That is not what i meant перевод на турецкий
88 параллельный перевод
That is not what I meant.
Ben öyle demedim.
That is not what I meant to say, of course.
- Tabii ki kast ettiğim bu değildi.
That is not what I meant.
Bunu söylemek istemedim.
That is not what I meant.
Demek istediğim bu değil.
- No, that is not what I meant!
Kastettiğim o değildi.
No, that is not what I meant.
Onu demek istemedim.
- That is not what I meant!
- Kasdettiğim bu değildi.
Buddy, that is not what I meant.
Ahbap, bu söylemek istediğim değildi.
THAT IS NOT WHAT I MEANT.
Bunu kastetmemiştim.
That is not what I meant!
Kastettiğim o değildi.
Oh, with Charlie, I'm completely honest. That is not what I meant.
Charlie'nin yanında tamamen dürüst davranıyorum tabii.
That is not what I meant.
Bunu demek istemedim.
Well, that is not what I meant, but nice work, Stephen.
Şey demek istediğim bu değildi... ama iyi işti, Stephen.
No, no, no. That is not what I meant.
Hayır, hayır bunu demek istemedim.
That is not what I meant to say.
Demek istediğim bu değil.
That is not what I meant.
Kastettiğim bu değildi.
That is not what I meant.
Yani kastettiğim şey o değildi.
That is not what I meant. Shane...
- Shane.
No, sir, that is not what I meant...
Hayır Efendim, demek istediğim o değildi- -
That is not what I meant.
Bunu kastetmemiştim.
- That is not what I meant.
- Öyle demek istemedim.
That is not what I meant to give you for big Bertha.
Koca Bertha için yapmak istediğim şey bu değildi.
That is not what I meant.
Onu kastetmedim evladım.
That is not what I meant.
Bahsettiğim bu değildi.
No, that is not what I meant, and you know it.
Hayır onu demek istemedim ve sen bunu çok iyi biliyorsun.
No, that, that is not what I meant.
Öyle demek istemedim.
Hannah, that is not what I meant.
Hannah, öyle demek istemedim ben.
That is not what I meant.
Ben öyle demek istemedim.
No,.that's not what I meant, Are you sure this is elementary school level math?
- Bu ilkokul matematiği mi?
I'm sure that is not what the Lieutenant meant, but in such a situation, we must be cautious.
Yüzbaşı'nın kastettiğinin o olmadığına eminim, ama böyle bir durumda, dikkatli olmalıyız.
What I meant is, uh, that I'm not going anywhere... until your brother helps me, uh, first.
Benim demek istediğim, kardeşin bana yardım etmeden, hiçbir yere gitmeyeceğim.
- That is so not what I meant.
- Öyle demek istemedim.
KIRSTEN : What I think Julie meant, Mr. Herbert, is that the success of the Newport Group is not contingent on the ideas and opinions of any one person.
Benim düşündüğüm Julie demek istediğim Bay Herbert Newport Gruop'un başarısı tek bir insanın fikirleri ve düşüncesiyle desteklenemez.
- That's not what I meant, but is it?
- Onu kastetmedim ama öyle mi?
Ok, all right, that is not what I meant by -
Öyle demek istemedim.
What I meant is that it is the character inside that determines a person, not the outer shell.
Söylemek istediğim, insanı tanımlayan... özündeki kişiliktir, dış görünüş değil.
What I meant is that it is the character inside that determines a person. Not the outer shell. Take care, jane.
Demek istediğim... bir insanı belirleyen karakteridir... dış görünüşü değil.
Because that is so not what I meant.
Çünkü bu hiç de demek istediğim şey değildi.
That... is not what I meant.
Demek istediğim bu değildi.
That is so not what I meant at all.
Söylediğim hiç de bu değildi.
That's not what I meant. I am only saying That what happened today is not a reflection
Ben sadece bugün olanların senin dedektif olarak yeteneklerinin yansıması olmadığını söylüyorum.
That is not at all what I meant. I-
Bahsettiğim kesinlikle bu değildi.
The thing is, that I meant what I said about not looking for a relationship.
Ancak bir ilişki istemediğimi daha önce söylemiştim.
That is not at all what I meant.
Hiç de öyle demek istemedim.
That is not quite what I meant.
Demek istediğim bu değildi.
And I'm sure you understand that this deployment is not what I meant when I said discreet.
Ve tedbirli olun derken bu yerleşimi kastetmediğimi eminim anlamışsınızdır.
Yeah, that... is not what I meant. Click-click God, Lauren, you are so beautiful.
Evet, Anlattığım Bu Değildi.
but, you know, that is not what I meant and it certainly isn't what I think.
Bugünkü "Meet the Press" görüntülerini gördünüz mü bilemiyorum yani, ama bunu kastetmedim aslında gerçekten aklımdan geçen bu değildi.
That he doesn't actually hold these beliefs is not what I meant.
Aslında bu düşüncede birisi bile değil demek istediğim bu değildi.
Violet, that is not what I meant. - Charlotte, help me out here, please.
- Charlotte, yardım et lütfen.
Tonight when we're finished, this piano is on an 11 PM plane to Switzerland, which is probably not what the board of directors thought I meant when I assured them that tonight they would see this instrument take flight.
Bu gece işimiz bittiğinde, bu piyano, saat 23 : 00'daki İsviçre uçağında olacak ki bu muhtemelen, ben onları bu enstrümanın bu gece gideceği konusunda onları temin ettiğimde yönetim kurulunun düşündüğü şey değildi.