That's not the point перевод на турецкий
1,926 параллельный перевод
- That's not the point.
Mesele bu değil.
But that's not the point, Mom. What were you doing?
Ne yapıyordun?
Baby, that's not the point of what I'm...
Bebeğim, asıl konu bu değil...
That's not the point.
Konu bu değil.
You're not allowed to ask, that's the point!
Sormana izin yok. Bütün amaç bu.
- That's not the point.
- Konu bu değil.
But that's not the point.
Ama anlatmak istediğim bu değil.
. That's really not the point.
Konu bu değil.
Of course I can. That's not the point.
Tabii ki uçurabilirim, ama konu bu değil.
- That's not the point.
- Önemli olan o değil.
The point I'm making, honey, is that when that baby's crying, and there is no clean Laundry, and you've got to put dinner on the table, you're not gonna be able to spay and neuter your way out of that mess.
Siz de bayılmadınız mı? Güzel, değil mi? Ben de öyle düşünmüştüm.
that's not the point.
Mesele o değil.
But that's not the point.
Ama konu bu değil.
Feeling the horrible, and knowing that you're not gonna die from those feelings, that's the point.
Yaşanan korkunç şeylere göğüs gerebilmek ve bu yaraların, seni öldüremeyeceğini bilmek. Asıl amaç bu.
That's not the point, Deandra- - the point is it is my house and I should own it!
Konu bu değil Deandra, konu şu ki orası benim evim ve sahibi de ben olmalıyım!
That's not the point, mother. the point is
Olay bu değil anne. Olay...
That's not the point here.
Mesele o değil.
But that's not the point.
Fakat bu önemli değil.
But it's just gotten to the point that it's not right what's going on and I've just made up my mind.
Fakat bir nokta var.. bir şeyler ters gidiyor.. kendi irademle dedim ki söylemek zorunda olduğumu söyleyeceğim..
That's not the point, Stewie.
Konu o değil Stewie.
But that's not the point right now.
Ama şu an konu bu değil.
- That's not the point.
- Amaç o değil.
Yeah, all men do that, that's not the point.
Evet, her erkek bunu yapar, konu bu değil.
That's not the point.
Asıl sorun bu değil.
That's not the point.
Mesele o değil.
That's not the point.
Mesele bu değil.
That's not the point, Megan.
ALTI AY ÖNCESİ Olay o değil, Megan.
- I trust you implicitly but that's not the point.
- Sana tamamıyla güveniyorum fakat konu bu değil.
- That's not the point.
- Mevzu bu değil.
No, that's not the point.
- Hayır baba konu bu değil.
Good, amount of sugar, but that is not the point.
Bol şekerliydi ama önemli kısım burası değil.
Maybe that's not the point.
Belki de mesele bu değildir.
That's not the point.
- Değilim. Konu bu değil.
That's not the point of the book.
Kitabın ana fikri bu değil.
- No, that's not the point.
Hayır, bundan bahsetmiyorum...!
That's not the point, William.
Sorun bu değil, William.
That ´ s not the point.
Konu bu değil.
That ´ s not the point, Billy.
Konu bu değil, Billy.
That's not the point.
Önemli olan bu değil.
Never once, as a matter of fact, but that's not the point.
Hayır, ama aslına bakarsa esas konu bu değil.
That's not the point, Peter.
Konu bu değil, Peter.
- That's not the point.
- Konu o değil.
No, but that's not the point.
Hayır, ama asıl ana fikir o değil.
Well, that's not the point, is it?
Mesele bu değil, değil mi?
Now men in general, but that's not the point.
Erkekler genelde öyledir ama konu bu değil.
That's not the point.
Önemli olan o değil.
That's not the point.
- Hayır, hayır. Olay bu değil.
And that's not- - The point is, I- -
Ama bu - konumuz değil,
That's not the point.
Konumuz o değil.
Probably, but that's not the point.
Muhtemelen, ama önemili nokta bu değil.
I mean, if you lose an eye, you're not gonna see your balls, so what's the point of that?
Bir gözünü kaybedersen hayalarını göremezsin. Ne anlamı var ki?
that's not fair 860
that's not good 589
that's not it 900
that's not true 2932
that's not funny 501
that's not possible 749
that's not how it works 183
that's not me 321
that's not mine 140
that's not enough 234
that's not good 589
that's not it 900
that's not true 2932
that's not funny 501
that's not possible 749
that's not how it works 183
that's not me 321
that's not mine 140
that's not enough 234