Unicycle перевод на турецкий
63 параллельный перевод
- lt's Daphne on a unicycle.
- Bu Daphne, tek tekerli bisikletin üzerinde.
Fun on a unicycle.
Tek teker üstünde neşe.
Where's your unicycle and your umbrella?
Tek tekerli bisikletin ve şemsiyen nerde?
If I hadn't told the guard that you were with us you'd be riding a unicycle and clapping for fish right about now.
Eğer bekçiye bizimle birlikte olduğunu söylemeseydim, şu anda, tek tekerlekli bisiklete binip, balık için alkış tutuyor olurdun!
You just stick that guitar in the closet... next to your shortwave radio... your karate outfit, and your unicycle... and we'll go inside and watch TV.
Sadece al şu boktan gitarını radyonun yanındaki sandığa koy karate kıyafetlerinin ve sirk bisikletinin hemen yanına..... sonra da gel içeri tv seyredelim.
She was riding a unicycle.
Tek tekerlekli sirk bisikletine biniyordu.
Kate, did your dad force you to ride that unicycle?
Kate, baban seni tek tekerlekli sirk bisikletine binmeye zorladı mı?
And I once rode a unicycle in a tutu.
Bir de tül etekle tek tekerlekliye binmiştim.
I fell off my unicycle.
Bisikletten düştüm.
Now you got a unicycle.
Artık sirklerdeki gibi tek tekerlekli bir bisikletin var.
He rode a unicycle. He juggled balls and fiery torches.
O tek tekerli bisiklet kullanır topları havada döndürür ve ateşli meşaleleri de.
The zookeeper said the saucy simian needed some tough love... after breaking his tiny unicycle.
Hayvanat bahçesi bakıcısı maymunun bisikletini kırdıktan sonra biraz sert davranışı hak ettiğini söyledi.
Hey, I ride a unicycle for crackers!
Hey, kraker için tek tekerlekli bisiklete biniyorum.
- Look at the unicycle!
- Bisiklete bak!
And it cost me $ 900 for the six weeks of unicycle lessons.
Ve bu 6 haftalık bisiklet dersleri bana 900 dolara mal oldu.
Erase unicycle man. He can go.
Ray'in sirk bisikleti binen hastası gidebilir.
Tonight you ride the unicycle.
Bu gece tek tekerliye binersin.
Em, I saw a guy on unicycle, saw a KFC
Ee, sirk bisikletine binen bir adam ve KFC gördüm.
Ah, Dad, you won't say that when you see my grand unicycle finale.
Ah, baba, beni büyük bir tek tekerli bisiklet sürerken görünce böyle demeyeceksin.
Unicycle. Unitard.
Tek parça mayo.
it's a unicycle.
Tek kişilik bisiklet.
And the simple yet extremely unpredictable rocket unicycle.
Ve yapılması önceden tahmin edilemeyen tek tekerlekli roket bisiklet.
Here is a unicycle.
- Bu, tek tekerlekli bir bisiklet.
I'm not riding no [bleep] unicycle!
Hiç de bile tek tekerlekli bisiklet kullanmayacağım!
"Learn how to ride a unicycle."
"Tek tekerli bisiklet kullanmayı öğrenmek."
I could juggle six pins if they let me use a unicycle.
Tek tekerlekli bisiklet kullandırsalar, 6 tane lobut dolaştırabilirim.
However, they're very limited in their unicycle skills.
Ancak bisiklet konusunda yetenekleri- -
Come on. "And then all these unicycle boys with wings" carried us on a platform like we were cleopatra or something.
" Sonra bisikletli çocuklar bizi o platformun üstünde taşıdı sanki Kleopatra'ymışız gibi.
- Where's the unicycle?
- Bisiklet nerede?
- You need the unicycle.
- Bisikletini bulmalısın.
- Now you got to get back in and get the unicycle.
- Şimdi içine tekrar girmeli ve bisikletini getirmelisin.
How did the unicycle stunt look?
Bisikletli dublör nasıldı?
This is exactly why Hetty took away your pogo stick and your unicycle.
Zıp zıpını ve tek tekerlekli bisikletini Hetty bu yüzden aldı.
- Unicycle?
- Tekerlek mi?
I believed you when you ride the unicycle.
Tekere bindiğinde de inanmıştım.
- Well, mostly... - not lion tamer, but mostly unicycle and juggling, yeah.
Aslan terbiyeciliği mi? Aslan terbiyeciliği değil, çoğunlukla bisiklet gösterisi ve jonglörlük.
He can ride me like that unicycle.
O tek tekerlekli bisiklet gibi bana binebilir.
Hey-ho, look at the man on the unicycle.
Tek tekerlekli bisikletteki adama bakın.
Look at the man on the unicycle with a parrot on his shoulder.
Tek tekerlekli bisikletteki omuzunda papağan olan adama bakın.
You really should get that boy a unicycle and some juggling pins.
Şu çocuğa tek tekerli bir bisiklet ve hokkabaz lobutları alman iyi olur.
Well, I hear it's just like riding a unicycle.
Tek tekerlekli sirk bisikleti kullanmak gibi bir şey.
Ride a unicycle.
Tek tekerlekli bisiklet sür.
How did you end up on that unicycle?
O bisikleti nasıl aldın?
You just woke up one morning and saw a unicycle, you stupid hack.
Bir sabah kalktın ve bir bisiklet gördün, aptal herif.
I was a unicycle.
Ben tek tekerlekli bisiklettim.
You are a unicycle.
Sen tek tekerlekli bisikletsin.
You're a unicycle.
Sen tek tekerlekli bisikletsin.
Remember when I took you kids to the circus and we saw that big bear on a unicycle? Hmm.
Sizi sirke götürdüğümde koca bir ayının bisiklet sürdüğünü görmüştük, hatırlıyor musun?
Yeah, I know what a unicycle is.
Evet, monosikletin ne olduğunu biliyorum.
- A unicycle?
- Tek tekerlekli mi?
I'm riding a unicycle with my pants down.
Tek tekerli bisiklet sürüyorum.