Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ S ] / Swiss

Swiss перевод на турецкий

1,717 параллельный перевод
We can all end up looking like Swiss cheese... or we can go have a nice cup of coffee. What's it gonna be?
İsviçre Peyniri gibi halledebiliriz ya da gidip bir fincan güzel bir kahve içebiliriz.
They each take 500 million liras, cross the border and deposit the money in numbered Swiss bank accounts.
Her bir kaçakçı 500 milyon lira alıyor sınırı geçiyor ve parayı ayarlanmış İsviçre banka hesaplarında topluyorlar.
What was the purpose of the money in the Swiss accounts?
Paranın İsviçre banka hesaplarında toplanmasındaki maksat neydi?
Yeah, we've tried a lot of them but he had syphilis when he was eight and his lungs are like Swiss cheese.
Evet, onlardan çok denedik, ama sekiz yaşından beri frengisi var,... ve ciğerleri de delikli İsviçre peynirine dönmüş.
You're like the Swiss, You're neutered,
- İsviçreliler gibisin.
Open up a Swiss account in his name for yourself.
Kendiniz için onun adına bir İsviçre banka hesabı açtırın.
Something to do with a Swiss bank account.
Bir İsviçre banka hesabıyla ilgili yapılan bir şey hakkında.
This latest puzzle in the case involves a Swiss bank in Zurich where the checks were cashed by H.R. Hughes.
Pazılın son parçası, çeklerin H.R. Hughes tarafından paraya çevrildiği, Zürih'teki bir İsviçre banka hesabını içeriyor.
The police are looking for her, and the normally silent Swiss bankers are talking about the case.
Polis kadını arıyor ve normalde sesleri çıkmayan İsviçreli bankacılar olay hakkında konuşuyorlar.
Who opened up the Swiss bank account?
İsviçre bankasında hesabı kim açtı?
She deposited in a Swiss bank money intended for Howard Hughes, whose autobiography her husband says he wrote.
Kocasının otobiyografisini yazdığını söylediği Howard Hughes adına, bir İsviçre bankasına para yatırdı.
Mrs. Irving received a suspended sentence, but we have no control over what the Swiss authorities decide to do.
Bayan Irving hakkında şartlı tahliye kararı alındı, fakat İsviçre makamlarının hakkında vereceği hüküm üzerinde tasarrufumuz yok.
It's Swiss.
İsviçre ismi.
Swiss cheese.
İsviçre peyniri.
They say one Swiss makes a monologue, two, a dialogue, three, a catalog!
Derler ki ; bir İsviçreliden monolog ikisinden diyalog, üç tanesinden de katalog olur!
You can speak Swiss-German...
İsveç-Alman aksanlı konuşabilirsiniz...
- Swiss francs?
- İsviçre frankı mı?
I'll go to the Swiss consulate tomorrow.
yarın isviçre konsolosluğuna gideceğim.
- They're Swiss, not Swedish.
- isviçreli, isveçceli değil.
The Swiss are fanatical and now, with the swine fever, you can't bring this in.
isviçreliler bağnazdır ( ben de ) domuz etine karşı. bunu içeri sokamazsın.
Those mountains are the Swiss Alps.
bunlar isviçre alpleri.
The Swiss are really something.
isviçreliler gerçekten ilginç.
He says they're the landlord's, the Swiss throw nothing out.
ev sahibinin olduğunu söylüyor, onlar vermişler.
Since he was promoted, we've got Swiss people in the house all day.
terfi ettiğinden beri evde hep isviçreliler var.
I'm going to marry a beautiful Swiss girl, I'm going to go to Italy on vacation, but I'll put the car in the garage!
güzel bi isviçreli kızla evleneceğim, italyaya tatile gideceğim, ama arabamı garajda bırakacağım!
Also Pope Benedict has mechanized the Swiss Guard and said, " It's my choice.
Ayrıca Papa Benedikt sonunda Vatikan Muhafızlarını mekanize ederek demiş ki... " Bu benim seçimim.
ShaIini is going to Swiss today for a tournament.
Shalini bugün İsviçre'ye turnuvaya gidiyor. Oraya gitmeliyim.
It's a Swiss computerized mechanical lock 8 layers with over 4 million combinations
Bu bir İşveç yapımı bilgisayarlı mekanik kilit 8 katmanlı ve 4 milyondan fazla kombinasyon var
Like a Swiss watch.
İsveç saati kadar dakiğimdir.
Swiss. Watch...
İsveç saati...
But the Swiss clients are due next week?
Ama İsviçre li müşterileri gelecek hafta nedeniyle..
It tunnels to the bottom and makes the ice like Swiss cheese, sort of like termites.
Dibe kadar tüneller açıyor ve buzu, beyaz karıncaların yaptığı gibi İsviçre peynirine çeviriyor.
I met a little Swiss girl in a Swiss chalet.
Bir dağ evinde tanıştım, İsviçreli bir kızla.
I met a little Swiss girl in a Swiss chalet
Bir dağ evinde tanıştım, İsviçreli bir kızla.
You could put a Swiss watch on it.
Bir İsviçre saati kadar kesinsin.
A Swiss LCD quartz calculator alarm watch.
Bir Swiss LCD Quartz hesap makinal isaat.
There's a Swiss Army in the console.
Torpidoda bir İsviçre çakısı olacaktı.
Are we talking the "Swiss chard a la polonaise" level funk from last may, the panna cotta experiment of'05?
Geçen mayıs ayındaki gibi Polonez usulü pazı gibi mi? Yoksa gözleme deneyleri gibi mi?
More like the finest swiss watch factory.
İsviçre saati kalitesinde.
Get me a ham and Swiss on rye, dry, nothing on it.
Bana çavdar ekmeğine jambon ve peynirli sandviç söyle.
I ordered Swiss, Monty.
İsviçre dedim Monty.
Swiss has holes.
İsviçre peyniri deliklidir.
And not the crappy, processed, waxy kind, but the good Swiss chocolate from the gift shop that costs way too much money, but is totally worth it.
Ve boktan, işlemden geçmiş, balmumu gibi değil, Hediyelik dükkanından gerçek İsviçre çikolatası. oldukça fazla para ödemem gerekti, ama kesinlikle buna değer.
CHASE : CT showed her lungs are Swiss cheese.
Tomografi ciğerlerinin İsviçre peyniri gibi olduğunu gösteriyor.
The Swiss borders were tight, especially for Jews... you told me that.
İsviçre sınırında güvenlik sıkıydı, hele de yahudiler için. Bunu sen söylemiştin.
I'll use my swiss army bone.
Çok yönlü kemiğimi kullanacağım.
According to the records of bannister's swiss drug supplier, bannister purchased enough medication to treat ten patients last year.
Bannister'ın İsviçreli ilaç tedarikçisine göre doktor, geçtiğimiz yıl on hastasını tedavi edecek kadar ilaç satın almış.
Swiss for Derrik.
Derek için peynirli.
One investor--a swiss holding company owned by the dutton group.
Bir yatırımcı. Dutton Group'a ait bir İsviçre holding firması.
We both ordered the Turkey Ranchand Swiss, no onions.
İkimizde çiftlik hindili müsli ısmarladık, soğansız.
This shit was initially created in 1938 as a headache medicine by some swiss pharmacy but it's hallucinogenic effect wasn't discovered until 1943...
Bu bok 1939 yılında baş ağrısı için İsviçre'de üretilen bir haptı. Ama 1943 yılına dek halüsinasyonlara sebep olduğunu anlayamadılar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]