They want to see you перевод на турецкий
453 параллельный перевод
They want to see you down at the department in the morning.
Sabah büroda görmek istiyorlar.
They want to see you over there, Mr. Bannister and them.
Bay Bannister ve diğerleri seni yanlarına çağırıyor.
They want to see you.
Seni görmek istiyorlarmış.
They want to see you right away.
Sizi acilen görmek istiyorlarmış.
Fyodor, the Prince's men have come, and they want to see you.
Fyodor, Prens'in adamları geldi ve seni görmek istiyorlar.
They want to see you.
- Seni görmek istiyorlar.
They want to see you burn as bad as they want to see the police burn.
Polisten ne kadar nefret ediyorlarsa senden de o kadar nefret ediyorlar.
- Why do they want to see you?
- Seni neden görmek istiyorlar?
They want to see you.
Seni görmek istiyorlar.
They want to see you.
Sizi görmek istiyorlar.
Go on, John, they want to see you!
Ayağa kalkın! Sizi görmek istiyorlar!
But now you want them down just so she won't see them'cause they're not pretty for her to see.
Şimdi ise sırf o kız görmesin diye yıkmak istiyorsun çünkü buralar o kıza göre hiç hoş değil.
They are waiting for me to dance. I don't want them to see you dance.
Sen dans ederken onların izlemesini istemiyorum.
You see, the reason they want me to go is so that I'll forget about you.
Anlayacağın gibi, bunu istemelerinin sebebi seni unutacağımı sanmaları.
They figure you don't want me around, you don't want to see me, and if I go away for a while, maybe I'll get all this out of my mind.
Beni etrafında istemediğini, beni görmek istemediğini ve kısa süreliğine uzaklaşırsam tüm bunları aklımdan çıkaracağımı düşünüyorlar.
That's just the way they want to see you.
Güzel Bayan Barkley evinde.
I don't want to see what they'll do to you.
Sana yapacaklarını görmek istemiyorum.
He said he had to promise not to see you again... Do not want to know... me they just want money.
Seni bir daha görmemeye söz vermem gerektiğini, benimle ilgilenmediğini, bütün derdinin para olduğunu söyledi.
They thought you'd want to see them about the practice mission.
Talim görevi hakkında görüşmek isteyeceğinizi düşünmüşler.
Why do they all want to see you, hear you, and obey you?
Neden herkes seni görmek, seni işitmek ve sana itaat etmek istiyor?
It's you they want to see.
Seyirci seni istiyor.
They'll want to see you right away.
Seni hemen görmek isteyeceklerdir.
I want you to see things as they are and not � and not go on hurting yourself.
Her şeyi olduğu gibi görmeni istiyorum... Ve kendini üzmeyi bırakmanı.
I want you to see the extent of these secrets for which they have hounded me, the knowledge which costs the lives of those dearest to me, the power which is still mine - - enough energy to lift mankind
Beni izlemelerinin nedeni olan sırların, çok sevdiğim insanların hayatlarına mal olan bilgilerin ve hala benim olan gücün kaynağını görmenizi istiyorum.
They want you to see it.
Orayı görmeni istiyorlar.
But Lautrec, Pissarro, Bernard, they all want to see you.
Ama Lautrec, Pissarro, Bernard, hepsi seni görmek istiyorlar.
You see, I want to make certain that they understand that I come as their friend.
Yani, buraya dostları olarak geldiğimi anlamalarını sağlamak istiyorum.
And they want to see you, when you have a moment.
Zamanın olunca görüşmek istiyorlar. Teşekkür ederim.
- Objection! You want people to see what happened to his brain so they can bring him back to his senses, don't you?
Bu şehrini güzel insanlarının onun beyninde neler olduğunu bilmesini istiyorsun böylece onun aklının başına gelmesine yardım edebilirler, öyle değil mi?
You're cheating your audience. They want to see how you die.
İzleyicilerinizi kandırmayın, nasıl öldüğünüzü görmek istiyorlar.
You see, the Daleks want the drugs, too, and they won't let us go until I bring them back to them.
Anlayacağın dalekler de ilaçları istiyor ve bunları onlara götürene kadar bizi serbest bırakmayacaklar.
I want to see you... before they'll arrest me.
Seni görmek istiyorum... beni tutuklayacaklar önce.
Okay, you can tell sisters and cousins to get out of the way if they don't want to see an innocent man drown.
Tamam, kız kardeşlere ve kuzenlere yola çıkmalarını söyleyebiliriz. Masum bir adamın boğulduğunu görmek istemezlerse.
Now that you're changing, I want you to see just how unimportant they are.
Onların ne kadar önemsiz olduklarını görmeni istiyorum.
I think you can see why they don't want to have their stability contaminated by dangerous ideas of other ways and other places.
İstikrarlarının yabancı yerlerin tehlikeli düşünceleri ve yöntemleriyle etkilenmesini istemiyorlar.
They want to see two of you in order of importance.
Önem sırasına göre aranızdan iki kişiyle görüşmek istiyorlar.
You know if they want to see our passports we're sunk.
Biliyorsun, pasaportlarımızı görmek isterlerse yandık.
- You want to see what they're up to, right?
- Ne yaptıklarını görmek istiyorsun, değil mi?
I see. I thought you'd want to know what they found.
Orada buldukları şeyi görmek istersiniz diye düşünmüştüm.
After the holes they put in Ricca you want me to wait and see?
Ricca'da açtıkları deliklerden sonra | oturup bekleyemem.
You think they want to see a good pilot?
Sence iyi bir pilot mu görmek istiyorlar?
Do you want to see what they look like?
Neye benzediklerini görmek istemiyor musun?
Out here they don't want to hear you or see me.
dışarıda seni duymak... veya beni görmek istemiyorlar.
You don't know why they want to see me, do you?
Beni neden görmek istediklerini bilmiyorsun, değil mi?
I mean, you know, here's an 82-year-old man who's very emotional... and you know, and if you go in one moment, and you see the person's dying... and you don't want them to die, and then a doctor comes out five minutes later... and tells you they're in wonderful shape... I mean, you know, you can go crazy. - Yeah.
82 yaşında ve çok duygusal bir insandır yani biraz önce içeriye girmişsin ve ölmesini istemediğin birisinin ölmek üzere olduğunu görmüşsün, beş dakika sonra içeriden bir doktor çıkıyor ve hastanın çok iyi durumda olduğunu söylüyor, bu insanı delirtebilir.
I want to see one of your infectees that you in detainment. They're downstairs.
Mobilyanın izi, kan damlalarının düşüşü...
They don't want to see you get behind.
Senin geride kalmanı istemediler.
They want you to be able to see everything with your own eyes.
Onlar tüm ayrıntılarını görmenizi isterler.
- Why do you want to see what they want?
- Ne istediklerini neden merak ediyorsun?
Out. From now on, you will check the prisoners who want to see the doctor and be sure that they are not liars..
Bundan sonra hastayız diyen mahkûmları, evvela siz göreceksiniz.
You see Judge when someone is temporarily insane like Jack here is... And he's a wonderful guy, but... You see, when someone is like that, they don't want to see the people that they really love.
Gördüğünüz gibi Yargıç insan bazı sebeplerden geçici olarak aklını yitirirse örneğin, Jack gibi aslında o harika bir adamdır ama insan böyle olduğunda gerçekten sevdiği insanları görmek istemez.