Teller перевод на турецкий
1,665 параллельный перевод
( chuckles ) : What do I look like, a fortune teller?
Falcıya mı benziyorum?
WELL, THESE BRACES ARE COMING OFF RIGHT NOW.
Bu teller hemen çıkacak!
Yeah, he was actually beaten unconscious by the teller who heisted the place.
Evet, bankayı soyan veznedar onu bayıltana kadar dövmüş.
We know that. But as the voice of the author, it's very important to decide if you want to be credible, a reliable narrator, somebody that the reader can trust or not, you know, as a truth teller.
Ama yazarın sesi olarak, doğrucu, inanılır, güvenilir bir anlatıcı, okuyucunun güvenip... güvenemeyeceği bir yazar olduğuna... karar vermek çok önemli.
So now, these new wires are a different gauge.
Bu yeni teller farklı ölçekli.
Last Thursday I went to pay for my lunch and the teller told me I was out of money.
Geçen Perşembe öğle yemeğimi ödemek istediğimde, kasadaki görevli kartta para kalmadığını söyledi.
Vine's alive, so the fence is dead.
Asma canlı. Demek ki teller çalışmıyor.
And the fence?
- Peki teller?
All right, if we can get through the ceiling, the foundation and the earth on top of that, we can make it out into the middle of no-man's-land and maybe hit the fence before we get shot.
Pekala eğer tavanı, temeli ve toprağı geçebilirsek, NML'e çıkabiliriz ( NML : Hapishane ve teller arasındaki bölge ) ) ve belki vurulmadan önce telleri aşabiliriz.
Fortune teller.
Falcı.
You forgetting your naked wires made him like this?
Onu bu hâle getiren çıplak teller olduğunu unuttun mu?
I'm not a fortune-teller.
Ben müneccim değilim.
- Nope, I don't think so.
- Sanmam. - Evet, teller.
I am a bank teller.
Bankada veznedarım.
Are you a fortune-teller?
Fala mı bakıyorsunuz?
Oppenheimer, Heisenberg, Fermi and Teller.
Oppenheimer, Heisenberg, Fermi ve Teller.
That Gunman then shot one bank teller, and forced the other employees to break open the safety deposit boxes.
Silahlı adam bir memuru vurmuş Ve kiralık kasaları açması için diğer çalışanları zorlamış
- How's the teller doing?
- Memur nasıl?
Is that the teller?
Memur mu?
- A.22, just like the teller.
- A.22, memurunki ile aynı.
Just like the teller, only she's not dead.
Memurunki ile aynı, Yalnız o ölmedi.
- There's the barbed-wired fence!
Dikenli teller orada işte!
So I suggest you go to an ATM teller. One that dispenses some respect.
Size derim ki, saygi veren bir bankamatige gidin.
When we're this close, ink it's fair to say that persuading a glorified teller should be the least of our worries.
Sanırım bu kadar yaklaşmışken övgü isteyen bir kasa memurunu ikna etmek en son endişemiz olmalı.
There were some wires on the floor.
Bazı teller yerdeymiş.
These strings have been combining and recombining ever since the big bang.
Bu teller büyük patlamadan beri birleşip, tekrar birleşiyorlar.
They know what baggage he brings with him. They know that when it comes to the trying of fact in a court of law, you don't go to a witch doctor or a fortune-teller for legal counsel.
Phoenix şehri vatandaşları Devalos'a yeterince katlandılar, getirdiği yükleri biliyorlar, konu mahkemenin kanunları olduğunda yasal danışmanlık için bir cadıya veya medyuma gidilmeyeceğini bilirler.
Gets everyone on the ground, then heads toward the open vault, at which point a teller trips a silent alarm.
Herkesi yere yatırdıktan sonra o sırada açık olan kasa dairesine yöneliyor. O sırada veznedarlardan biri sessiz alarmı çalıştırınca soyguncu içeride mahsur kalıyor.
You're the fortune-teller.
Falcı olan sensin.
Madame Ozera, A Romanian Fortune Teller From The Early 1900s.
Madam Ozera, 1900 lerin başından kalma Romen falcı.
Let Me Guess, The Fortune Teller's Back In Business.
Dur tahmin edeyim, falcı yine iş başında
Track Down A Fortune Teller.
Yardımı olur diye düşündüm.
From A Fortune Teller!
Falcı söyledi!
As if turning down the part of Indiana Jones to play a bank teller onLaverne Shirley wasn't bad enough,
Indiana Jones'ta oynamayı reddedip.. .. Laverne Shirley filminde bir veznedarı oynamam.. .. o kadar kötü değildi.
Bank teller.
Banka memuru.
So, you're saying this guy can just roll into a crowded bank, walk up to a teller and in 30 seconds, look her in the eye tell her she's getting sleepy and sloppy with her hundreds?
Yani şimdi siz, bu adamın kalabalık bir bankaya daldığını bankoda görevli kadınla 30 saniye konuşup gözlerinin içine bakıp insanları hipnotize ederek 100'lükleri istediğini mi söylüyorsunuz?
It could have just looked like teller error... twice.
Bu banka veznesi soygunu işi görünüşe göre... iki kere olmuş!
She was a teller at the bank.
Bankada veznedarlık yapıyormuş.
If there's fences, we'e gonnall need the bolt cutters.
Eğer orada teller varsa, tel makasına ihtiyacımız olacaktır.
our first stop was a disaster, but dad assured me that the bank teller wasn't the only woman in town who flirted with him.
İlk durak felaketle sonuçlandı. Ama babam bana yazıldığı hatunun.. .. sadece bankacı olmadığını söyledi.
Are those copper wires?
Bakır teller mi?
How does sticking wires in somebody's brain do that?
Birinin beynindeki o yapışkan teller bunu nasıl yapabilir ki?
Well, the brain is here, but the wires - they were in a specimen cup.
Beyin buradaydı, ama teller onlar numune kabındaydı.
The wires are gone for the same reason they blew up the building.
Teller, binayı patlatmaları ile aynı nedenden dolayı yok oldu.
Those missing wires.
Bu kayıp teller.
I'm a big fan.
Penn ve Teller Şov'dan.
The micro thin flying wires for the harness enter through the cylinder here and here.
Mikro incelikte, uçuran teller silindire şuradan ve buradan giriyor.
I don't want the ghost of John Teller poisoning him, ruining everything we've built.
John Teller'ın hayaletinin onu zehirleyerek kurduğumuz her şeyi mahvetmesini istemiyorum.
You and Opie fled the balcony, and met up downstairs with... Jax Teller.
Opie ile beraber balkondan tüydünüz ve alt kata inip Jax Teller'la buluştunuz.
I don't want the ghost of John Teller poisoning him, ruining everything we've built.
John Teller hayaletinin onu zehirlemesini istemiyorum, var ettiğimiz herşeyden kaçmasını.
Penn and Teller?
Ben, Penn Jillette.