Then i realized перевод на турецкий
1,348 параллельный перевод
It's funny cause my first thought was the universal conductor approach but then I realized... then you what?
Bu tuhaf aslında, ilk fikrim evrensel iletken yaklaşımıydı ama sonra fark ettim ki... Sonra neyi fark ettin?
And then I realized Kirsten has to be a part of this.
Sonra dedim ki kendi kendime, Kirsten da bunun bir parçası olmalı.
You see, I couldn't figure out why I was so mad at you and then I realized it's because you're doing what my dad did.
Önce neden bu kadar kızdığımı kendim de anlayamamıştım ama şimdi fark ettim çünkü sen de babamın yaptığını yapıyorsun.
God, I used to wonder why you did it, and then I realized something.
Ona pislik muamelesi yapıyorsun. Tanrım, bunu neden yaptığını merak ederdim.
And then I realized what I really had to worry about was all the things I was gonna say to you.
Neden sonra fark ettim ki beni asıl endişelendirmesi gereken sana söyleyeceğim şeylerdi.
But then I realized, why bother?
Sonra düşündüm de neden zahmete gireyim?
And I thought it was just the worst thing ever, but you know, then I realized something'.
Başıma gelen en kötü şey diye düşündüm. Ama sonrada anladım ki.
I was going to be your celebrity judge, but then I realized I'd have to pay attention.
Ben de sizin ünlü jüriniz olacağım, Ama dikkat çekmek zorunda kalacağımı anladım.
But then I realized, you know, it wouldn't even have to be the wrong name.
Ama ardından fark ettim ki, bunun için başkasının ismiyle seslenmek zorunda değil.
But then I realized I was getting old before my time. So, I split.
Ama vaktinden önce yaşlandığımı fark edince ayrıldım.
And then I realized I was trying to force it to taste like my mother's, taste like her mother's.
Sonra farkettim ki, anneminkinin tadının onun annesininki gibi olmasını sağlamaya çalışıyordum.
And then I realized that it's not Mr. Right I'm waiting for. It's Mrs. Right.
Fakat sonra farkettim ki aslında beklediğim Bay Doğru değildi, Bayan Doğruydu.
But then I realized... I would much rather be the first generation of Schrader to go to the South Harmon Institute of Technology.
Ama sonra fark ettim ki,... Güney Harmon Bilim Okulu Kampüsü'ne gidecek ilk kuşak Schrader olurum daha iyi.
But then I realized, imagine how much more impressive those numbers could be, if people thought they could actually get away with it?
Fakat sonra fark ettim ki eğer insanlar yakalanmayacaklarını bilseler bu rakam düşünün daha ne kadar çok olabilirdi?
Then I realized that that was only part of it.
Sonunda anladım ki bu hayatın bir parçası.
And then I realized that I'd better toughen up.
Sonra kendime gelmem gerektiğini fark ettim.
It was then I realized we were made for each other.
İşte o zaman, birbirimiz için yaratıldığımızı anlamıştım.
And then I realized my fury had blinded me.
Sonra hiddetimin beni körleştirdiğini farkettim.
I was thinking about it and then I realized, this character is a free-baller.
Düşündüm, bu karakter biraz rahat bir tip.
And I had it all lined up and then I realized that we get a lot of national publicity but there were no cars in the showrooms.
Bütün hazırlıkları yapmıştım ve son anda şunu farkettim bir çok ulusal reklam almıştık fakat sergileyecek hiç araba yoktu.
And then I realized, oh, man, I got caught in a trick.
Sonra anladım ki, bir oyunun içindeyim.
At first, I thought he was wearing a costume, but then I realized, it was... it was real hair.
İlk anda ben onun kostüm giydiğini düşündüm, ama sonradan farkettim ki, o... onlar gerçek kıldı.
And then I realized he was creating his own luck.
Sonra aslında şansını kendisinin yarattığını fark ettim.
Now, at first I thought that was a reference to... a passage of time, like a pendulum clock, then I realized it was more literal... something that hangs.
Önce, zamanın geçişine atıfta bulunuyor sandım, sarkaçlı saat gibi. Sonra daha basit anlamda, asılı bir şey oldugunu fark ettim.
Okay, at first, I was appalled, but then I realized it's just like Dr. Aurelia Birnholz-Vasquez in Life Among the Gorillas.
Tamam, başta dehşete düştüm. Ama sonra fark ettim ki, aynı Dr. Aurelia Birnholz-Vasquez'in Goriller Arasında Yaşam kitabı gibiydi.
Well, last week at karaoke, I did "can't get you out of my head", and I dedicated it to this table of cute guys, but then I realized they weren't cute.
Geçen hafta karaoke yaparken bir şarkıyı diğer masadaki tatlı çocuklar için söyledim ama sonra o kadar da tatlı olmadıklarını fark ettim.
Then I realized it was always in the cards from the moment that I met you.
Ama sonra bunun hep muhtemel olduğunu fark ettim.
And then I realized it's probably one of those things I should've run past you. So I'm running it past you now.
Sonra bunun da önce sana sormam gereken şeylerden biri olduğu aklıma geldi ve şimdi soruyorum.
At first I thought he just liked me because I helped him understand chemistry. And then I realized he really liked me for me.
İlk zaman kimyayı anlamasına yardım ediyorum diye benden hoşlandığını düşündüm ve sonra beni ben olduğumdan hoşlandığını fark ettim.
And then I realized I would never know what he wanted to tell me.
ve sonra bana anlatmak istediği şeyi asla öğrenmeyeceğimi fark ettim
My hearse got a flat, as usual, so I got in a cab to go to the airport and then I realized that by the time I got to the terminal and I bought a ticket and I went through security
Her zamanki gibi lastiğim patladı. Havaalanına taksiyle gittim. Biletimi alıp güvenlikten geçip Norfolk'a geldiğimde fark ettim ki takside oturmam daha iyi olacak.
Yeah, well, then I realized I couldn't be without you, so I flew there to try and talk my way in.
Sonra anladım ki sensiz olamam, O yüzden oraya gidip kabul edilmek için uğraştım.
Then I realized it wasn't sweat. It was some kind of oil, I suppose you'd call it.
Sonradan fark ettim ki bu ter değil, bir çeşit yağ gibi bir şeydi.
But then I realized if you think about it... street performing, it's the last true form of organic artistic expression.
Ama sonra farkına vardım ki bunu düşünürsen... sokak performansı, doğal artistik ifadenin son gerçek şekli.
Then, I realized he was Asian.
Sonradan Asyalı olduğunu fark ettim.
And then I realized,
"Neden bunları bana gösteriyorsun" diye Tanrı'ya yalvardım.
And then she realized I... Wasrt gonna let up.
Ve sonra, onu bırakmayacağımı anladı.
It was only then that I realized what Nigel believed.
Nigel'ın inancının sebebini şimdi anlıyordum.
And then one night... I realized that his heartbeat matched mine.
Bir gün kalplerimizin aynı anda attığını fark ettim.
But when I realized that our marriage was creating.. .. barrierfor his dreams.. then I decided.
Ama biz evlendik diye rüyaları yıkılacaktı.
Then I woke up one day and realized I was miserable.
Bir gün uyandım ve çok mutsuz olduğumu farkettim.
Till I realized you weren't there, then it was just kinda perfect.
Bugün o trene binmek muhteşemdi.
And then you opened your eyes so soft and deep, and I realized this wasn't an accident.
Ve gözlerini yavaşca açtın, ve işte tam o an da bunun bir tesadüf olmadığını anladım.
By then John and I realized that it would have been very, very dangerous for us.
Hepsi bu. O zaman John ve ben bunun bizim için çok tehlikeli olabileceğini fark ettik.
"Screw her!" and then you stormed out! But then you came back'cause you realized I have the keys!
"Canı cehenneme!" deyip hışımla çıktıktan sonra anahtarların bende olduğunu fark edip geri gelmen oldu.
I realized then that my instincts were right about Foss.
Rol yapmaya devam etmeliydim. Bu bir kazaydı.
I just finished a case and then... realized... is Dad there?
Dosyayı yeni bitirdim farkettim ki... Üzgününm. Babam orada mı?
And then I saw you lying in the hospital in that bed, and I realized something.
Ve sonra seni hastanedeki yatağında yatarken gördüm ve bir şeyi anladım.
Then, I realized that... I didn't have to live every day like I was going to die.
Sonra her günü ölümü düşünerek geçirmek zorunda olmadığımı fark ettim.
Then I realized what it was.
Sonra ne olduğunu anladım.
The foot of a fighting machine came down close to my head, then lifted again as the four Martians carried away the debris of their fallen comrade, and I realized that by a miracle,
Ölüm dışında bir şey beklemezken bir savaş makinesinin ayağı kafamın dibine indi ve sonra kalktı. Marslılar ölen savaşçılardan kalanı taşıyorlardı. Ve ben fark ettim ki, bir mucizeydi ama kaçmıştım.
then i'm leaving 17
then i 166
then it's a date 18
then it's settled 125
then i'll wait 16
then i will 133
then i'm out 28
then i'm in 23
then i'm sorry 63
then i'm done 16
then i 166
then it's a date 18
then it's settled 125
then i'll wait 16
then i will 133
then i'm out 28
then i'm in 23
then i'm sorry 63
then i'm done 16