To death перевод на турецкий
27,283 параллельный перевод
Why? She was shot to death at least three days ago.
- En az üç gün önce vurularak öldürülmüş.
- Objection! The 6 adults and 2 children under 10 shot to death by the defendant were human in every sense of the word
Sanık tarafından öldürülen altı yetişkin ve 10 yaşın altındaki iki çocuk kelimenin tam anlamıyla insandı.
He was shot to death in the courtroom yesterday.
O da dün mahkemede vurulup ölmüştü.
This e-mail scared me to death, and this old photo of Gene?
Bu e-posta ödümü kopardı, hele şu Gene'in eski fotoğrafı?
And those two brothers were shot to death.
Ve o iki kardeşi öldürdüğünü düşünüyorsunuz.
If he goes, too, they're gonna work us to death.
O da giderse ölümüne çalışmamız gerekecek.
I was in fourth grade dragging your ass, passed out, in from the yard so you wouldn't freeze to death.
Donarak ölme diye seni bahçeden... eve sürüklediğimde 4. sınıftaydım.
The victim was stabbed to death and thrown into a grave.
Kurban öldüresiye bıçaklanmış ve bir mezara atılmıştı.
- AC us to death?
- Klimayla mı öldürecek?
" Nick, I'm sorry I almost scared you to death, but I'm grateful that it has brought us here.
" Nick, özür dilerim, az daha seni korkudan öldürecektim. Ama o olay bizi bu hale getirdiği için mutluyum.
You mean to say I pushed Om to death.
Demek istediğin Om'u ben mi ittim.
You'll bleed yourself to death.
Aşırı kanamadan kendini öldürürsün.
That woman is bored to death.
Bu kadın ölümüne sıkılıyor.
He was called in the day after Ms. Dean was raped and strangled to death and then sent home without being questioned.
O, Bayan Dean tecavüz edilip boğularak öldürüldükten sonraki gün arandı ve sorgulanmadan evine gönderildi.
You scared me half to death.
Ödümü kopardın.
You know he beat his wife to death.
Karısını öldüresiye dövdüğünü biliyorsun.
If she didn't freeze to death then she'd drown.
Donarak ölmezse boğularak ölecekti.
Very doable, and that also allows you to treat Detective Hudson's death as a tragedy for the L.A.P.D. and for his family.
- Hem de çok güzel yapılır. Böylece siz de Dedektif Hudson'ın ölümünü hem Los Angeles Emniyeti hem de ailesi için bir trajedi olarak görmeye başlayabilirsiniz.
No, this death seems to be a one-off.
- Hayır, bu ölüm tek görünüyor.
Sorry to bother you again right after your daughter's death, But we have more questions.
Kızınızın ölümü henüz tazeyken sizi rahatsız ettiğimiz için üzgünüz ama soracaklarımız bitmedi.
Death to America and all her soldiers.
Amerika'ya ve bütün askerlerine ölüm.
We've already spoken to the district attorney's office, and they're willing to take death off the table if we get a quick confession to Murder One.
Savcıyla konuştuk bile, hızlı bir kasti cinayet itirafı alırsak ölüm cezasını masadan kaldırmaya sıcak bakıyorlar.
I hesitate to ask this, kendall - - time of death?
Sormaya dilim varmıyor, Kendall. Ölüm zamanı?
Any clues to cause of death?
Ölüm sebebiyle ilgili ipucu var mı?
So to me... It looks less like bravery and more like a death wish.
Bu durum bana cesaretten çok ölüm isteği gibi geliyor.
And then he tumbled down the stairs to his death... boom!
Sonra da merdivenlerden ölümüne yuvarlanmıştır... Güm!
I had nothing to do with the death of this witness.
Bu tanığın ölümüyle hiçbir ilgim yok.
I could report his death to the media, but you should have deputy chief Howard contact his next of kin and warn them beforehand.
Basına öldüğünü söyleyebilirim ama Amir Yardımcısı Howard'ın akrabalarıyla iletişim kurması ve onları önceden uyarması lazım.
I thought that autopsies were only used to determine the cause of death, and you killed Dwight, didn't you, captain?
Otopsiler ölüm nedenini bulmak için yapılıyor sanıyordum. Dwight'i siz öldürdünüz, öyle değil mi başkomiser?
It's all life and death to them.
Onlar için her şey ölüm kalım savaşı demek.
Vegetarians, for example, may have a strong reaction to animal death.
Örnegin vejeteryanler, hayvan ölümlerine karsi güçlü tepkiler verebilirler.
Cause of death appears to be traumatic brain injury.
Ölüm nedeni, travmatik beyin hasarı gibi duruyor.
Cause of death... his gunshot wounds to the stomach and the chest.
Ölüm nedeni midesine ve göğsüne aldığı kurşun yarası.
I'd say lividity puts time of death at six to eight hours.
Morarmalara bakarsak altı ile sekiz saat arası diyebilirim.
Someone went to a lot of trouble to make Jack's death look like a suicide.
Birisi Jack'i intihar etmiş gibi göstermek için bir sürü derde girmiş.
I swear, I had... had nothing to do with his death.
Yemin ederim, onun ölümüyle bir ilgim yok.
Did you have anything to do with her death?
Onun ölümüyle bir ilgin var mıydı?
Did that have anything to do with her death?
Ölümüyle bir ilgisi var mı?
They're just trying to deal with the finality of death.
Onlar sadece ölümün kesinliğiyle başa çıkmaya çalışıyorlar.
The only thing I could determine is that it's a white male, 20 to 25 years old, and the cause of death being severe blast injury.
Belirleyebildiğim tek şey, beyaz 20-25 yaşlarında bir erkek ve ölüm nedeni şiddetli patlama yaraları.
I just wanted to say something, you know, when we're not in the middle of a big battle or one of us is facing death, when things are just normal.
Bir şey söylemek istiyorum. Büyük bir savaşın ortasında değilken aramızdan biri ölümle yüzleşmiyorken, her şey normalken.
Leave the rest of us to die a painful death? !
Kalanımızın acılar içinde ölmesine izin mi vereceksin?
It occurred to me that our Ranger might have been killed by an obsessed fan attempting to recreate a particular death.
Bu bana, bizim Gece Yarısı Korucumuz'un belli bir ölümü canlandırmaya çalışan saplantılı bir fanatik tarafından öldürülmüş olabileceğini düşündürdü.
Do you plan to rule a kingdom of death and dust?
Toprak ve ölüm üzerine kurulu bir krallığı mı yönetmeyi planlıyorsun?
We heard rumors about a safe place to live, far from the red death.
Kızıl vebadan uzak güvenli bir yerin varlığı söylentilerini aldık.
He stands to benefit from his father's death.
Babasının ölümünden kârlı çıkacak olan o.
I know you don't want to hear from me right now, but I would not be calling if this weren't a matter of life and death.
Şu anda benden bir şeyler duymak istemediğini biliyorum ama ölüm kalım meselesi olmasaydı aramazdım.
Look, I understand why Mary wants to avenge Charlotte's death, but why would he?
Bakın, Mary'nin neden Charlotte'ın ölümünün intikamını almak istediğini anlıyorum, ama o neden istesin ki?
I'd finally come to grips with her death.
Sonunda annemin ölümünü kabullenmeye başlamıştım.
They froze to death.
Donarak öldüler.
I fail to see how someone can go from that to someone who's willing to kill and be killed for an archaic, misogynistic death cult like ISIL.
IŞİD gibi ilkel, kadın düşmanı bir ölüm tarikatı için ölmeye ve öldürmeye gönüllü hâle gelir, anlamıyorum.
death 1004
deaths 27
death row 19
death penalty 21
death threats 22
death experience 79
death situation 19
death experiences 28
deaths 27
death row 19
death penalty 21
death threats 22
death experience 79
death situation 19
death experiences 28