Trish перевод на турецкий
1,669 параллельный перевод
What color is Trish's bicycle?
Trish'in bisikleti ne renk?
Is every question about Trish and Henry?
Her soru Trish ve Henry ile mi ilgili?
Trish, honey, you are not thinking about...
Trish tatlım, senin aklına- -
Trish!
Trish!
Trish.
Trish.
Trish?
Trish?
Well, it's not as if Trish and I ended up on the best of terms.
Trish ile ilişkimiz çok iyi şartlarda bitmemişti.
Can you imagine if Trish would have come back and found this instead of me?
Benim yerime Trish'in gelip, onu bulduğunu düşünebiliyor musun?
Take care of that before Trish sees it.
Trish görmeden temizliği bitir.
Let's just say that Trish's mouth said go away, but her body said...
Şöyle diyelim, Trish'in ağzı git dedi, ama vücudu...
You lied to Trish.
Trish'e yalan söylemişsin.
What if I can still get Trish to leave with me?
Ya hâlâ Trish'i benimle gitmeye ikna edebilirsem?
Or I can tell Trish the truth, That this was all your idea.
Ya da Trish'e gerçeği söyleyebilirim, hepsinin senin fikrin olduğunu.
$ 50000 or I tell Trish the truth - by Hunter
50000 dolar ya da Gerçeği Trish'e anlatırım
Hey. - Oh, come on, Trish.
- Yapma Trish.
Or I can tell Trish the truth, that this was all your idea.
Yoksa Trish'e bunun, senin fikrin olduğu gerçeğini anlatırım.
?
Harper Adası, Denizcilik Müzesi Trish Wellington
So... I wanted to have a special surprise today for Trish.
Pekala bugün Trish için özel bir sürpriz hazırlamak istedim.
- Oh, Trish.
- Trish. - Lanet olsun.
Trish saw you.
Trish seni görmüş.
Richard, Trish is freaking out about Shea.
Richard, Trish Shea'ya tapar.
Trish...
Trish...
Trish, oh, my God, are you okay?
Trish, Aman Tanrım, iyi misin?
I saw her.
Trish'i gördüm.
Trish... Trish, oh, my God, are you okay?
Trish, Aman Tanrım, iyi misin?
Trish
Trish.
And yeah, Henry had the okay from Trish.
Henry, Trish'in onayını almıştı.
Trish, I...
Trish, ben- -
Consider it my gift to you and Trish.
Trish'le sana düğün hediyem olarak kabul et.
I never had sex with Trish.
Trish'le hiç yatmadım.
Trish Wellington Dunn.
Trish Wellington Dunn.
Do not leave the premises, but go outside now.
Henry, onu dışarı çıkar. Trish, gitmeliyiz.
Henry, take her outside. Trish, we have to go.
Gitmemiz gerek tatlım.
No way. You see what it did to Trish's dad?
- Kazayla mı oldu demek istiyorsun?
Somebody did that on purpose.
- İmkânsız. Trish'in babasına ne olduğunu gördünüz mü?
Trish is never going...
Bay Wellington öldü. Trish bundan sonra asla...
You think he did that to Trish's dad?
Sence Trish'in babasını o mu öldürdü?
We just need to call Trish And tell her we're on our way.
Trish'i arayıp yolda olduğumuzu söylesek yeter.
Trish, it may not seem
Trish, belki şu an öyle görünmeyebilir.
Trish.
- Trish.
Trish, it's Chloe.
Trish, ben Chloe.
I don't want to disappoint you, But I'm not going to propose to you On the same day Trish lost her father.
Seni hayal kırıklığına uğratmak istemem fakat Trish'in babasını kaybettiği gün sana evlenme teklif etmeyeceğim.
I thought they were talking to what's-his-name, you know, Trish's brother-in-law.
Sanırım şeyi düşünüyorlardı, neydi adı, Trish'in eniştesini.
Trish, we should talk about today.
Trish, bugün hakkında konuşmalıyız.
Heard about Trish's dad and wanted to see how you were doing.
Trish'in babasına olanları duydum ve senin nasıl olduğunu merak ettim.
How is Trish ever going to look at me again?
Trish yüzüme bir daha nasıl bakacak?
Don't worry, I'm not going to tell Trish, but know this :
Merak etme, Trish'e söylemeyeceğim, ama şunu da bil :
Okay, Trish, I get why you were having a panic attack this morning
Pekala Trish.
No!
Hayır! - Trish.
Trish...
- Hayır!
How's Trish?
Trish nasıl?