Tell me what you think перевод на турецкий
992 параллельный перевод
But Vronsky, tell me what you think of Vronsky.
Ama Vronsky. Vronsky hakkında düşündüklerini anlat.
Tell me what you think of it.
Ne düşündüğünü söyle.
Now tell me what you think about him.
Şimdi onun hakkında düşündüklerini söyle bana.
Just tell me what you think of him.
Sadece onun hakkında ne düşündüğünü söyle.
Why don't you tell me what you think of me in any words you wish?
Neden bana dilediğiniz gibi hakkımda düşündüklerinizi söylemiyorsunuz?
- Taste this and tell me what you think.
- Tadına bak ve ne düşündüğünü söyle.
Since you have read it, tell me what you think about it.
Madem okudun, düşüncelerini söyle.
Then you can tell me what you think.
Sonra ne düşündüğünü söylersin.
It's not like workin'with my own bars, but tell me what you think anyway.
Kendi çalıştığım bara benzemiyor ama, ne düşünüyorsanız söyleyin.
Take a look at this bulb and tell me what you think.
Şu lambaya bir bak ve bana ne düşündüğünü söyle.
I'd like you to take a look at her, a close look, and tell me what you think and what your feeling is.
Şimdi ona bakmanı istiyorum ama yakından bak. Sonra ne düşündüğünü söyle ve neler hissettiğini.
Then suppose you tell me what you think the speed limit is around here.
Öyleyse bana burada hız limitinin ne olduğunu siz söyleyin.
- Taste your ration and tell me what you think.
- İstihkakını tat ve ne düşündüğü bana söyle. - Emredersiniz, efendim.
Uncle Otis, tell me what you think of this thing, will you?
Otis Amca, söyle bakalım bu konuda ne düşünüyorsun?
Forget Haganah for one moment, and tell me what you think.
Bir an için Haganah'ı unut ve ne düşündüğünü söyle.
Tell me what you think of me
Söyle nasıl buldun beni
All my scrap books and stuff are in the rehearsal room and you can look at them and tell me what you think.
Bütün müsveddelerim ve diğer ıvır zıvır prova odasında. Onlara bir göz atıp bana ne düşündüğünü söyleyebilirsin.
You'll tell me what you think.
Bana ne düşündüğünü söyleyeceksin.
Tell me what you think :
Şuna ne dersiniz?
You tell me what you think is so marvelous about that book.
Kitapta en çok garibine giden şeyi söyle bakalım.
Señor Alfonso, I implore you to tell me what you think of everything you've experienced since arriving here.
Senyor Alfonso, rica ediyorum, söyleyin, buraya geldiğinizden beri yaşadığınız şeyler hakkında ne düşüyorsunuz?
Tell me what you think.
Düşünceni söyle.
Tell me what you think.
Ne düşündüğünü söyle.
Tell me, hot stuff, exactly what is it you think we've done?
Söyle bakalım seksi kadın, biz ne yapmışız?
Tell me, Konstantin Petrovich, what do you think is the most important for the next issue of the "Diary of a writer"?
Söyle, Konstantin Petrovich, sonraki sayımızdaki "Yazarın Günlüğü" nün, önemi için ne diyorsun?
You think you can tell me what to do with my life.
Bana ne yapacağımı söyleyebileceğini sanıyorsun.
You can tell me tomorrow what you think.
Ne düşündüğünü yarın söylersin.
Do you want me to tell you what I really think of you?
Hakkında gerçekten ne düşündüğümü söylememi ister misin? Lütfen söyle.
Tell me, what did you think of my wedding present?
Düğün hediyemi nasıl buldun?
You just tell me where this Wienie King lives... and I'll take his money back to him and tell him what I think of him.
Sen bana Sosis Kralı'nın yerini söyle, ben de ona parasını götürüp neler düşündüğümü söyleyeyim.
Not if you want me to tell you what I think.
Ne düşündüğümü bilmek istemiyorsun..
I think i can guess what you have to tell me.
Sanırım bana ne anlatmanız gerektiğini biliyorum.
Okay, that's fine, Mr. Welch. Give me a chance to tell you what I really think of your wife.
Karınız hakkında ne düşündüğümü söylememe izin verin.
- Let me tell you what I think about it.
- Düşüncemi açıklama şansı ver bana.
Please tell me quietly just what you think you found out about my sister.
Ablam hakkında neler öğrendiğini sakin sakin anlat bakalım!
Well, we can tell him what the situation is now, but I think you'd better let me do it.
Durumu artık ona açıklayabiliriz... ama bunu bana bıraksanız iyi olur.
Until you tell me where you got it, I shan't know what to think, shall I?
Nereden aldığınızı söyleyene kadar ne düşüneceğimi bilemem, değil mi?
Tell me everything you saw and what you think it means.
Bana gördüğün her şeyi ve ne anlama geldiğini düşündüğünü anlat.
Tell me, Brainstorm, what do you think of the novelty up here in Vermont?
Söyle bana beyin jimnastikçisi, burada Vermont'ta yeni ne olabilir?
Now, don't you think it'd be a good idea to tell me what you really came to see me about?
Şimdi, beni ne için görmeye geldiğinizi neden söylemiyorsunuz?
Now, tell me - if I really had something to hide... what do you think it would be?
Şimdi söyle bakalım... eğer gerçekten saklamam gereken birşey varsa... sence bu ne olabilir?
Judah, tell me, did you think about what I said?
Söyle bana, Yahuda. Dediğimi düşündün mü?
If you would tell me what initials you would like, I think we could have something ready for you in the morning.
Eğer bana baş harflerinizi söylerseniz, sanırım sabaha bir şeyler ayarlayabiliriz.
Tell me, schoolteacher from a purely moral point of view bearing in mind that we represent goodness and civilization do you think that what I did was a civilized thing to do?
Öğretmen, söyle bana tamamen ahlaki bir açıdan, iyiliği ve uygarlığı temsil ettiğimizi unutmadan sence yaptığım şey uygarca mıydı?
Tell me, Miss Giddens, what do you think I might grow up to be?
Söyleyin Bayan Giddens, sizce ben büyüyünce ne olacağım?
Master, tell me what do you think of Kiyokawa?
Sensei, söyleyin bana Kiyokawa Sensei hakkında ne düşünüyorsunuz?
For God's sake, tell me, what do you think it's like?
Tanrı aşkına söyler misin?
Tell me, Sister Catherine, what do you think of Maria?
Söyleyin Rahibe Catherine, Maria hakkında ne düşünüyorsunuz?
Do you think you can find the energy to tell me what they did to our professor?
Acaba profesöre ne yaptıklarını söyleyecek enerjin var mı?
You want me to tell him what I think of him? Hmm?
Onun hakkında düşündüklerimi gidip söylememi istiyorsun?
When you think of dying, tell me, how do you envision what follows?
Ölümünü düşündüğünde, neler olacağına dair gözünde ne canlandırıyorsun?