Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ U ] / Unnecessarily

Unnecessarily перевод на турецкий

322 параллельный перевод
I sometimes think, my dear, that you've taken an unnecessarily gloomy view about my future.
Ahem. Düşünüyorum da karıcığım... bazen geleceğim hakkında gereksiz karamsar bir tablo çiziyorsun.
- by willfully, recklessly and unnecessarily...
- sunmaktan başka çaremiz kalmıyor.
His main claim to distinction, of course, was the unnecessarily brutal murder of a young bride.
Ona şöhretini sağlayan şey, kuşkusuz, gereksiz yere genç bir gelinin vahşice öldürülmesiydi.
Oh I think your unnecessarily suspicious, Watson.
Bence gereksiz yere kuşkulanıyorsun, Watson.
Careful, there's no need to be unnecessarily rough with our distinguished guest.
Nazik davran, ünlü konuğumuza gereksiz yere kaba davranmaya gerek yok.
But I believe you're unnecessarily discrediting this regime.
Fakat bence sen bu rejimin gereksiz yere itibarını zedeliyorsun
If this course seems to you... unnecessarily exacting... may I again remind you that unless we obtain... certiorari in the immediate future...
Bu yöntem... size fazla detaylı geldiyse... tekrar hatırlatmak isterim ki evrak talebi en kısa zamanda... elimize geçmediği takdirde...
Might save somebody back home getting hurt unnecessarily.
Ama bir yakını gereksiz yere incinmesin.
We don't want to hurt you unnecessarily.
Sana gereksiz yere zarar vermek istemiyoruz.
By the way, I've been asked to announce that some of you are missing this program unnecessarily.
Neyse, Benden açıklama yapmam istendi : Kimileriniz bu programı gereksiz yere kaçırıyorlarmış.
The State has no desire to prolong this trial unnecessarily.
Savcılık bu duruşmanın gereksiz yere uzatılması arzusunda değil.
It was considered a virtue not to talk unnecessarily at sea and the old man had always considered it so and respected it.
Denizde gereksiz yere konuşmamak bir erdem olarak görülür. Yaşlı adam buna her zaman dikkat etmiş ve uymuştu.
I'm sorry if we've seemed to be unnecessarily rough on you, but we had to make sure all the pieces fit.
Size gereksiz yere sert davranır gibi göründüğümüz için kusura bakmayın, fakat bütün parçaların yerli yerine oturduğundan emin olmamız gerekiyordu. Anlıyorum.
It's unnecessarily cruel.
Gereksiz derece gaddarca.
If you leave a light on unnecessarily.
Gereksiz açık ışık bıraktığınızda.
It seems unnecessarily cruel to say anything more. " Charming.
"Başka bir söz, beyhude insafsızlık olur." Büyüleyici.
You're worrying unnecessarily.
Boşu boşuna üzülüyorsun.
We're making every reasonable effort at this point. To keep from interfering unnecessarily with the normal pattern of your life. For instance...
Davanın normal hayatınızı etkilememesi için her türlü önlemi alıyoruz.
You re unnecessarily alarmed.
Gereksiz yere alarmdasın.
And I'm not risking my ship thrashing around unnecessarily in this fog.
Gemimi tehlikeye atamam. Hele bu siste nereye gittiğini görmeden.
A man who dies unnecessarily, as opposed to those who live unnecessarily.
Boşu boşuna yaşayanların aksine boşu boşuna ölen kişidir.
We have lost a tank unnecessarily.
Bir tankı yok yere kaybettik.
We've lost precious minutes unnecessarily.
Yok yere değerli zamanımızı harcadık.
don't tangle unnecessarily.
Gereksiz yere karışıklık çıkarma.
Bedford, don't endanger yourself unnecessarily.
Bedford, kendini tehlikeye atma.
Gentlemen, I've troubled you unnecessarily.
Beyefendiler, sizi gereksiz yere rahatsız ettim.
Why suffer unnecessarily?
Neden boşu boşuna acı çekesin ki?
Now look ; I'm not in the habit of talking unnecessarily.
Bakın şimdi, gereksiz yere konuşmak gibi bir huyum yoktur.
I know people think me unnecessarily secretive.
İnsanların beni gereğinden fazla ketum bulduğunu biliyorum.
I thinks it's wise not to offend them unnecessarily.
Onları gereksiz yere kızdırmamalıyız.
You don't gamble unnecessarily.
Gereksiz yere kumar oynamazsın.
Our little change of Government has quite unnecessarily alarmed some of the investors in ouroil industry.
Hükümetimizdeki küçük değişiklik, petrol endüstrisi yatırımcılarımızda gereksiz bir paniğe neden oldu.
Going in with such a conspicuous cover... is unnecessarily risky.
Bu kadar şüpheli bir kılıfla gitmek... gereksiz derecede riskli.
You're worrying unnecessarily.
Endişeniz boşuna.
We don't want to delay you unnecessarily, do we?
Sizi gereksiz yere geciktirmek istemeyiz, değil mi?
You didn't tell us because you didn't want us to worry unnecessarily.
Seni üzmememiz için bunu bize söylemedin öyle değil mi?
I have given you a serious shock by my unnecessarily dramatic reappearance.
Gereksiz ve acı şekilde ortaya çıkışımla sana bir dizi şok yaşattım.
You can't carry weapons unnecessarily on the train!
siz gereksiz yere trende silah taşıyamazsınız.
I don't want to bother anybody unnecessarily.
Gereksiz kimseyi rahatsız etmek istemem.
I've heard that it's unnecessarily brutal like a cockfight, except it's with people.
Son derece vahşi olduğunu duydum... horoz dövüşü gibi, ama bunda insanlar dövüşüyormuş.
But he often rebukes unnecessarily.
Ama bazen gereksiz yere azarlıyor.
Don't be stupid and sacrifice unnecessarily.
Saçmalamasana!
You are being unnecessarily stubborn.
Dik kafalık ediyorsun. Bunları geri vermeyeceğim.
I didn't behave correctly. Hurt his heart unnecessarily
Doğru yapmadım, boşuna Raja'nın kalbini kırdım.
A lot of unnecessarily long words.
Bir sürü gereksiz uzun cümle...
You are unnecessarily getting angry.
- Kurtarayım mı?
You're crying unnecessarily. Don't we need money for Purnima's education?
Ve senin için ilaç parası gerekmiyor mu?
Unnecessarily rare, I'd say.
- Daha sık ziyarete gelmeliyim. - Merhaba büyükanne.
I don't like to see people unnecessarily injured.
İnsanların gereksiz yere yaralanmasından hoşlanmam.
Why did you have to do something unnecessarily?
Neden böyle gereksiz bir hareket yapmak zorundasın?
Sir, I glanced at the standard settlement recently and I think that the long-term benefits for the surviving spouses are unnecessarily generous.
Efendim, bu yakınlarda standart tazminat anlaşmasına göz attım da... bence hayatta kalanlara ödenen uzun vadeli tazminatlar... fazlasıyla cömert.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]