Tulsa перевод на турецкий
395 параллельный перевод
Of course. lf it gets dull, you can always go to Tulsa for the weekend.
Elbette. Eğer sıkıcı olursa hafta sonu Tulsa'ya gidebilirsiniz.
- Tulsa.
- Tulsa.
I got a lawyer in Tulsa to see.
Tulsa'da avukatım var.
Soon as I get enough, I got a lawyer in Tulsa to see.
Yeteri kadar para biriktirince, Tulsa'da bir avukatla görüşeceğim.
What I wanted to say was now I can get that Tulsa lawyer.
Söylemek istediğim şey şimdi Tulsa'daki o avukatı tutabileceğimdi.
Say, I was just thinking, let's skip Kansas City and go on to Tulsa.
Kansas City'i geçip, Tulsa'ya inelim.
Well, it's easier to get in at Tulsa in this kind of weather.
Bu kötü havada Tulsa'ya inmek daha kolay.
I hope she's going to make Tulsa.
Umarım Tulsa'ya iner.
Forty miles north of Tulsa as the crow flies.
Kargaların uçuştuğu, Tulsa'nın 40 mil kuzeyindeyiz.
No crows are flying to Tulsa tonight.
Bu gece karga uçmuyor.
I'll drive into Tulsa first thing with the truck and get you gas.
Kamyonla Tulsa'ya gidip sana gaz alacağım.
I'm going into Tulsa with Racknell in the morning and get the first plane for the east.
Sabah Racknell ile Tulsa'ya gidiyorum ve ilk uçakla doğuya gideceğim.
Will you take me into Tulsa with you, Mr. Racknell?
Sizinle Tulsa'ya gelebilir miyim, Bay Racknell?
Tulsa.
Tulsa.
I knocked off a broken-down jewellery store outside of Tulsa.
Tulsa'ya yakın küçük bir kasabada bir kuyumcuyu soymuştum.
Tulsa.
Tulsa'ya.
I'm going to Tulsa, Mom.
Tulsa'ya gidiyorum, anne.
How is she? - She finds Tulsa terribly dull without you.
- Sen yanında olmayınca Tulsa'yı çok sıkıcı buluyor.
You do a lot of wondering in Tulsa.
Tulsa'da bu konuyu hiç düşünmedin mi yani?
Cookie's right, Tulse.
Cookie haklı Tulsa.
Did you hear what I just heard?
Tulsa, sen de duydun mu?
Dames is money in this army, Tulsa.
Bu orduda kızlar para gibidir. Değil mi Tulsa?
- Tulsa!
- Tulsa.
MPs! Come on, Tulsa!
Askeri polisler geliyor!
Tulsa's gonna take Dynamite's place!
Tulsa Dynamite'ın yerini alacak!
Will Specialist Tulsa McLean please come up.
Er Tulsa McLean lütfen buraya gelin.
Tulsa McLean.
Tulsa McLean.
Specialist Tulsa McLean.
Er Tulsa McLean. Bir şeyi anımsattı mı?
- You haven't heard of Tulsa?
- Tulsa'nın ismini duymadın mı?
Tulsa, Lili.
Tulsa, Lili.
Lili, Tulsa.
Lili, Tulsa.
Tulsa wants to make it on his own.
Tulsa kendisi bir şeyler başarmak istiyor.
You should see that Tulse operate!
Tulsa'nın nasıl iş gördüğünü görmeliydin!
Tulsa, tell me more about Oklahoma.
Tulsa, bana Oklahoma'dan biraz daha bahsetsene.
Tulsa, I would like you to meet...
Tulsa, onunla tanışmasını...
- Who cares? - Tulsa's gotta be alone with Lili.
- Tulsa'nın Lili'yle yalnız olması gerek.
- You, too, Tulsa?
- Sen de mi Tulsa?
- Hi, Tulse!
- Merhaba Tulsa!
It's too bad about you and Tulsa.
Tulsa'yla aranda olanlar üzücü.
The welcome mat is still out for Tulsa.
Tulsa'ya kapısı hâlâ açık.
Tulse must have a million questions.
Tulsa'nun milyonlarca sorusu olmalı. - Şey--
- Sorry, Tulse, go ahead.
- Özür dilerim Tulsa. Buyur.
I'm your uncle Tulsa.
Ben Tulsa amcan. Oynayalım.
Come on, give it to your uncle Tulsa.
Hadi bakalım. Tulsa amcan için. Hadi.
- Hello, Lili? It's me, Tulsa.
Benim, Tulsa.
- I was just leaving, Tulsa.
- Ben çıkıyordum Tulsa.
Good news, boys, that was Tulsa.
İyi haberlerim var. Tulsa aradı. Aşk havada.
"Meet you in my apartment, Tulsa." Don't just sit there, get going!
Seninle dairemde buluşalım. Hadi oturma. Kalk git.
I'll have to report that landing to Tulsa.
Tulsa'yı aramamız gerek.
- Tulsa!
- Tulsa!
Tulse!
Tulsa! İçeri gel!