Unexamined перевод на турецкий
27 параллельный перевод
An unexamined life is not worth living.
Sorgulanmayan bir hayat yaşanmaya değmez!
For decades, these boxes of film remained there unexamined until after his death.
Kutular içindeki filmler yıllarca orada kalmış. Babamın ölümüne dek hiç ele alınmamış.
Some people say the unexamined life is not worth living.
Bazı insanlar diyor ki, imtihandan geçirilmemiş hayatlar yaşanmaya değmezler.
You know, the unexamined self is an unfulfilled self.
Biliyorsun ki kendini incelemek, kendini tatmin etmektir.
Well some time ago I wrote to the leading archaeologist in Cambridge, who is head of a Cambridge college, and he returned all my material unexamined, and he wrote `Atlantis is a subject in which I have never been interested. `
Hayli zaman önce, Cambrigde'teki... önde gelen arkeolojiste, ki bir Cambrigde kolejinin yöneticisiydi, bir yazı yazdım, neticede gönderdiğim tüm malzememi hiç incelemeden geri iade etti, cevaben şöyle yazmıştı : "Atlantis asla ilgilenmediğim bir konudur."
Haven't you ever heard that the unexamined life is not worth living? Hey, you know what?
Üzerinde düşünülmemiş bir hayatın yaşamaya değmediğini hiç duymadın mı?
You know, I wanna say something... about life, because an unexamined life...
Bir şey söylemek istiyorum yaşam hakkında, çünkü sorgulanmamış yaşam...
An unexamined hair and an unidentified print on the murder weapon?
İncelenmemiş bir kıl ve silah üzerinde tanımlanamamış bir parmak izi mi?
They say the unexamined life is not worth living.
Gözden geçirilmemiş hayatın yaşamaya değer olmadığı söylenir.
I'll finally have a place that's really mine, and you can go back to living the selfish, unexamined life you obviously cherish.
Sonunda kendime ait bir yerim olacak, Sen de bencil, kimseye hesap vermediğin ve muhtemelen memnun olduğun hayatına geri dönersin.
Well, uh... at the risk of shining a light on something better left unexamined... why are you with me?
Hımm... bir cismin üzerinde parıldayan ışığı, eleştirmesek daha iyi olacak ama neden benimle birliktesin?
Pursuing his graduate research, Sterling became intrigued by the dozens of unexamined fossils at the museum, collected from Ghost Ranch in the 1940s.
O Yüksek lisans mezunu, Sterling'in ilgisini çekti. Müzede incelenmemiş bir çok fosil 1940'lı yıllarda Ghost Ranch'da bulunmuştur.
And he became convinced that the roots of this madness lay concealed in this unexamined world.
Bu daha o once araştırılmamış alan şizofreninin köklerinin keşfi anlamına geliyordu. Vakalara ilaç tedavisiyle ve ECT ile yaklaşan hemşire ve doktorlar,
"The unexamined life is not worth living?"
"Sorgulanmayan yaşam, yaşamaya değer mi?"
That life is better lived unexamined.
İncelemeden geçirilecek bir hayatın daha iyi olduğunu.
They just kind of go unexamined.
Üzerinde durulmayan türden şeyler.
"The life which is unexamined, is not worth living".
"Eleştirilmemiş hayat, yaşamaya değmez"
Isn't she anything a righteous man has dedicated his time on earth... to inserting himself into other people's unexamined lives.
Zamaninii baskalarinin gözden gecirilmemis hayatlarina karismaya adayan... dürüst bir adam degil mi?
With values that are still unexamined.
Onu yerinden etmek isteyenlere rağmen...
There they remained... unexamined and undeciphered.
incelenmemiş ve deşifre edilmemiş olarak beklemişler.
ls there nothing in my life left unexamined by you?
Hayatımda senin sorgulamadığın tek bir şey kaldı mı?
And right now, it's unexamined, as you say, undug.
Ve şu anda ise, dediğine göre, kazılmamış ve incelenmemiş.
Everything on that list goes to one place... one obscure, unexamined place... a nunnery in Berndorf, in the lower Austrian Alps.
O listede bulunan her şey tek bir yere, gözlerden uzak, bilinmeyen bir yer olan Avusturya Alpleri'nin eteklerindeki bulunan Berndorf'daki bir rahibe manastırına götürülmüş.
- The unexamined life, after all...
Hayata bir kere geliyoruz sonuçta.
I wish the unexamined life weren't worth living, then maybe some of these fuckers would off themselves.
Keşke incelenmemiş hayatlar yaşamaya değer olmasaydı. o zaman belki bu puştlardan bazıları kendi kendilerini hallederdi.
Socrates said : The unexamined life not worth living.
Sokrates demiş ki : "İrdelenmiş bir hayat yaşamaya değmez."