That's what you said перевод на турецкий
2,090 параллельный перевод
Who said that you get to decide what's right and what's wrong?
Kim dedi senin neyin doğru neyin yanlış olduğuna kadar verebilceğine?
- That's what you said!
- Bal gibi de dedin işte.
'I'm never gonna see someone again, not while I'm doing this job. Punch me if I ever try it.'That's what you said.
"Bu işi yaparken, başka birisiyle birlikte olmayacağım, denersem beni yumrukla." İşte böyle demiştin.
That's What you said before.
Daha önce böyle demiştin.
I came to this place to find what was best for us. That's what you said. "
Bizim için en iyi koşulları sağlamak amacıyla buraya geldiğini söylemiştin. "
"stay here." that's what you said!
Burada kalın demedin mi?
That's what everyone said, you did it.
Herkes senin yaptığını söylemişti.
Well, Becky... You said... that thing. What thing?
Elton John'un şarkısı!
Joe's said that he arrived here the same day we did, So you can't believe what you read in those files.
Joe bizimle aynı gün buraya geldiğini söylemişti o nedenle o dosyalarda yazanlara güvenemezsin.
I saw Hilary Swank on television once... and she said that basically you just get your head shot and your reel... in front of as many people as possible and as cheaply as possible, and that's what I'm doing.
Bir defa Hillary Swank'i televizyonda gördüm... O da dedi ki, bir grup insanın önünde kafana ateş ederler. Ve çok ucuza harcanırsın...
You remember what I said about that place. They don't like strangers, so don't go up there screwing around or nothing. Just blend in and keep a low profile.
Orası hakkında söylediklerimi unutma, yabancıları pek sevmezler o yüzden boş boş dolaşma, ortama gir ve dikkat çekmemeye çalış.
That's what you said, walter.
Söylediğin buydu, Walter.
But that's what you said.
Ama sen öyle dedin.
Everything you kids said tonight, everything, That's what happened to me!
Bu akşam söylediğiniz her şey benim başıma geldi!
What that creepy voice said about you and tj's roommate?
Senin ve Tj'in oda arkadaşından bahseden korkunç ses?
That's not what you said before.
Böyle söylememiştin ama.
That's what you said when you tried to deep-fry a turkey.
Hindiyi bol yağda kızartmaya çalıştığında da söylemiştin bunu.
Mom, the doctor said that you couldn't remember anything about what happened, so...
Anne, doktor neler olduğunu hatırlayamayabileceğini söylemişti o yüzden neler olduğunu anlatır mısın?
The doctor said that you couldn't remember anything about what happened, so...
Anne, doktor neler olduğunu hatırlayamayabileceğini söylemişti o yüzden neler olduğunu anlatır mısın?
- Well, that's what you said last time.
- Geçen defa da öyle dedin.
That's what you said about those ugly skate decks.
O çirkin kaykaylar için de aynısını demiştin.
That's not what you said when we lugged it all up here.
Bunları buraya çıkarırken böyle söylemiyordun ama.
Is it true what you said... that everyone's dead?
Herkesin öldüğü doğru mu?
It's just what you've said then has to make room for things that are in some way interesting or worthwhile.
Ama söylediklerine göre böyle bir şey için oda ayırmak ilginç ya da değerli bir iş.
That's what you said about this place.
Burası içinde aynı şeyi söylemiştin.
That's what you said parents are supposed to do, right?
Ailelerin birbirini desteklemeleri gerektiğini söylemiştin.
Do you remember what Ali said that night, about our secrets keeping us close?
Ali'nin o gece dediğini hatırlıyor musun? Sırların bizi bir arada tutması falan.
Well, knowing what I know now, I'm glad that's all you said.
Artık öğrendiklerimi bildiğimden tüm söylediklerin için çok memnunum.
What did you say? "Time's running out" - is that what you said?
Zaman mi tükeniyor, böyle mi dedin?
What you said about the movies- - about living in a dream- - that's how you've made me feel all these years.
Filmler hakkında söylediklerini yani yaşarken düş görmeyi yıllarca bana yaşattın.
- That's what you yanks said four years ago.
Dört yıl öncede diyordunuz.
That's what you said about this laundry room job, too.
Çamaşırhanede de aynı şeyi söylemiştin.
But that's not what you said.
Ama demin dediğin bu değildi.
That's what Mom said to you.
Annem de sana öyle söylemişti.
What's that? Is that something he said to you?
Nedir o, sana söylediği bir şey mi?
I mean, that's what you said- - My diagnosis, my tumor, my debulking.
Yani, siz öyle demiştiniz. - Teşhis benim, tümör benim, operasyon da benim.
Think about what you'd say if I said that to you.
Ben sana aynısını söyleseydim ne olurdu bir düşün?
That's what I said to you, Char.
- Söylemiştim, Char.
That's what I'm afraid of, especially after what I said to you in my vision.
Benim korktuğum da bu. Özellikle de öngörümde sana söylediklerimden sonra.
That's what you said.
Söylediğin buydu işte.
That's what you said, right? - Tell me where the bomb is, now.
- Bomba nerede, söyle!
- That's what you said.
- Aynen böyle söyledin
That is exactly what you said about Luke's paper route.
Luke'un gazete dağıtma olayında da aynen bunları söylemiştin.
Well, that's what he said. I-is it the same car you drove here today?
Bugün kullandığınız aynı araba mı?
That's what I said. You heard me.
Aynen öyle dedim, duydun.
You know, William, that's what one Hubert Humphrey said back in 1968 at the start of the Democratic National Convention.
Biliyor musun, William, 1968'deki Ulusal Demokratlar Toplantısı'nın başında Hubert Humphrey de aynı şeyi söylemişti.
That's what you said to me, and you were right.
Ve haklıydın.
That's what I just said, you mortal coil.
Ben de onu söylüyorum, seni ölümcül bobin sarması.
- No, that's not what you said.
- Ben istiyorum.
- You know what's not cool? I said that I got him. - No, I...
Aslına bakarsan ben hallederim, onları ben yakaladım.
You said my hair looked really cute, kind of like Megan Fox, and I said that's what I was going for, and then you were telling me about how you were thinking- - you cannot recall one thing about the surrogacy,
Saçımın çok güzel olduğunu Megan Fox'a benzediğimi söyledin ben de o yüzden yaptığımı söylemiştim sonrasında sen bana neden taşıyıcı- -
that's what you said last time 28
that's what i meant 145
that's what i thought 979
that's what friends are for 62
that's what i'm talking about 742
that's what she said 296
that's what i want 288
that's what you think 208
that's what i do 333
that's what he said 357
that's what i meant 145
that's what i thought 979
that's what friends are for 62
that's what i'm talking about 742
that's what she said 296
that's what i want 288
that's what you think 208
that's what i do 333
that's what he said 357