduk.
So it was in his SUV.
- O zaman cipindeydi.
The gun... you took it from Lancaster's SUV.
Silah. Lancaster'ın cipinden aldın.
Eric, let's take another look at that SUV.
Eric, cipe bir daha bakalım.
Yeah, well, I can put you in Lancaster's SUV, exactly where the gun was stolen from.
Lancaster'ın cipinde olduğunu kanıtlayabilirim. Silahın çalındığı yerde yani.
We removed the asset from the SUV the moment we knew Lancaster was down.
Lancaster'ın öldüğünü öğrenince silahı cipten aldık.
And dispatch called and said that eyewitnesses saw a red suv flee the scene.
Tanıklar olay yerinden kaçan kırmızı bir cip görmüş.
Okay, maybe our... red suv clipped this on its way out.
Kırmızı cip giderken sürtmüş olabilir. Horatio'yu arayayım.
Well, I saw them leaving in a blue suv.
- Mavi bir ciple gittiler.
Okay,'cause the witnesses said red suv.
- Ama tanıklar kırmızı cip dedi.
Did you see julithand o e two other fugitives leave in an suv?
Ayrıldım. Julio ve öbür iki kaçağı ciple giderken gördün mü?
So all we have left are trevor and julio, and they escaped in the red suv.
Geriye Trevor ve Julio kalıyor. Kırmızı ciple kaçtılar.
She burned to death this morning in Brandon Fox's SUV, but then again, you know that, because you cut his brake line.
Bu sabah Brandon Fox'un cipinde yanarak öldü. Ama sen bunu biliyorsun zaten çünkü hidrolik borusunu kestin.
Jess asked me to work on Brandon's SUV as a favor.
Üniversiteden arkadaşıdır.
At those levels, that SUV had to be full of carbon monoxide.
Bu seviyeye göre, o cipin içi karbon dioksit dolu olmalı.
Think it's connected to the SUV fire?
Cip yangınıyla bağlantısı var mı dersin? Mümkün görünüyor.
There was a piece of tubing we found that pumped exhaust into your SUV.
İçeri egzos gazı veren bir boru bulduk.
I miss my old life. Helping people who barely have clean water, let alone the kind of medicines we waste by the SUV-load.
Bırak bizim ziyan ettiğimiz ilaçları, temiz su bile bulamayan insanlara yardım ettiğim eski hayatımı özledim.
Saw her being pushed into Haas's SUV.
Haas'in cipine bindirildiğini gördüm.
The rest of the team's in an SUV behind us.
Ekibin geri kalanı ciple arkamızdan geliyor.
Old man noticed an SUV with Washington plates parked here for two hours the night of the murder.
Yaşlı adam cinayet gecesi Washington plakalı bir SUV'un burada iki saat park halinde olduğunu görmüş.
Well, someone left the SUV for the night.
Birisi cipini burada bırakmış.
Unless you'd like to upgrade to an SUV, which I could offer you for 29...
SUV'ye geçiş yapmak istemediğiniz sürece, onda da size önerebileceğim 29...
So, would you like to upgrade to the SUV?
Ne dersiniz, SUV'ye geçiş yapmak ister misiniz?
Last time I saw her, she was at the bottom of an elevator shaft with an SUV up her ass.
Onu son gördüğümde kıçında bir ciple bir asansör boşluğunun dibindeydi.
Mercedes SUV... – He's in!
Mercedes SUV...
So you're going to give me the keys to your SUV so that I can get them out of here.
Şimdi bana kamyonetinin anahtarını ver ki bu insanları buradan uzaklaştıracağım.
I'm taking the SUV, and I'm taking it as far as it'll take me.
Ben kamyoneti alıyorum, buradan olabildiğince uzaklaşacağım.
Get them to the SUV.
Onları kamyonete götür.
There were dealer plates on the SUV.
Arabada satıcı plakası vardı.
That's the SUV that tried to run us down.
Bu, bizi ezmeye çalışan araç.
Police are looking for a white male in his early 20s driving a red, late-model SUV.
Polis 20 yaşlarının sonunda, kırmızı son model bir SUV süren şoförü arıyor.
That would be Mr. Cominsky, the fellow hit by the SUV.
- Yani Bay Kominsky. Cip çarpan adam.
Because faking it is for dumbass girls who hook up with the first guy in baggy jeans and some earth-fucking SUV.
- Çünkü numara yapmak gördükleri ilk bol kesim kotlu çocukla bir jipte sevişen budala kızlara göre.
It was a truck or an SUV.
Ya da arazi taşıtı.
State Police are anxious to talk to the driver of a dark-colored SUV.
Kurban 10 yaşında bir erkek çocuk.
'Cause I saw an SUV out there.
Yolun karşısında bir cip gördüm de onun için sordum.
We've determined that the SUV was fitted with a grill guard.
Kendi tamponundan başka, koruyucu tamponu da varmış.
So you're looking for a dark SUV with a grill guard.
Yani şimdi, koyu renkli ve koruyucu tamponlu bir cip arıyorsunuz.
I got a dark-colored SUV with a grill guard.
Koruma tamponlu, koyu renkli bir cip arıyorum.
I got an SUV that needs some TLC.
Bakıma ihtiyacı olan bir cipim var.
Where's the SUV?
SUV Nerede?
The SUV's here.
SUV burada.
And they're in my SUV.
Jipimdeler.
I thought this was a suicide. Wouldn't that belong to one of the kids in the SUV?
Parmak izi cipteki çocuklardan birinin olamaz mı?
The tube that fed the carbon monoxide to the SUV.
Cipe karbon monoksit verdiğin boruda.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]