Ump перевод на турецкий
93 параллельный перевод
- How about it, ump?
- Kararın ne hakem?
- It's a perfect strike, the ump was right.
- Harika bir vuruş, hakem haklıydı.
The ump was blind.
Hakem göremiyordu.
We had one ump named Bates.
Bates diye bir hakem vardı.
"Ball," says the ump.
Hakem, top için işaret verdi.
Rump-bump-bum diddilly-ump-bump rump-bump-bum, rump-bump-bum rump-bump-bum come on, let's assume the dance position.
# Rump-bump-bum DiddiIIy-ump-bump # # Rump-bump-bum, Rump-bump-bum Rump-bump-bum # Hadi dans ediyormuş gibi yapalım
Albert, you step on my foot one more time, - I'm gonna kill you. - Kill the ump!
Albert, eğer ayağıma bir kez daha basarsan..... seni öldüreceğim.
Hey, ump.
Hey, hakem.
Why don't you blow me, ump?
Seni s.kicem!
- J ump over the thing!
- Atlasana üstünden!
Are you out of your mind, ump?
Aklını mı kaçırdın hakem?
Oh, man, the ump's gonna call the game. Oh, my... Fuck.
Hakem maçı bitirecek.
No, we won the game, but Roz got kicked out for arguing with the ump.
- Herhalde maçı kaybettiniz. - Hayır, kazandık. Roz, hakemle tartıştığı için atıldı.
That ump, he had it in for you.
O serseri, sana karşıydı.
If we can't find an ump, we gotta call this game.
Eğer hakem bulamazsak, maçı bitirmek zorunda kalırız.
You definitely can't ump.
Sen hiç hakemlik yapamıyorsun.
The ump called the game.
Hakem oyunu bitirdi.
ump!
Zıpla!
Hey, Ump, get off your knees.
Hey, hakem, dizlerini hareket ettir.
I punched an ump.
Bir yetkiliyi vurdum.
Hey, hey, hey ump.
Sen.
It's a good call, ump.
İyi bir karardı.
Ump, time!
Ara!
Pull your head out of your ass, ump!
Başını kıçından çıkart seni göt!
- Come on, ump, he's ducking it!
- Hadisene, oyalıyor!
Hey, Tony, have you ever... You ever been out to the UMP plant?
Baksana Tony hiç UET fabrikasına gittin mi?
I worked at UMP for a couple of weeks... then I quit.
Ben de UET'te iki hafta çalışmıştım. Sonra bıraktım.
UMP and all of the rest tried to run him out of the business.
UET ve bütün diğerleri onu bu piyasadan silmeye çalışmış.
Hey, Rita, is your brother still workin'over at UMP?
Rita, ağabeyin hala UET'te mi çalışıyor?
Harry, what's goin'on out at UMP?
- Harry, UET'te neler oluyor?
These poor Mexicans, they come over here and UMP treats'em like shit.
Buraya gelen yoksul Meksikalılara... UET bok gibi davranıyormuş.
Microscopic. Your tests say that the meat we're getting from UMP is clean.
Senin testlerine göre UET'ten aldığımız etler temiz.
That same guy, he comes up here... he gets a job working for UMP making ten dollars an hour.
Aynı adam buraya gelip de... UET'te işe girdiğinde... saatte 10 dolar kazanıyor.
Nobody's tellin''em to come work for UMP...
Kimse UET'e zorla sokulmuyor.
Well, what's goin'on at UMP is unacceptable.
UET'te olanlar kabul edilemez.
I negotiated a hell of a good price with UMP.
UET'le pazarlık edip fiyatı acayip kırdım.
Well, tell her this. Tell her that UMP is committed to a drug-free workplace... and if you break the rules, it endangers others.
UET uyuşturucunun sokulmadığı bir işyeridir.
The problem is, at this very moment... there's about a hundred thousand cattle... in the UMP feedlot that's right outside of Cody.
Sorun şu ki, şu anda, Cody'nin hemen dışında... UET besi alanında yaklaşık 100.000 sığır var.
- Lovely. Yeah, I know. So that UMP feedlot produces more waste every single day... than all of the people in Denver combined.
Yani UET besi alanı her gün... bütün Denver sakinlerinin... toplamından daha fazla atık üretiyor.
And, and the waste from UMP's feedlot... it's not going to some high-tech treatment plant, you know?
UET atıkları yüksek teknoloji eseri... bir atık arıtma tesisine de gitmiyor.
UMP's cattle... they're all just crammed together, living in their own manure... eating this genetically engineered crap... that's being dumped into these concrete troughs for them.
UET'in sığırları tıkış tıkış bir arada... kendi gübrelerinin içinde yaşayarak, beton yalaklara boca edilen... genetik dokusuyla oynanmış iğrenç şeyler yiyorlar.
The governor got two hundred thousand dollars from UMP last year.
Geçen yıl vali UET'ten 200.000 dolar aldı.
Kathy Crawford... head of the environment committee in the state senate... she's married to a UMP top exec.
Kathy Crawford? Eyalet senatosunda çevre komisyonu başkanı Kathy Crawford... UET'in üst düzey yöneticilerinden biriyle evli.
There's rumors UMP is planning to sell the plant or shut us down.
Söylentilere göre, UET tesisi satacak ya da burayı kapatacak.
No, no. Hey, ump.
Hayır, hayır.
Do something, ump.
Bir şeyler yapsana.
So do us a favour and leave it out with the strops cos you're starting to give me the royal'ump.
İkimize de bir iyilik yapıp huysuzluğu bırak, çünkü beni gerçekten üzmeye başlıyorsun.
They got a shot of my cousin throwing a beer at the ump.
Kuzenim hakeme bira fırlatırken televizyona çıktı. Kaçırdım.
Hey, ump!
Hey, hakem!
Hold on there, Ump. I got a pinch hitter coming in.
Bir vurucuya ihtiyacım var.
And the ump said, "Well, then get eatin'."
Hakem de "Ye o zaman." dedi.