Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ T ] / Tried that

Tried that перевод на турецкий

6,962 параллельный перевод
Tried that three times.
O üç kere denedim.
We've already tried that, Juliette.
Bunu zaten denedik, Juliette.
I haven't tried that one yet, but probably.
- Henüz denemedim ama muhtemelen o da evet.
Because I tried that.
- Çünkü ben onu çoktan denedim. - Hayır.
I tried that already.
Bunu zaten denedim.
I tried that, man, it doesn't work.
Denedim dostum, işe yaramıyor.
I just tried that. It's not working.
Denedim onu ama olmuyor.
A guy actually tried that once.
Bir adam önceden denemişti aslında.
I tried that, it didn't work.
Onu denedim. İşe yaramadı.
Matter of time till somebody tried that.
Birinin bunu denemesi an meselesiydi.
But when I tried to order them, I couldn't remember that elotes are called elotes.
Ama sipariş vermeye çalıştığımda, elotesin adını unuttum.
If not to cover up the fact that they tried to murder one of their own.
Kendilerinden birini öldürmeye çalıştıkları gerçeğini örtbas etmek için değilse.
It's true. I tried to come that way tonight.
Bu akşam o yoldan gelmeye çalıştım.
I tried to warn her off, not that she was having any of it.
Sadece hiçbir şey elde edemezsin diye onu uyarmaya çalıştım.
A few days after that, EMTs bring in a 19-year-old waitress, said... some guy she knew waited for her after work in the parking lot, attacked her... tried to drag her in the alley.
Ondan birkaç gün sonra ambulans 19 yaşındaki bir garson tanıdığı bir adamın işten sonra parkta onu beklediğini ve o adamın ona saldırdığını, sokakta sürüklemeye çalıştığını söyledi.
Have you tried applying any medications that might absorb the fluid?
Sıvıyı emme ihtimali olan bir ilaç filan denedin mi?
I have tried to kill that thing under the microscope with everything I can think of.
Lanet şeyi mikroskop altında aklıma gelen her şeyle öldürmeye çalıştım.
Okay? Oh! Do you remember that time she got us lost in the woods looking for firewood and tried to get us to bond over our hatred of our history teacher?
Ormanda kaybolmamıza neden olmuştu ve ateş için odun aramaya gittiğinde ikimiz de tarih öğretmenimizden nefret ettiğimiz için bağ kuralım diye zorlamıştı.
Maybe that shirt with the bloodstains on it from when you tried skateboarding.
Ooh, belki de şu senin kaykaya binerken üzerini kan lekesi yaptığın tşörtün olabilir mi?
He tried to feed his family. How is that a crime?
O ailesini beslemeye çalışıyordu, bu nasıl suç olur?
And, of course, I've tried to identify that mystery girl that Brandon was in love with.
Tabii ki Brandon'n âşık olduğu gizemli kızı tespit etmeyi de denedim.
That when you tried?
Kendin de denediğinden mi?
You have not once tried to change the custody arrangement in the last four years, because let's be honest now. It fits better with your life that I have the kids more of the week than you.
- Sen dört yıl içinde bir kez olsun vesayet anlaşmasını değiştirmeye kalkmadın çünkü, dürüst olalım ki, çocukların bende daha çok kalması senin yaşantına daha çok uyuyordu.
Trey said he wasn't going down for that, that she had tried to... Change the rules in the middle of the game.
Trey, bunun yüzünden içeri girmeyeceğini ve oyunun ortasında kuralları değiştirmeye çalıştığını söylüyordu.
I tried to tell you that before.
Sana söylemeye çalıştım.
You really tried to do the right thing that night.
O gece gerçekten doğru olanı yapmaya çalıştın. Bunu yaptın da.
.. Tyneman tried to fix the Wendouree Classic so that Dennis Goodman could win it.
Tyneman, Wendouree Classic yarışını ayarlamaya çalışmış, ki Dennis Goodman kazanabilsin diye.
I understand Klaus'mistrust, as I do yours. But I did not come this far to see my family die at the hands of the very evil that I've tried for so long to escape.
Klaus ve senin güvensizliğini anlıyorum ancak ben buraya uzun zamandır kaçmaya çalıştığım şeytan cadı tarafından ailemin canının alındığını görmeye gelmedim.
That guy practically tried to kill me.
- Sonuçta bu adam beni öldürmeye çalıştı.
I broke my vow and gave in to love, and that led to the darkest moment of my life, the day when I tried to steal from Dahlia that which she wanted most.
Yeminimi bozup aşka yenildim. Bu seçim hayatımın en karanlık anlarını yaşattı. Dahlia'dan çalmaya çalıştığım gün, onu daha da çok istedi.
I'm not worried. I'm just impatient for a reunion with the brothers that tried to kill me.
Endişelendiğim yok.
I tried my hardest to help him, but no one seemed to be able to comfort him or fill that void.
Ona yardım etmek için her şeyi denedim ama kimse onu rahatlatamadı ve içindeki boşluğu dolduramadı.
Because I know that, I tried so hard to understand you.
Ben de bu konuda seni anlamak için çok çaba sarf ettim.
Have you tried running an image search that cross-references her photo from the clinic with names and addresses in the area?
Hastanedeki fotoğrafını bu bölgedeki isim ve adreslerle çapraz karşılaştırmayla aramayı denedin mi?
That guy just tried to climb up our building.
Bu adam binaya tırmanmaya çalıştı.
I've tried to tell you since you were a baby that it's not about black eyes or bloody noses in this world, it's life or death, and if you don't toughen up, these streets will eat your ass alive.
Daha bebekliğinden beri sana anlatmaya çalışıyorum. Mesele morarmış gözler ya da kanamış burunlar değil. Mesele hayatta kalmak.
That piece of shit tried to choke me out.
Pislik beni boğmaya çalıştı.
Bitch tried to involve me in that shit.
Kahpe, beni de kendi bokuna bulaştırdı.
Is that when you tried to get out?
Olaydan sonra mı ayrılmak istedin?
That guard tried to do the same thing to me.
Gardiyan aynı şeyi bana da yapmaya çalıştı.
And Kimmy's backpack got stolen, and that gold tooth I tried to pawn turned out to be just a very yellow tooth.
Kimmy'nin çantası çalındı, altın diş de sadece sapsarı bir dişmiş.
Do you still maintain that my brother tried to rape you?
Hâlâ kardeşimin sana tecavüz etmeye çalıştığını mı savunuyorsun?
Grace had this stupid idea that you were flirting with me, so I tried to flirt back. No, no.
Hayır, hayır.
Say that the Tigers recruited you by force, that the Sri Lanka army captured and tortured you and that they tried to kill you.
Gerilla güçlerinin seni zorla kaçırdığını,... sonra ordunun seni yakalayıp işkence ettiğini ve seni öldürmeye çalıştıklarını söyle.
You tried doing that last time.
Bunu geçen sefer yapmaya çalıştınız.
Well, that's all I would need you to talk about, that he, uh... that he always tried hard, that, uh, he has a good home life.
Sizinle konuşmak istediğim şeyler, o her zaman... çok çalışırdı ve iyi bir ev hayatı var.
And if you really think you can get me back to Chicago with ghosts and mediums and falling down the stairs, let me just remind you that you got me out of Chicago, when you tried to give yourself an abortion.
Ve gerçekten beni Chicago'ya geri döndürebileceğini sanıyorsan hayaletlerle, medyumlarla, merdivenden düşmeyle o zaman unutma ki bebeği düşürmeye çalıştın diye senin yüzünden buraya sürüklendim.
I've tried to masturbate, but even that fails.
Mastürbasyon yapmaya çalıştım ama onu bile yapamadım.
The one that tried to slap you, from the backwater bayou, that Southern ghetto trash.
Size tokat atmaya çalışan bataklık kenarında yaşayan, güneyli kenar mahalle süprüntüsü.
The one that tried to slap you, from the backwater bayou, that Southern ghetto trash.
Düşündüğünüz gibi biriyim.
And I tried, Ghost, I tried to convince them that it ain't about who likes who, but about who wants to make money.
Denedim, Ghost, ikna etmeye çalıştım iş kimin kimi sevdiği değil, iş kimin para kazanmak istemesi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]