Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ U ] / Unparalleled

Unparalleled перевод на турецкий

183 параллельный перевод
These reached an unparalleled peak in their capacity for destruction.
Bu silahların tahrip gücü, zamanla doruk noktasına ulaştı.
And compared with what awaited us, this would be an unparalleled victory.
Bizim beklentilerimize göre bu bir zaferdir.
The way they treated the iron of the columns is yet unparalleled on Earth..
O sütunların demirden yolları Dünya'da henüz benzersizdir.
It's an unparalleled appointment in the history of American science.
Amerikan bilim tarihinde eşi olmayan bir iş.
You have unparalleled skills, please help her out
Olağan üstü güçleriniz, sorunumuzu çözmede yardımcı olabilir!
Your martial arts skills are unparalleled
Dövüş sanatınız inanılmaz
Have the fates indeed reserved... this unparalleled adventure for my sword?
Acaba kader kılıcımın bu emsalsiz serüveni için planlarını yapmış mıdır?
And now to open our show in a big way we present to you an unparalleled attraction :
Ve şimdi, şovumuza heyecan katmak için... ... size eşsiz bir gösteri sunuyoruz.
They are all swordsmen with unparalleled skills
Burdaki tüm silahşörlerin benzersiz yetenekleri vardır
Unparalleled.
Ne demiştim? Eşsiz.
The unparalleled beauty of the ocean is a unique wonder among nature.
Okyanusun benzersiz güzelliği doğada eşsiz bir gizemdir.
Tonight, my friends... we stand on the brink... of a feat unparalleled in space exploration.
Bu akşam, dostlarım... Uzayı keşfetmede eşsiz... bir başarının arifesinde bulunuyoruz.
In fact, the placenta and the womb between them provide a degree of safety and a continuity of sustenance which is unparalleled in the animal world.
Hatta anneyle yavru arasındaki plasenta ve rahmin sağladığı güvenlik ve sürekli beslenme hayvanlar aleminde başka bir canlıda yoktur.
Well, let's see. The snap of a few sparks, a quick whiff of ozone... and the lamp blazed forth in unparalleled glory.
Birkaç kıvılcım ve yanık kokularından sonra lamba eşsiz güzellikte bir ışık saçmıştı.
Since the first balloons were spotted over the United States there's a sense of excitement unparalleled since the end of World War / /.
Birleşik Devletler semalarında ilk balonlar görüldüğünden beri duyulan heyecan II. Dünya Savaşı'nın bitiminden beri görülmedi.
Burgel, your credibility is unparalleled.
Sizin güvenirliğiniz benzersizdir.
In the boldest initiative yet of the new Mitchell administration the president has proposed a full employment program unparalleled since the days of FDR.
Yeni Mitchell yönetiminin şimdiye kadarki en cesur kararıyla... başkan, Roosevelt döneminden beri görülmemiş... bir iş bulma programı önerdi.
Utilizing only the most modern equipment D.E.F.'s staff of highly skilled and experienced artisans and journeymen deliver a product of unparalleled quality enabling me to proffer, with absolute confidence and pride a full line of field and kitchenware unsurpassable in all respects by my competitors.
Alanında son derece tecrübeli zanaatkâr ve ustaların fabrikada mevcut olan en son teknolojiyi kullanarak ürettikleri ve saygıdeğer rakiplerimizin asla erişemeyecekleri bir kaliteye sahip olan bu geniş sahra gereçleri ve mutfak eşyaları yelpazesi bana tam bir güven ve gurur içinde tanıtım imkânı sunmaktadır.
Mr Lugosi, it is an unparalleled privilege to meet you, sir.
Bay Lugosi sizinle tanışmak eşsiz bir şeref efendim.
The rest is in the picture - a tale of passion, deceit, of political intrigue... unparalleled in the history of art.
Gerisi, tabloda - politik entrikanın sanat tarihine koşut olmayan tutku ve aldatma dolu masalı.
... under all this pressure... the Inner core of the star now Implodes violently... producing an explosion of unparalleled Intensity.
... bu basınç altında... Yıldızın çekirdeği şiddetli bir şekilde içe doğru çöker ve yoğun bir patlama meydana getirir.
The Cardassian educational system is unparalleled.
Kardasyan eğitim sistemi benzersizdir.
At any rate, I've seen nothing but the most unparalleled frumps.
Ne olursa olsun, daha fazla çekici olan hiç bir şeyle karşılaşmadım.
6,000 years ago a morphological being known as Ivan Ooze ruled the world with a reign of unparalleled terror.
6000 yıl önce Balçık İvan diye tanınan bir morfolojik yaratık benzeri görülmemiş bir terörle dünyaya hükmediyordu.
Something unparalleled.
Eşsiz bir şey.
Hector, your knowledge of fine wines is unparalleled, Hector, your knowledge of fine wines is unparalleled,
Hector, kaliteli şaraptan senin kadar anlayan yoktur.
WELL, SOME OF HER STORIES WERE QUITE UNPARALLELED.
- Hikâyenin bazıları birbirine uymuyor.
- Your work in this field is unparalleled.
- Bu alandaki çalışmaların benzersiz.
This-This Ramanujan - his-his genius was unparalleled, Sean.
Bu, Ramananujan'ın dehasına denk biri yokmuş Sean.
The devastation we are seeing is unparalleled.
Eşsiz bir yıkım görüyoruz.
Under our new administration, Cardassia enjoys unparalleled autonomy, and...
Yeni yönetimimizle birlikte, Cardassia'da benzeri hiç görülmemiş bir özerklik ve...
However, in Nazi Germany, the linking of political aims to a corrupted mythology led to an evil unparalleled in history.
Bununla birlikte Nazi Almanyası'nda politik hedeflerin bozulmuş bir mitolojiyle birleştirilmesi tarihte eşi benzeri olmayan bir kötülüğe yol açmıştır.
The thirtieth-century is an age of unparalleled peace and prosperity.
Otuzuncu yüzyıl eşi görülmemiş bir barış ve refah çağı.
The first being, obviously, a tradition of unparalleled respectability.
Birincisi, uzun süredir devam eden bir saygınlık.
The wildlife spectacle played out on these vast open grasslands..... and in the deep recesses of the rainforest is unparalleled on Earth.
Bu kurak alanlardaki ve yağmur ormanlarının derinliklerindeki vahşi hayatın dünyada bir eşi daha yoktur.
The part requires a certain mixture of spirit and passion, wide-eyed innocence, and unparalleled external beauty.
Rol için gerekenler heyecanlı bir tutku, kolay kanan bir masumiyet ve eşsiz bir dış güzellik.
The part requires a certain mixture of spirit and passion, wide-eyed innocence, and unparalleled external beauty.
Bölüm için, belli bir ruh, tutku masumiyet, ve benzeri olmayan bir dış güzellik karışımı gerek.
His body and his brain chemistry is in a state of unparalleled upheaval.
Benden ve beyin kimyası şu dönem aynı paralelde gitmez.
- I cannot condone what his people did but for all this unparalleled flora to flourish it may not be entirely unreasonable to...
- Bu yaratıkların yaptıklarına göz yumamam ama bütün bu eşsiz bitki örtüsünün gelişmesi için bu tamamen mantıksızlık olur...
Our collection will be unparalleled.
Koleksiyonumuz benzersiz olacak.
'He had promised a pistol of unparalleled craftsmanship,'the nobleman's dowry hanging in the balance.
Asilzadenin gelinin çeyizi olarak eşsiz işlemeleri olan bir tabanca yapacağına söz vermişti.
A bonanza of unparalleled plenitude.
Benzersiz bir zenginlik fırsatının.
Every dancer was from France and the attention to detail in the costumes was unparalleled.
Bütün dansçılar Fransız'dı. Kostümlerin ayrıntıları eşsizdi.
Ladies and gentlemen, this next award, the Dukesberry All-Star Patch was created 35 years ago to recognize people for their tireless work ethic their unparalleled generosity and their passion and dedication to both the league and our fine community.
Sıradaki ödül olan Dukesberry Yıldızlar Kokartı 35 yıldır, iş ahlakı, cömertliği, kendini ligimize ve topluluğumuza adamışlığıyla öne çıkan kişilere veriliyor.
" Diet unparalleled.
Eşsiz diyet.
To award a special medal For rare and unparalleled acts of courage.
Büyük cesaret eylemlerinde bulunanlara ödül olarak madalya verilirdi.
Oh, a sonic wave of unparalleled might, able to shatter glass, crumble concrete, burst eardrums.
Oh, Ses dalgaları o kadar güçlüydü ki pardakları kırabilir, duvarları parçalıyabilir, kulak zarını patlatabilirdi.
From this time forward the Tang Dynasty enjoyed an era of unparalleled peace and prosperity which would become known as The Golden Age in the history of China.
O günden bu yana... Tang Hanedanı emsalsiz bir huzur ve refah süreci içine girmiştir. Bu süreç daha sonra Çin tarihine Altın Çağ olarak geçecektir.
She is humble, hard working, competitive when need be, and unparalleled in her academic achievements.
Orada diğerlerinin arasından sıyrılmıştı. Kendisi çok alçak gönüllü, çalışkan, gerektiğinde rekabetçi olabilen ve inanılmaz akademik başarılara sahip biridir.
This is indeed an unparalleled delight
Bu kesinlikle benzeri olmayan bir zevk.
You'd have to be an unparalleled shootist.
Çok iyi bir nişancı olmak lâzım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]