Thar перевод на турецкий
73 параллельный перевод
Hup, Damon. Hey thar, Pythias.
Pythias.
Thar she blows.
İşte patlama!
Thar she blows!
İşte Uçuyor!
Thar she blows!
Yine su püskürttü!
There's gold in them thar hills.
Bu dağlarda altın var.
"If purple ye see, no baby thar be."
"Mor olursa değilsiniz"
And I have done then a something that so alarmed him, thar he feels that he now must add me to his role of victims.
Onu korkutacak bir şey yapmalıydım ki beni de kurbanlarının arasına katsın.
Now thar's a lonely man.
İşte yanlız bir adam.
Thar she blows. The catch of the day.
orada esiyor / günün avı
Thar she blows!
Ahanda patladı!
Thar she grows.
İşte, orada büyüyor.
Listen to the sound of al Tha'r!
Al Thar'ın sesini dinleyin!
You witnessed al Tha'r's conviction.
Al Thar'ın kudretini gördünüz.
This is al Tha'r. I have a message for the President.
Ben Al Thar. Başka bir mesajım var.
This man al Tha'r, who is he?
Bu adam Al Thar, kimdir?
The name he's using, " "al Tha'r" "in ancient arabic means" "revenge." "
Kullandığı "Al Thar" ismi eski Arapça'da "intikam" demektir.
This is al Tha'r.
Burası Al Thar.
Yeah, because thar he blows.
Caz Cafe'de Marsalis'i dinleriz.
The American State Department has confirmed that Gordon Brody creator of the animated series Zebras in America creator of the series, Zebras in America were taken hostage while vacationing in the Thar Desert.
Dışişleri Bakanlığı da doğruladı, Gordon Brody, "Zebralar Amerika'da" çizgi dizisinin yaratıcısı... Zebralar Amerika'da " çizgi dizisinin Pakistan-Hindistan arasında rehin alındı.
... while vacationing in the Thar Desert, along the Pakistani-Indian border.
... Thar Çölü " nde tatil yaparken...
As it has been prophesied by our great potentate, Ul-Thar we vow our lives to protect this special child.
Büyük hükümdarımız Ulthar'ın önceden söylediği gibi yaşamlarımız uğruna bu özel çocuğu korumaya ant içtik.
More like "thar he blows!"
Daha çok kıçından soluyan bir balinaya benziyordu ya neyse.
- Oh, everytime they say, "thar she blows,"
- İyi olacağım. - Sana koruma lâzım.
o / ~ thar she blows o / ~
Teşekkür ederim. Bana etmeyin.
Is Mother Thar awake yet?
Rahibe Thar uyanık mı?
That scheming little worm bent Thar to her will.
O yaşlı kurt... Thar'ı kendisi seçti.
Thar will not only regret her decision but she will beg for my assistance.
Thar verdiği karar için pişman olmakla kalmayıp... yardım etmem için yalvaracak.
Bring her to Mother Thar's chamber.
Onu Rahibe Thar'ın odasına götürün.
Dearest Mother, what motive would I have to harm you?
Sevgili Thar, size neden zarar vereyim?
Surely it doesn't end there, Mother Thar!
Elbette bununla kalmayacak Thar!
The High-Priestess Thar, who learnt it from her predecessor, and will teach it to her lovely... Lovely successor.
Rahibe Thar, onu atasından öğrendi ve... sevgili, sevgili... halefine öğretecek.
- You asked Thar to help you?
- Thar'dan yardım istediniz mi?
- But of course... for now... this is my sacred duty to aid, and protect... Our Mother Thar.
- Ama elbette... şu anda... kutsal görevim annemiz Thar'ı... korumak ve yardım etmek.
Mother Thar... is unwell.
Thar... iyi değil.
Thar she blows.
Mide bulandırıcı.
Thar day, why did you let go of our son's hand?
O gün neden onun elini bıraktın?
- Thar she blows, laddy!
- Dikkat kadın patlıyor!
Thar she blows
İşte oldu.
- Thar she blows.
- Balina yaklaşıyor.
Thar she blows.
İşte patlamaya hazır.
That's up to the courts, and today Nazir's group, Juyush as-Thar claimed responsibility for the US convoy blown up earlier this year.
Buna yargı karar vermeli. Nazir'in terör örgütü Juyush as Thar, yılın başındaki, Amerikan konvoyunun havaya uçurulması eylemini üstlendi.
Thar she blows.
Bir şey yaklaşıyor.
Thar she blows.
İşte şurası.
Thar she blows.
İşte malzeme.
Thar she blows!
Uçuyor!
Ah, believe it or not, There's gold in them thar scratches.
İster inan, ister inanma oradaki numuneler altın.
Ah, thar she blows!
İşte karşınızda!
Thar she blows!
Hedef göründü!
I have no right to do that, you have no right for thar, either!
Buna hakkım yok! Buna senin de hakkın yok!
Only Mother Thar can do that.
Bunu ancak Rahibe Thar yapabilir.
Thar she blows.
Yaklaştık.