There's a good girl перевод на турецкий
102 параллельный перевод
Now, you just sit right down there like a good girl, and in just a minute you'll forget that you had any trouble.
Şimdi iyi bir kız gibi orada usluca otur... ve bir dakika içinde tüm sıkıntılarını unutacaksın.
My good girl, there's no need to play a part now.
Sevgili kızım, artık rol yapmaya gerek yok.
There's a good girl.
İyi kız ol.
He goes back to the West Coast, there's a good-looking girl there... and there's another murder.
Batı'ya döndü ve orada başka bir güzel kızla tanıştı. Bir cinayet daha işlendi.
There's a good girl.
İşte benim kızım.
- Go along now. There's a good girl.
- Şimdi gidebilirsin tatlı şey.
There's a good girl.
Sen iyi bir kızsın.
There's a good girl.
Aferin sana.
Now, there's a good girl.
Akıllı kız.
There, that's a good girl.
İşte böyle. Aferin kızıma.
There's a good girl. Sit up.
Aferin sana.
Go on sit on there, that's a good girl.
Haydi, geç suraya, Aferin, iyi kız.
- Please, there's a good girl.
- Lütfen beni üzmeyin.
Open the door, there's a good girl.
Kapıyı aç küçük kız.
There's a good girl.
İşte iyi bir kız.
There's a good girl.
İyi kız.
There's a good girl.
İyi bir kız ol.
The Ewing clan's in there. But it's just a girl from a good French family.
Ewing kökeni de var ama bu, iyi bir Fransız ailesinden gelme bir kız sadece.
There's a good girl
Aferin, uslu kız.
No buts. There's a good girl.
Hayır, yok işte, uslu bir kız.
There's a good girl.
Sen çok iyi bir kızsın. Evet.
There's a good girl.
Cici bebek, cici bebek.
There's a good girl.
Aferin size.
Now you stand over there, Kitty, there's a good girl.
Şimdi orada dur, Kitty, İyi bir kız ol.
She sees everybody else's dad with a good education and says, "What did I do to deserve this?" You must be a bigger man. There's a wonderful girl's future at stake.
etrafındaki herkesin iyi eğitim almış babasını görüp, "bunu hakedecek ne yaptım?" diyordur olgun bir adam olmalısınız. söz konusu olan, harika bir kızın geleceği
There's a good girl. Tongue up.
Cici bir kız var.
There's a good girl, out you go, that's it.
İyi bir kız ol ve dışarı çık. İşte böyle.
And you think a simple country girl can't tell the difference between good and bad. There's nothing simple about you.
Ve sen de iyiyle kötü arasındaki farkı ayırt edemeyecek kadar basit bir köylü kızı olduğumu düşündün.
There's a good girl.
İşte iyi kız.
- She's a very good sort of girl... and I'm sure there are men who would not object to...
- O çok iyi bir kız. Eminim ki erkekler onunla...
- There's a good girl.
- Aferin sana.
There's a good girl.
Aferin.
There's a good girl.
Bu ne tatlı bir kız.
- There's a good girl.
- Aferin kızıma.
Okay, there's a good chance no one's found the girl yet.
Kızın henüz bulunmamış olma ihtimali yüksek.
- There ya go. Who's a good girl?
Kimmiş bu güzel kız?
There, that's a good girl.
Evet... İşte böyle cici kız.
If there was this good-looking guy walking towards you and across the street was a beautiful girl, which one...
Eğer yakışıklı bir adam sana doğru yürüyorsa ve caddenin karşısında güzel bir kız varsa, hangisi...
Get me the chief. There's a good girl.
Bana şefi bağla Afferin işte iyi bir kız.
That's a good-looking girl you got there.
Kız arkadaşın çok güzelmiş.
I'm sure that Deacon's got a pretty good explanation why there's a very beautiful, naked girl in our kitchen.
Deacon'ın çok iyi bir açıklaması olduğuna eminim Mutfağımızın ortasında bu güzel ve çıplak kızın ne aradığına dair...
If he wins, there's a good chance he will also get the girl.
Dövüşü kazanırsa, dişiyi kazanma şansı da olacaktır.
Lana I know this is hard to understand but when a grown man gets himself involved with a 14 year girl he's not a good guy and there are the laws against what he's done to you.
Lana, bunun anlaşılması zor bir şey olduğunun farkındayım. Ama 14 yaşındaki bir kızla ilişki kuran yetişkin bir erkek iyi biri değildir. Sana yaptığı şeyi yasaklayan kanunlar var.
Please, Sister Dolores, there's a good girl.
Lütfen Rahibe Dolores. Alayım onu.
There's a good girl.
Aferin kızıma.
- There's a good girl.
- Uslu kız.
There's a good girl.
Haydi bakalım.
The pay was good but, when the opium buzz wears off, and you're standing there naked with a tambourine in one hand and a tiger's junk in the other, it's time for a young girl to come home.
Parası iyiydi ama, afyonun etkisi geçince, ve orada çıplak bir şekilde bir elimde tef, diğerinde kaplan süprüntüsüyle kalınca, eve dönme vaktimin geldiğini anladım.
( a singular girl... ) calling all ladies of elmo and beyond, got some good news for you - there's a big event coming at you this friday, friday, friday... when elmo's grange hall plays host to this year's bachelor auction
Elmo ve çevresindeki kadınlara sesleniyorum. Size iyi haberlerim var. Bu cuma günü büyük bir olay var, cuma, cuma...
There's a good girl!
Geri çekil, edepli bir kız ol!
There's a good girl, out you go.
İyi bir kız ol ve dışarı çık.
there's always hope 39
there's a way 67
there's always another way 25
there's a woman 38
there's an 48
there's always a way 57
there's always something 47
there's always one 16
there's another one 165
there's always a choice 42
there's a way 67
there's always another way 25
there's a woman 38
there's an 48
there's always a way 57
there's always something 47
there's always one 16
there's another one 165
there's always a choice 42