Then do something about it перевод на турецкий
133 параллельный перевод
Then do something about it!
- Bir şeyler yapın o zaman!
- Then do something about it!
Anlıyorum. - Öyleyse bir şey yap!
- Then do something about it.
- O halde bir şeyler yap.
Then do something about it!
O halde bir şeyler yap!
Yeah, then do something about it.
Evet, o zaman bununla ilgili bir şeyler yapın.
Then do something about it.
Öyleyse bir şeyler yap.
WELL, THEN DO SOMETHING ABOUT IT.
Madem öyle bir şeyler yap.
Then do something about it.
O halde gerekeni yap.
I know I'm the one that convinced all those thousands of housewives... if you don't like your face, then do something about it, change it.
Binlerce ev kadınını, yüzünüzü beğenmiyorsanız... birşeyler yapıp, onu değiştirin diye ikna eden de benim.
Then do something about it.
Öyleyse harekete geç bakalım.
Then do something about it, bitch.
Öyleyse senin bir şeyler yapman gerek kaltak.
Then why don't you do something about it?
O halde niçin bu konuda bir ţey yapmýyorsun?
Then go out and do something about it.
- Sonra da dışarı çık ve bir şeyler yap.
And when somebody does something against the law then you're supposed to do something about it.
Ve birisi kanun dışı bir şey yaparsa... Bu konuda bir şeyler yapman gerekir.
Then you think as a priest, I should do something about it? Not necessarily.
Desene bir rahip gibi düşünüyorsun, bu konuda bir şey mi yapmalıyım?
- Then get on your white charger and... do something about it. Well, I care. I...
Ben umursuyorum!
Then why don't you just run right down to the School Board, and tell them to do something about it?
Siz şimdi doğruca okul yönetimine gidip bu konuda bir şeyler yapılması gerektiğini bildirseniz.
- Then why the hell doesn't he do something about it?
O zaman niye bu konuda bir şey yapmıyor?
If the Federation wants pergium, then you're gonna have to do something about it.
Aşağı seviyelere kimse inmeyecek. Federasyon pergium istiyorsa, bu konuda bir şey yapmanız gerekecek.
- Black. - Then if you knew, why didn't you do something about it?
- Madem biliyordun, neden bir şey yapmadın?
I'm scared to death of going to jail, but if I tell you, then you'll have to do something about it and someone else will be hurt.
Hapse girerim diye çok korkuyorum, ama kim olduğunu söylersem... siz de bu konuda bir şey yapacaksınız, ve bir kişi daha zarar görecek.
Well, if he's not willing to see reason... then it's your responsibility to do something about it.
Şey, eğer mantıklı davranmak istemiyorsa... o zaman bu konuda bir şeyler yapmak senin sorumluluğun.
Then why do you condemn those in my country... who try to do something about it?
O zaman neden ülkemde bu durum karşısında... birşeyler yapmaya çalışan insanları kınıyorsunuz?
Then you are going to do something about it?
O zaman bu konuda bir şey yapacak mısın?
Then we better do something about it!
O zaman bir şeyler yapmamız lazım
Then do something about it!
Hiçbirisini okula kazıkla bağlamadık.
Then why don't we do something about it?
O zaman, bu şey hakkında, neden bir şeyler yapmıyoruz?
Then he waited 25 years to do something about it?
Böyle bir şeyi yapmak için 25 yıl mı beklemiş?
Then we've got to do something about it.
Öyleyse bu konuda birşeyler yapmalıyız.
Well, then we should do something about it, shouldn't we?
Öyleyse, bir şeyler yapmalıyız değil mi?
When this is all over, we can play Spanish violins for each other, but until then, why don't you do something about it?
Bu iş bitince istersen birlikte yas tutarız. Ama o zamana kadar neden bir şeyler yapmıyorsun?
Then help me do something about it.
O halde bunun için bir şeyler yapmama yardım et.
And then you do something about it.
Ve sonra sen bunun için bir şey yaparsın.
Well then, when you get older you can do something about it.
Tamam o halde, büyüdüğünde bunun için bir şey yapabilirsin.
I mean, I think Anna Karenina, Tolstoy when on her way to the station to throw herself under a train sees something funny which she thinks to tell Vronsky her lover, about we all do it, I do it with Iris and Janet, all our friends but, then Anna thought that she wouldn't be seeing Vronsky again because she was about to kill herself.
Tolstoy'un Anna Karenina'sını düşünün... Kendini trenin altına atmak için... İstasyona giderken...
It's Mummy's and she wants me to have it. Get her to do something about it, then.
Anneme ait ve benim almamı istiyor.
Then why don't you do something about it?
Neden bunun için bir şeyler yapmıyorsun?
Max, if that's something that you seriously think you could or would do, then fine we'll talk about it.
Max, eğer bunu yapmayı gerçekten istiyorsan konuşalım.
Then somebody should do something about it.
O halde birinin bu konuda bir şey yapması gerekiyor.
Then did you ever do something that you wanted to tell me about... but you couldn't because you felt bad about it?
- Tamam. O zaman, bana anlatmak istediğin... ama kendini çok kötü hissettiğin için... anlatamadığın birşey yaptın mı?
Then I say we do something about it.
O zaman bu konuda bir şey yapmalıyız.
OK... well then just stop moping like a schoolgirl and do something about it. Call him! Just dial 1-800-TORTURED MORMON?
Peki, o zaman liseli bir kız gibi surat asmayı bırakıp bir şeyler yap, ara onu... 1-800-İŞKENCE GÖREN MORMON'u mu tuşlayayım?
It's something that we do, we talk about it, we sort of pretend to believe in God and maybe... the immature ones actually believe in God, and then some people grow out of it.
Bir şeyler yapıyoruz, üzerine konuşuyoruz ve belki de bu tanrıya inanma numarası yapmaktır. Yetişkin olmayan biri tanrıya inanabilir, ama büyüdükçe unutulur.
Well, if you really meant it, then... you got to talk to me because... just let me babble at something, because... if you just let me sit here in silence... I left only to think about this... then that would be cruelerthan anything you could ever do to me.
Söylediğin gerçekten | buysa... benimle konuşmak | zorundasın çünkü... gevezelik yapmama | izin vermek zorundasın çünkü... burada beni böyle | sessiz bırakırsan... sadece bunu düşünmek | zorunda kalırım... ve bana yapabileceğin | en zalim şeyi yapmış olursun.
Then do something about it,
O halde bir şeyler yap.
It wasn't something that I particularly wanted to do, but then when I heard about it being Doctor Who.
Sadece benim cevaplayabileceğim bir soru.
If that's the case then I must do something about it, no?
Eğer konu buysa o zaman onunla ilgili birşey yapmalıyım, değil mi?
Well, if you know, then why don't you do something about it?
- Eğer biliyorsanız Eh, o zaman neden bu konuda bir şeyler yok mu?
Then we're gonna do something about it.
Ondan sonra ne yapacagimiza bakariz.
Then I'll do something about it.
Öyleyse, bu işi ben çözeceğim.
Then why don't you do something about it?
Peki niye bununla ilgili bişey yapmıyorsun?