Uncompromised перевод на турецкий
16 параллельный перевод
"The agreement has been delivered uncompromised to the Swiss consulate!"
"Anlaşma İsviçre konsolosluğuna salimen teslim edildi!"
It's about pure, unchecked, uncompromised testosterone-driven male power!
Bu, saf, kontrolsüz, taviz vermez testosteron güdümlü erkek gücünden ibarettir.
Your mind seems uncompromised.
Kafanda bir şeyler saklıyorsun gibi.
Tonight, I'm out with my lovely, beautiful, morally uncompromised wife.
Bu akşam, sevgili, güzel, ahlaki olarak uzlaşma karşıtı olan eşimle birlikteyim.
Operation Sugar Horse, which has remained entirely uncompromised.
Şeker At operasyonu, tamamen gizliliği ihlal edilmemiş olarak kaldı.
If you can find an uncompromised piece of flesh.
Hasarsız bir et parçası bulabilirseniz.
Unaware and uncompromised.
Habersiz ve gizlice.
I need to ensure that he remains uncompromised.
Ortaya çıkmamış olmasını sağlamam gerekiyor.
A personal asset, so it's you who needs to remain uncompromised.
Kişisel bir müdahale, yani demekki... ortaya çıkmaması gereken sensin.
Dr. Farragut has assured me that our remaining food and water supplies are - uncompromised.
Dr. Farragut kalan yiyecek ve içeceklerimizin temiz olduğunu söyledi.
Our inside source is uncompromised.
İçerideki kaynağımız açığa çıkmadı.
I need to ensure that he remains uncompromised. A "personal" asset?
Kişisel bir müdahale, yani demekki... ortaya çıkmaması gereken sensin.
Strong, smart... uncompromised.
Güçlü, akıllı, prensiplerinden ödün vermeyen.
Structurally uncompromised, as far as I can tell.
Yapısal olarak bozulmadığını söyleyebilirim yani.
We've been surveilling her, but she seems uncompromised.
Onu izliyorduk ama zararsız biri gibi görünüyor.
We have a better chance of getting uncompromised prints off of this.
Bundan parmak izi alma şansımız daha fazla.