Tripping перевод на турецкий
878 параллельный перевод
Buddy, when I get back to Frisco you'll be tripping over your beard.
Dostum, ben San Francisco'ya döndüğümde sen sakalından yürüyemez duruma gelmiş olursun.
Tripping, skipping, lightly bounding
Çel, sek, zıpla
♪ Skipping, hopping, tripping Fancy free and gay
Hopla, zıpla, hopla, zıpla Hayal et ve neşelen
Mr. Jorgy, your shoes are so handsome, but I think you better tie that shoelace or you'll go tripping.
Bay Jorgy, ayakkabıların çok şık, fakat şu bağcıkları bağlasan iyi olur yoksa takılıp düşersin.
Watch out, not tripping.
Dikkat edin, takılıp düşmesin.
Let's see if you can run to the well without tripping over your dress.
Bakalım elbisene takılmadan kuyuya kadar koşabilecek misin.
- I keep tripping over those empties.
- Boşları ayağıma takılıyor.
You can't expect me to let you go tripping in a messed-up place, can you?
Benden seni berbat bi yerde trip yaşatmamı bekleyemezdin değil mi?
You got all the way in without tripping an alarm.
Bütün yolları alarma yakalanmadan geçtin. Nasıl?
♪ I see her tripping where the light something grows
Işığın büyüdüğü yerde onu görüyorum
♪ I see her tripping
Onu dolaşırken görüyorum
You'd marry me for your everyday use... and keep your spiritual brides for tripping off into the beyond.
Günlük kullanım için benimle evlenecektin ve sonra da fırsat bulduğun anda ruh gelinlerine kaçacaktın!
A half an hour after we release anybody from our section we turn them into doctors and they care for people that were tripping like they were when they came in.
1.5 saat sonra kendi bölümümüzdekileri, doktorlara teslim ediyoruz. Onlar buraya girerken önceden kafayı bulmuş olanlarla ilgileniyorlar.
"... tripping on the escalator. "
"... tripping on the escalator. "
While I was tripping, I understood who the killer is...
Dolaşırken katilin kim olduğunu buldum...
You couldn't get within 100 yards... without tripping that alarm system.
Alarm sistemini çalıştırmadan 100 metreden fazla yaklaşamazsın.
Billy, you time tripping again?
Billy, yine zamanda yolculuk mu yapıyorsun?
No high-sticking. No tripping.
Yüksek sopa yok.
It's pointless, he's tripping.
İşe yaramıyor, adam kafayı bulmuş.
You guys are just tripping, man.
Siz kafayı buldunuz çocuklar.
Flying, tripping
Uçuyor, geziyor.
Tripping from Pottsville To starlight
Pottsville'den geliyor... yıldızların ışığına gidiyor
Tripping from starlight
Yıldızların ışığından geliyor...
Yes, nearly tripping over your suitcase on the way through the door.
Neredeyse çantana takılıp düşüyordun.
All you can see are the guys right next to you... and the bodies you keep tripping over.
Tüm gördüğünüz yanınızdaki adamdır ve takılıp geçtiğiniz vücutlar.
Hey, homes, are you tripping? What is that?
Sen uçuyor musun?
Scott here was tripping around the country and.... we thought maybe he crash here for tonight
Scott ülkeyi geziyormuş ve.... geceyi burada geçirebileceğini düşündük
Translated, he means you can break a leg tripping over all the bodies.
Tercümesi ; "Oralar ölülerle dolu" demek istiyor.
Junia is tripping over her own legs
Junia, kendi bacaklarına dolanıp düşüyordu falan.
He keeps tripping over his I. Q
I.Q.'su tökezleyip duruyor.
She's still tripping?
Hâlâ uçuyor mu?
Man, he's just like tripping'- dicular, you know?
Oh, rüya gibi birisi, biliyor musun?
We kept tripping over each other.
Birbirimize çelme takıp durduk.
- Mind tripping?
- Zihin bulanıklığı?
It seems you've been tripping all over the world, enjoying yourself at our expense.
Bakıyorum da, bizim paramızla dünyanın her tarafını gezip eğleniyorsun.
Nothing's coming near this place without tripping on somethin'.
Bunlara takılmadan hiç bir şey bu yere yaklaşamaz.
Tripping?
Sendeleyen?
Anything fits, if you're tripping off on some trip.
Kafayı çekince her şey yerine oturur.
I'm tripping over my words... he's leading...
Biraz erken konuşmuşum anlaşılan... önde gidiyor...
Stop tripping. No, you're tripping.
Dudaklarımı oku.
I think you're tripping but I know what to do.
Ne yapacağımı biliyorum.
Not too much of a rush, I don't want you tripping over.
Acele etmeyin, takılıp düşmenizi istemiyorum.
You're tripping out.
Kafayı buldun iyice.
This thing had sensors tripping all over the place.
Bu şey, civardaki bütün alıcıları uyardı.
But you get used to seeing them out of the corner of your eye, and you end up tripping over the ones that are right in front of you.
Ama gözünüzün ucuyla onları görmeye alışırsınız ve sonunda tam önünüzdekileri geçmeye başlarsınız.
It keeps me from tripping over wires.
Kabloların aksine beni hata yapmaktan uzak tutuyorlar.
I was just ego-tripping.
Egoma yenilmiştim.
- I was tripping on it.
- Ayağıma dolanıyordu.
One could hardly take a step without tripping over a fallen crown.
İnsan düşmüş çelenklere takılmadan adım atamazdı.
Why you tripping?
Niye böyle davranıyorsun?
I can always tell, you know, when you've been time tripping.
Zamanda yolculuk yaptığın zaman hep farkına varıyorum.