Thrust перевод на турецкий
1,049 параллельный перевод
Perhaps only the tsuki thrust can defeat him.
Muhtemelen sadece saldırı onu yenebilir.
There's only one way. The tsuki thrust!
İtme tekniği.
As you said, only the tsuki thrust can defeat him.
Dediğin gibi, yalnızca itme onu yenebilir.
From now on, work only on how the tsuki thrust can defeat him.
Yalnızca itme tekniği üzerine çalış. Yeni varyasyonlar düşün.
Remember that both of you may die, but the tsuki thrust may give you a slight edge.
Ölmeye de hazır olmalısın. İtme tekniği, sana bir hafiflik verebilir.
We will make one last, savage thrust deep into China, and if the San Pablo dies, she dies clean.
Çin'in derinliklerine vahşi bir saldırıda bulunacağız, ve eğer San Pablo ölürse, temiz ölecek.
To strangle with a lawn thrust down the throat,
Gırtlağa bir ot sokup adam boğmayı.
It was split into two halves and suddenly thrust back together again.
İkiye ayrılıp, tekrar bir araya getirildi.
I want to thrust right between his ribs the dagger which I carry between my breasts.
Tam kaburgalarının arasına saplamak istiyorum memelerimin arasında taşıdığım hançeri.
O Lord, I humbly accept the sword of leadership which Thou hast thrust upon me.
Tanrım, mütevazilikle, bana güvenip verdiğin, liderlik kılıcını kabul ediyorum.
And I have... thrust myself into this maze, haply... as best I may to thrive and wive.
Ben de kalktım kendime hem bir eş, hem de uğraş... bulmak için yollara düşüp bu diyara geldim.
Thrust. Thrust.
İtsene, it!
- One-third more thrust.
- Üçte bir daha gaz ver.
Maintain full reverse thrust.
Ters itiş gücü kullanın.
With maximum thrust against the pull, we'll only be able to maintain full power for 16 hours.
Maksimum ters itiş gücüyle bile, sadece 16 saat tam enerji konumunda olabiliriz.
- Mr. Sulu? - Applying thrust, sir.
- Efendim, itme kuvveti uygulanıyor.
Make it a quick, single thrust.
Hızlı ve tek bir darbede hallet.
In that case, captain, I would suggest we apply forward thrust.
Bu durumda, ileriye doğru itmeyi öneririm.
What do you think, Scotty? Forward thrust?
- Ne düşünüyorsun?
Keep applying thrust against the pull.
Çekişe karşı itiş gerçekleştirin.
Scotty, channel all the impulse and warp power into one massive thrust forward.
Tüm itiş ve Warp gücüyle ileriye bir hamle yapabilir.
We're going to apply all available power into one giant forward thrust, in the hope that it will yank us out of the zone.
Elimizdeki tüm gücü ileriye doğru büyük bir itiş için kullanacağız bizi bölgeden çıkarması umuduyla.
The best we can do is to maintain thrust against the pull and hold our position.
Tüm yapabildiğimiz yerimizde saymak.
Maintain thrust, Scotty.
İleriye doğru devam.
We can maintain thrust for another hour and 15 minutes.
Bir saat 15 dakika daha ileriye gitmeye devam edebiliriz.
Less, if I have to apply more thrust.
Biraz daha itersem, daha az.
Switching power to shields, impulse in reserve, cutting thrust to zero... now.
- Güç kalkanlara veriliyor. İtiş güç yedekte. İtişi durduruyoruz... şimdi.
Forward thrust off, one tenth of a second. Forward thrust off, sir.
İleri itişi saniyenin onda biri kadar durdurun.
Reverse thrust will not engage, sir. Manual override isn't working either.
Ters yöne itme kuvveti zayıf, işe yaramıyor.
He'd never even touched their hands. Now their supple backs thrust against him.
Kızların ellerine bile daha dokunmamıştı ama esnek sırtları ona güçlüce bastırıyordu.
An unknown magnet thrust them together.
Aralarında görünmez bir çekim vardı.
Honestly, it gets quite comical, the things you... thrust on him.
Çünkü bu iş giderek komikleşmeye başladı. Sadece... oğluna güven.
Into the warming light we thrust...
Işığın sıcaklığına güveniyoruz
A community thrust into prominence by the discovery of the first Wonka Golden Ticket.
Halk ilk Wonka Altın Bileti'nin bulunmasıyla büyük bir heyecan içine girdi.
That's no arrow wound, that was a sword thrust.
Ok yarasından çok, kılıç yarasına benziyor.
I regret being thrust upon you in this manner. I hope you'll not find our company objectionable.
Bu şekilde emrivaki yaptığımız için çok üzgünüm umarım arkadaşlığımızı nahoş bulmazsınız.
I say your books thrust you into life, because from them you learned to unlearn.
Bense kitaplarının seni hayatın içine ittiğini söylüyorum. Çünkü onlardan öğrendin, öğrendiğini unutmayı.
- ln him, the rhino can find no place to thrust his horn.
- Onda, gergedanın boynuzunu saplayacağı bir yer yoktur.
I don't understand the thrust of your comment.
Ne demek istediğiniz anlamadım.
They thrust themselves into the fray.
Mücadelede kendilerine güvenirler...
I've given you my secret thrust.
Madem sana gizli vuruşumu gösterdim.
A very clean sword thrust.
Net bir atış!
It thrust both ways.
Bu ikimizi de etkiliyor.
Germany's new thrust east took the pressure off Churchill's battered island.
Almanya'nın Batı ilerlemesi Churchill'in hırpalanmış adasının üzerindeki baskıyı azaltmıştı.
MacArthur's task was to thrust upwards from the Solomons and New Guinea to the Philippines.
MacArthur'un görevi, Solomon Adaları ve Yeni Gine'den başlayarak Filipinler'e kadar ilerlemekti.
I don't like this. lt's a pincerlike thrust. "
Bu fikri beğenmedim. Bu kıskaçvari bir hareket. " dedi.
Remove thrust drive repellent!
Basınç artıyor. Cayroskop izleniyor.
That kind will thrust a knife without a moment's hesitation.
Bunun gibileri bıçağı çekip saplamaktan çekinmezler.
The pseudo-events that crowd... into spectacular dramatization, have not been lived by those who are informed by them, and what's more, they are lost in the inflation of their hurried replacement, with each thrust of the spectacular machinery.
Gösteriye ait oyunlarda ilgi çekmek için yarisan sahte olaylar, varliklarindan haberdar olanlar tarafindan yasanmamistir ve her durumda kisa sürede unutulurlar çünkü gösteri çarkinin her atisinda gittikçe artan bir çilginlikla yerlerine yenileri gelir.
How could that happen in reverse thrust?
Ne olmuş olabilir?
Cut the engine thrust?
İtiş gücünü kesmek mi?