Tell me what i can do перевод на турецкий
429 параллельный перевод
Tell me what I can do.
Ne yapabileceğimi söyleyin.
Nobody's gonna tell me what I can do and what I can't.
Neyi yapıp yapamayacağımı kimse söyleyemez bana.
Don't tell me what I can do, what I can't do.
- Bana neyi yapabileceğimi söyleme.
Tell me what I can do.
Bana ne yapabileceğimi söyle.
You must tell me what I can do for you.
Size nasıl yardımcı olabilirim, lütfen söyleyin.
Okay, tell me what I can do for you. Not me.
- Söyle bakalım, sana nasıl yardımcı olabilirim?
Just tell me what I can do to help.
Yardımcı olmak için ne yapmam gerektiğini söyle yeter.
Now you may tell me what I can do for you.
Şimdi söyleyin, sizin için ne yapabilirim.
Tell me what I can do for you.
Söyleyin, size nasıl yardım edebilirim.
- Don't tell me what I can do.
- Neyi yapamayacağımı söyleme bana.
You've got to tell me what I can do.
Yapmam gerekeni söyle.
They always show up out of nowhere to tell me what they want me to know and they keep coming around me until I do what they want me to do and torment me to the point where I can't even get any sleep.
Durup dururken oraya çıkıyorlar. Gerekli şeyi söyledikten sonra istediklerini yapana kadar karşıma çıkıp bana eziyet ediyorlar.
I tell you what you can do for me, you can give me a light.
Benim için ne yapabileceğini söyleyeyim, bana ateşini verebilirsin.
Now, let me tell you, Mr. Gibson... I'm not going back to Detroit before I have my vacation and if you don't like it, you can take my job and you know what you can do with it?
Size bir şey söyleyeyim bay Gibson, tatile çıkmadan Detroit'e dönmüyorum beğenmiyorsanız alın onu, ne yapacağınızı biliyorsunuz?
Do you know, we had almost forgotten what peace was until you came into this house. I can't tell you how much it means to me.
Biliyor musunuz siz gelene dek bu evde bir sessizlik vardı.Bunun ne anlama geldiğini size tarif edemem.
Tell me, what can they do to me if I kill a judge?
Söylesene, bir hakimi öldürürsem ne yaparlar bana?
I'm gonna do anything I please, and you and Dundee and nobody else is gonna tell me what to do.
Canım ne isterse onu yapacağım ne sen, ne Dundee, ne de hiç kimse bana ne yapacağımı söyleyemeyeceksiniz.
Tell me : what can I do for you?
Senin için ne yapabilirim?
Well, we can tell him what the situation is now, but I think you'd better let me do it.
Durumu artık ona açıklayabiliriz... ama bunu bana bıraksanız iyi olur.
I pray you all, tell me what they deserve... that do conspire my death... with devilish plots of damned witchcraft... and that have prevailed upon my body with their hellish charms?
Lütfen söyler misiniz, lanetli büyülerle, şeytanca dolaplarla canıma kasteden, cehennemlik afsunlarla bedenimi çarpıtan o insanlar sizce nelere müstahak?
Tell me, what can I do?
Söyle bana, ne yapayım?
They tell me you're the owner, I guess you can do what you like.
Sahibinin sen olduğunu bana söylediler, sanırım dilediğinizi yapabilirsiniz.
Ain't nobody going to tell me what I can't do in my own house.
Kendi evimde ne yapacağımı kimse söyleyemez.
You can't tell me what I'm supposed to do.
Ne yapacağımı bana söyleyemezsin.
Why are they trying to tell me what I can say and do?
Neden bana neyi söyleyebileceğimi ve yapabileceğimi söylemeye çalışıyorlar?
Now, what can I do for you? You're not here to tell me I've overlooked another crime, by any chance?
Yoksa gene gözümden kaçan bir suçu mu bildirmeye geldiniz?
Don't tell me what I can or cannot do, lieutenant.
Teğmen bana akıl verme.
- What can I do for you? - My husband asked me to tell you... he's been taken ill and can't leave his bed.
- Kocam size söylememi istedi çok hasta ve yataktan kalkamıyor.
What do you want me to tell them, "I can't get back in the car with you"?
Ne yani, onlara "sizinle arabaya binemem" mi diyeyim?
You'll get everything I can tell you, but when there is nothing, what do you want me to say?
Size söyleyebileceğim bir şey yok. Ne söylememi istiyorsunuz?
- Don't tell me what I can't do.
- Bana ne yapabileceğimi öğretme.
I can't always do what you tell me.
Her zaman senin dediğini yapamam.
Peter, you're not going to tell me what I can and cannot do.
Peter, bana ne yapip yapmayacagimi soyleyemezsin.
Spare me and I'll tell you what Eva and Antoniska do
Canımı bağışlayın, ben de size anlatayım Eva ve Antoniska'nın ne yaptığını.
It bothers me I can't tell people what I do.
Beni ilgilendirir, insanlara ne yaptığımı söyleyemem.
I can tell you what I would do... if I were me and I were in your situation.
Ancak senin durumunda ben olsam... benim ne yapacağımı söyleyebilirim.
Tell me, what can I do for you?
Söyle bana, ne yapabilirim sizin için?
Don't tell me what I can or cannot do.
Ne yapıp yapamayacağımı söyleme.
- Don't tell me what I can or can't do.
- Bana ne yapıp ne yapamayacağımı söyleme.
Don't you ever tell me what I can or can't do.
Sakın bana ne yapıp ne yapamayacağımı söyleme!
Tell me, my dear, what can I do for you?
Söyle bana hayatım, Senin için ne yapabilirim?
Tell me what I can do?
Sizce ne yapabilirim?
Just because my parents aren't here doesn't mean anyone can tell me what I can or can't do.
Ailemin burada olmaması... birilerinin ne yapıp yapamayacağımı söyleyeceği anlamına gelmiyor.
Meanwhile, tell me... what can I do for you?
O zaman ne beklediğinizi bana söyleyin. Daha doğrusu sizin için ne yapabilirim?
Tell me, what can I do for you?
- Söyler misin, senin için ne yapabilirim?
Tell me, what can I do?
Söyle bana!
Don't you tell me what I can or cannot do.
Asla ne yapabileceğimi ve yapamayacağımı söyleme.
You tell me what more you think that I can do.
Söyleyin, sizin için bundan başka ne yapabilirim?
Tell me what you want, I'll tell you what I can do.
Ne istediğini söyle, bakalım ne yapabiliriz.
You can't tell me what I can and cannot do! Just go!
Bana kiminle görüşüp kiminle görüşemeyeceğimi söyleyemezsin!
How can I improve unless you tell me what to do?
Sen bana ne yapmam gerektiğini söylemeden nasıl düzeltirim bunu?