Tell us what you know перевод на турецкий
431 параллельный перевод
Tell us what you know, Catalina.
Bildiklerini anlat bize Catalina.
Very well, tell us what you know.
Pekala, bize bildiklerini anlat bakalım.
Tell us what you know about this sack.
Bu çuval ile ilgili bildiklerinizi anlatın.
Mike, why don't you tell us what you know, then step aside like a nice fella and let us do our job?
Mike, neden bize bildiklerini anlatmıyorsun... Ve sonra kenara çekilip işimizi yapmamıza müsade et.
A thousand drachma if you tell us what you know.
Bildiğin her şeyi anlatman için, sana 1000 drahmi.
Just tell us what you know.
Bize ne biliyorsan söyle.
All right, tell us what you know about Allichamps.
Allichamps'a nasıl ve neden gittiğini arkadaşlarına anlat.
Tell us what you know, Norm.
Anlat bize Norm.
You got 10 seconds to tell us what you know.
Bize ne bildiğini anlatman için 10 saniyen var.
You ask us for faith in circumstances which are hardly possible to believe compounded by lies and your refusal to tell us what you know.
Bizden, inanılması çok güç şartlardayken... güven istiyorsunuz ve bu durumu yalanlarınızla... ve bildiklerini anlatmayı reddederek daha da kötüleştiriyorsunuz!
Please tell us what you know, Mr. Jenkins.
Ne biliyorsan söyle bize Bay Jenkins.
Why won't you tell us what you know about the UFOs?
- Soruya cevap ver. - Neden UFO'lar hakkında bildiklerini söylemiyorsun?
Trevean, if you tell us what you know about the blight we may be able to help.
Trevean, yanıklık hakkında bildiklerini bize anlatırsan yardım edebiliriz.
Tell us what you know about Agent Mulder's whereabouts,..... or you'll be held in contempt of Congress.
Şimdi, ya bize Ajan Mulder'ın yerini söyleyin, ya da Kongre'ye saygısızlıktan alıkonacaksınız.
Either you tell us what you know about Agent Mulder's whereabouts, or you will be held in contempt of Congress.
Ya bize Ajan Mulder'ın yerini söyleyin, ya da Kongre'ye saygısızlıktan alıkonacaksınız.
Just tell us what you know.
Bildiklerini anlat.
tell us what you know.
Bize bildiğin şeyleri anlat.
Tell us what you know.
Bildiklerinizi bize anlat.
Well, he told us to tell you all about the - the birds and the - the lilacs - you know, flowers - and the-the blue skies... and, uh, the love what comes but once -
Bize sana şeyi söylememizi kuşları, leylakları bilirsin işte, çiçekler ve mavi gökyüzü ve aşkı...
Listen, Chief, you can kill us if you want, but we can't tell you what we don't know.
Bakın, şef bizi öldürebilirsiniz ama bilmediğimiz şeyi size söyleyemeyiz.
But from now on, tell us exactly what you know about this man and exactly what happened last night.
Ama şu andan itibaren, bu adam hakkında bildiğiniz her şeyi ve dün gece tam olarak neler olduğunu söyleyin.
If you know what this thing is, Doctor, I suggest you tell us.
Eğer bu şeyin ne olduğunu biliyorsanız söylemenizi bekliyorum.
Look, it's all very well us talking like this, you know, like it was a game, but I wish you'd tell me what it's all about, because, honest to God, I just got out of bed,
Bak, bu şekil konuşmamız pek hoştu,.. ... yani, oyun oynuyormuş gibi, ama bana olan biteni anlatmanı isterdim,.. ... çünkü Tanrı şahidim olsun, daha yataktan henüz kalktım,..
What do you want to tell us that we don't know already?
Bizim zaten bilmediğimiz ne söyleyebilirsin ki bize?
Robert, even if you tell them what they want to know, what makes you think he'll let us live?
Robert, onlara istedikleri şeyi versen bile bizi canlı bırakacaklarını ne biliyorsun?
You will tell us what we want to know.
Bilmek istediğimizi söyleyeceksiniz bize.
If there's something you know that we don't I think you'd better tell us what it is.
Eğer bilmediğimiz bir şey varsa bence söyleseniz iyi olur.
You've got to tell Bernice about us right now... or I don't know what I'll do.
Bernice'e aramızdakileri hemen anlatmalısın yoksa ne yapacağımı bilmiyorum.
- Yes and you'll tell us the rest what we don't know!
- Evet biliyoruz. Bilmediklerimizi de siz anlatacaksınız bize.
Then stop telling us what you don't know and tell us what you do.
Öyleyse bize bilmediğini anlatma ve ne yapacağımızı söyle.
"If you don't tell us what we want to know, we're gonna throw you out of the helicopter."
"Bilmek istediğimizi bize söylemezsen seni helikopterden aşağıya atarız."
You know what happened. Tell us!
Ne olduğunu biliyorsun.
Now I don't know who you are or what you want with us but I will tell you that I am no coward.
Kimsiniz, bizden ne istiyorsunuz bilmiyorum ama korkak değilim.
Will you tell us what you know?
Üzgünüm ama başınız belada demektir.
You know, after that incident in town, we're just within one damn inch... of having our names splattered all over the newspaper... and I don't have to tell you what an embarrassing situation... that can put all of us in.
Kasabadaki o olaydan sonra, bütün gazetelerde... ismimizin çıkmasına ramak kaldı biliyorsun... ve böyle bir şeyin bizi nasıl zor bir duruma sokacağını... söylememe gerek yok.
Tell us everything you know about this god. When I think what might have happened to me if they'd captured me.
Başım çok ağrıyor.
Mr Finch, whatever, I don't know what your real story is, and the last thing I want is for you to tell me, but I wanna thank you for entertaining us.
Bay Finch, ya da adınız neyse, gerçek hikayenizi bilmiyorum ve inanın bana anlatmanızı da istemiyorum ama bu akşam bizi eğlendirdiğiniz için size çok teşekkür ederim.
But tell us, little Ernesto, how you plan to learn what you don't know yet?
Peki, öyleyse Ernostocuk bilmediği şeyleri nasıl öğrenmeyi düşünüyor? Evet, Haklısınız!
- Not till you tell us what we wanna know.
- Bize bilmek istediklerimizi söyleyene kadar.
Tell us what we want to know or I'll send you to heaven.
Bize istediklerimizi söyle ya da cennete gidersin.
The phrase "conspiracy theory" is one that's constantly brought up. And I think its effect, simply, is to discourage institutional analysis. You think there's a connection about what the government wants us to know and what the media tell us?
Aynı kavramlar sadece medya için değil, aynı zamanda eğitim kurumları ve genel olarak entellektüel basın için de geçerlidir.
Save us some time. Tell me what you know.
Ama önce biraz süre verip, bildiklerinden bahset.
Jerry, just so you know, before we take off they'll tell us what to do in event of a crash.
Jerry, uçak kalkmadan önce kaza durumunda ne yapacağımızı anlatacaklar.
I know this goes back a long way but could you tell us what happened the night Cokely attacked you?
Bunun sizin için çok zor olduğunu biliyorum,... ama Cokely'nin size saldırdığı gece neler olduğunu bize anlatır mısınız?
I want for you to tell us here and now, and for your own protection, what is going on, what is set up, where Fletcher is and everything you know.
Hemen burada bize anlatmanı istiyorum. Kendi güvenliğin için. Neler dönüyor?
Some people think we're headed wrong,'cause we listen to records and sing rock songs, but deep inside the battle's hot as hell, and let me tell you what I know quite well, comrade Tito count on us!
Bazı insanlar yanlış yolda olduğumuzu düşünüyor çünkü biz kaset dinleyip rock şarkıları söylüyoruz ama derininde savaş cehennem kadar sıcak çok iyi bildiğim şeyi söylememe izin verin yoldaş Tito bize güveniyor!
You know what that sound was? - Tell us.
O sesin ne olduğunu biliyor musunuz?
- You don't know what it was. - Don't say that! - Well, tell us!
- Ne olduğunu bilmiyorsun.
Look, Q, we've been told about your appearances on the Enterprise We know your little visits usually turn out to be more than meet the eye, so save your broken-heart routine and tell us what you're really after.
Bak Q, Atılgan'a yaptığın ziyaretlerin, sadece bir ziyaret etkisi bırakmadığı konusunda, bana bahsedildi, o yüzden, kırık kalbini kendine sakla ve asıl amacının ne olduğunu bize söyle.
If you cooperate, tell us what we want to know, we'll help you get out of this.
İş birliği yapıp, istediklerimizi söylersen bu olaydan yırtmana yardım edebiliriz.
- I know. - What can you tell us?
- Bize ne anlatabilirsin?