There is no such thing перевод на турецкий
521 параллельный перевод
There is no such thing as exercising too much discretion.
Yapacağım hiç bir şey aşırı sayılmaz.
I learned that there is no such thing as a "stranger's problem".
Meğer bu hepimizin sorunuymuş.
There is no such thing.
Yok böyle bir ºey.
There is no such thing.
Öyle bir şey yoktur.
- There is no such thing as a safe bull.
- Güvenilir boğa diye bir şey yok.
There is no such thing.
Güvenlik diye bir şey yok!
There is no such thing as love, only proofs of love.
Ne yazık ki aranızda büyük bir aşk yok, Aranızda sadece eski anıların külleri kalmış.
There is no such thing as a collective brain.
Kolektif beyin diye bir şey yoktur.
There is no such thing, Rick.
Öyle bir şey yok, Rick.
There is no such thing as a stick bloodhound.
Kanlı sopaları bulan köpek falan yokmuş.
Of course, to be serious for a moment... there is no such thing as a nice murder... or a perfect murder.
Bir anlığına ciddi olmak gerekirse bu şeye güzel bir cinayet veya kusursuz cinayet demekte hiçbir sakınca yoktur.
There is no such thing as shell shock.
Çatışma şoku diye bir şey yoktur. Bir karın var mı asker?
There is no such thing as "not possible".
"Mümkün değil" diye bir şey yoktur.
There is no such thing here.
Burada öyle bir şey hiç yok.
You realize there's a government directive stating that there is no such thing as a flying saucer?
Hükümetin resmi olarak uçan dairelerin varlığını kabul etmediğini biliyorsun değil mi?
There is no such thing as the unwritten law.
Namus kanunları diye bir şey yoktur.
There is no such thing.
Yok öyle bir şey.
Yes, except there is no such thing.
Öyle bir şey olmadığını saymazsak evet.
I confess that there is no such thing as medicine or science.
Tıp veya bilim diye bir şey olmadığını itiraf ediyorum.
But there is no such thing as a Spanish disease.
- Ender bir hastalık mı? - Evet maalesef.
There is no such thing as the dignity of man.
İnsana saygı diye bir şey yok.
There is no such thing as the sort of amnesia you describe.
Tarif ettiğiniz şekilde amnezi yoktur.
There is no such thing as "innocent pleasure".
Masum zevk diye bir şey yoktur.
There is no such thing as happiness.
Mutluluk gibisi yoktur.
- There is no such thing...
- Aşırı dikkatli davranmak...
- There is no such thing...
- Aşırı dikkatli davranmak diye bir şey yoktur.
There is no such thing as permanence anymore.
Artık, kalıcılık diye bir şey yok.
There is no such thing as a free soul, Mr. Cobb.
Özgür ruh diye bir şey yoktur, Bay Cobb.
There is no such thing as a special sexual morality.
Cinsel ahlak diye bir kavram yoktur.
Actually there is no such thing as a special sexual morality.
Aslına bakarsan "cinsel ahlak" diye bir kavram gerçekte yoktur.
In chess, there is no such thing as luck, Mr. Anderson.
Satrançta şans diye bir şey yoktur, Bay Anderson.
In the UCR, there is no such thing as censorship.
UCR'de sansür diye bir şey yoktur.
And in this Reality I am caught in, there is no such thing as law
İçine çekildiğim bu gerçeklikte hukuk diye bir şey yok.
I promise you, there is no such thing. You don't need one.
Yemin ederim, böyle bir şeye gerek yok.
There is no such thing as rich enough, only poor enough.
Yeterince zengin diye bir şey yoktur, yeterince fakir vardır.
There is no such thing
- Bu doğru değil.
No... there is no such thing.
Hayır... böyle bir şey yok.
No, there is no such thing.
Öyle bir bal yok.
There is no such thing as a free lunch.
Beleş hiçbir şey yoktur.
Oh, I'm sorry, there is no such thing as a perfect murder.
Oh, üzülerek söyleyeyim, kusursuz cinayet diye bir şey yoktur.
There is no such thing
Hayalet diye bir şey yok.
I'm afraid there is no such thing
Tabii ki, öyle bir şey yok
There is no such thing.
Öyle bir şey yok.
There is no such thing, my love.
Öyle bir şey yok, aşkım.
It is not safe, because a snake is cold-blooded and anesthetic does not work so well or so quickly with such animals, but there is no other thing to do.
Güvenli değil, yılanlar soğukkanlı hayvanlardır ve uyuşturucu iğne böyle hayvanlarda hemen etki göstermez,... ama yapacak bir şey yok.
This is 1943. There's no such thing as jet aircraft, but i know about it.
Jet uçakları diye bir şey yok ama ben onları biliyorum.
AND THERE AIN'T NO SUCH THING AS MAG IC, IS THERE?
Ya da belki...
It turns out, with due respect, when all is said and done, that there's no such thing as you!
Kusura bakmayın ama her şey söylendikten sonra asıl sizin gibi bir şey yok.
No such thing is recorded in the calendar, is there?
Ayrıca takvimlerde öyle bir uyarı yoktur
There's no such thing as should or should not the only thing matters is whether I like it or not
Burda sorgu suhal yoktur... işler Sadece benim keyfime göre yürür
There's no such thing as an open-and - shut case where custody is involved.
Velayet söz konusu olduğunda kolay dava yoktur.