Uglies перевод на турецкий
90 параллельный перевод
Oh, them two uglies.
Oh, ikisi de berbattı.
Oh, and if you're thinkin'of any uglies... forget it.
Aklına pis fikirler geliyorsa ~ unut gitsin.
Short, tall, fat, uglies, bonitas, señoritas, big tits...
Kısa, uzun, şişko, çirkin, güzel, bakire, büyük göğüslü...
Man, those three broads got a case of the uglies.
- Yahu şu paçozlar ne de çirkinmiş!
- Now, listen to me. If these three uglies get away with my million Dumb-Dumb, then your father's gonna owe me a big favor.
- Bu üç çirkinler milyonlarımla kaçarsalar Dum Dum, o zaman baban bana çok borçlanacak.
Did you two bump uglies?
Onunla bum bum yaptın mı?
Let's bump uglies.
Hadi iğrençleşelim.
You tricked the little plug uglies!
İğrenç bücürleri kandırdın!
I find it hard to believe that a group of people who spends as much time together as you guys do has never bumped uglies.
Affedersiniz. Sizin gibi sürekli birlikte takılan insanların hiç yatmamasına inanmayı zor buluyorum.
I mean, here she went and slept with Jack and the only thing protecting her from the oodles of guilt that one amasses from such a critical event was the slight chance that you and Jen bumped uglies.
Gidip Jack ile yatıyor. Ve onu pek çok suçluluğundan koruyan tek şey sen ve Jen'in sevişmiş olma ihtimali.
What about the big uglies watching us with that eye in the sky?
Gökteki gözle bizi seyreden büyük çirkinler ne olacak?
Stuck with a creature you loathe, digging'up past uglies, cos you're fine.
Nefret ettiğin bir yaratıkla karanlık bir köşede buluşmuş, eski çirkin günleri dinliyorsun çünkü gayet iyisin.
Do you believe he is gonna cure your face of the uglies?
Seni yüzünü çirkinlikten kurtarıcağına inanıyor musun?
Bumping uglies with an old man who body-jumped into a vampire is the closest you've been to a relationship in years.
Vampire dönüşen yaşlı bir adamla iğrenç vuruşmanın en yakın açıklaması yıllardır anlamlı bir ilişkiye sahip olmanız olsa gerek.
The Plug Uglies!
Tıkaç Çirkinleri!
The Plug Uglies they're from somewhere in the old country.
Tıkaç Çirkinleri eski bir ülkeden geliyorlar.
They're so scurvy, only the Plug Uglies will talk with them.
O kadar iskorbütler ki, sadece Tıkaç Çirkinleri onlarla konuşur.
The Plug Uglies.
Tıkaç Çirkinleri.
See ya later, big fat uglies!
Sonra görüşürüz şişko çirkinler!
And then we bumped uglies.
Sonra da beni pompaladı.
I was bumping uglies with your wife.
Karınla ayıp şeyler yapıyordum.
Mouth breathers, uglies...
Sonra, avanakları, çirkinleri.
They got time to bump uglies.
Vurmak falan, baya zamanları var.
That's right, I said, bump uglies.
Doğru, dedim ya, çirkince vurmak.
And by good time, she means bumping uglies.
Ve güzel zaman derken, tümseklerde zıplamaktan bahsediyor.
Bumpin'uglies is not appropriate dinner conversation. Honey, he's very upset.
Yemek sırasında bu tür şeyleri konuşmak hoş değil.
Yeah, people who bump uglies with uglies.
Evde kalanlar.
Bump the uglies!
Çirkinlere çarp!
The image of you bumping uglies with your ex-wife...
Seni şu eski karınla seks yaparken hayal etmem yeterli.
You are not going to have two kids bumping uglies on a float.
Aracınıza, işi pişiren iki çocuğu koymazsınız.
So, the kid and the cougar, bumping the uglies.
Tamam. Yani, çocuk ve puma çirkinliklerle çarpışıyor.
It was the revolution of the uglies.
Çirkinlerin devrimiydi bu.
NARRATOR : And the uglies loved The Who.
Ve en çirkinler The Who'yu sevdi.
Just the thought of you two bumpin'uglies messes me up.
İkinizin seks yaptığı düşüncesi bile midemi alt üst ediyor.
- You want what you can't have. Well, good, good,'cause if she's not doing the nasty with Cooper, I know she's hoping to bump uglies with Justin.
Çünkü eğer Cooper'la oynaşmıyorsa onun Justin'le çıkmak için yanıp tutuştuğunu biliyorum.
You bumped off Gustav so you could keep bumping uglies with the bellman while inheriting a fortune.
Gustav'ı soğuk kanlılıkla öldürdün. Böylece servetin üstüne yatarken uşak ile kırıştırmaya devam edebilecektin.
Because you guys definitely bumped uglies that one night at my father's, right?
Çünkü siz bir gece babamın evinde kesinlikle düzüşmüştünüz, değil mi?
I'm sensitive enough not to bump uglies when she's sick.
O hastayken ona el sürmem.
"Oh," I told him, "that doesn't mean that they're doing the nasty, or bumping uglies, or hiding the salami or carnal and sinful things like that."
"Ona söyledim, bu onları ahlaksız veya kötü şeyler yapıyor olmaları edepsizce ya da cinsel ve günahkâr şeyleri yapıp saklıyor oldukları anlamına gelmez" diye.
Just bumping uglies and smoking that crystal you got from your pal, Tuco?
Sadece seks yapıp, arkadaşın Tuco'dan aldığın esrarı mı içiyordunuz?
All I want is just one day a year... where I'm not visually assaulted by uglies and fatties.
Tek istediğim, çirkinler ve şişkolar tarafından sadece bir gün görsel saldırıya uğramamak.
They used to bump uglies.
Çirkinleri yerinden etmeye alışkındırlar.
What happened a few weeks ago at Miss Uglies'castle?
Çirkin Bayan Kulesi'nde birkaç hafta önce neler yaşandı?
Prepare yourselves, my uglies.
Hazır ol en korkunç savaşçım.
- How many uglies are we talking?
- Burada tam olarak kaç çirkin şeyden bahsediyorsunuz?
It's an anthem for all the outsiders, for all the uglies, for all the freaks, you know, who are slaving away every day in their shit shirts and their shit shoes, trying to fit in.
Tüm dışlanmışlar, çirkin insanlar, tüm ucubeler her gün boklu üstleriyle ve boklu ayakkabılarıyla hayata uyum sağlamaya çalışanlar için bir marş.
Hey, that kind of cancer is for uglies And dudes who keep laptops on their balls.
O kanser çirkinler ve kucaklarında laptop tutanlar için.
Hey, honeybunch, what say you get me out of these cuffs, we go off somewhere and bump some uglies?
Şekerim, beni şu kelepçeden kurtarsan da bir yerlere gidip yiyişsek.
Just like you never apologized for bumping uglies with Cate.
Doğru. Senin Cate ile sevişip özür dilememen gibi.
"bumping uglies..."
"Zıplamak"?
I'll end up looking like one of those uglies!
O kötü prensesler gibi görünmeye başladım.