Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ U ] / Unrecognizable

Unrecognizable перевод на турецкий

158 параллельный перевод
After two years, he was unrecognizable
İki yıl sonraysa tanınmaz hale gelmişti.
After 15, 20 days, they were unrecognizable, healthier.
15-20 gün sonra, onlar tanınmazdı, daha sağlıklıydılar.
He's unrecognizable.
O tanınmaz halde.
under an unrecognizable sun, like the new prehistoric age.
şu tanımayan güneşin altında yeni taş devri başlıyor.
It's a faceless enemy, unrecognizable, blending in with hundreds of others.
O yüzü olmayan, tanınamayan bir düşman... Diğer yüzlerce kişinin arasına karışmış.
We must try to invent new techniques, unrecognizable... which are unlike any previous method... to avoid childishness, ridicule... make our world unlike any other... where previous standards don't apply... which must be new, like the technique
Mevcut herhangi bir çalışmayla... karşılaştırılamayacak kadar benzersiz olan, yeni teknikler geliştirebilmek için, anlamsızlığın boşluğundan uzak, temiz bir dünya inşa etmeli.
She finally showed up around 4 : 00 one day without warning, her hair done, made up, nicely dressed, unrecognizable.
Ardından bir gün habersizce saat 4 gibi çıkageldi saçlar yapılmış, makyaj yerinde, güzel bir elbise, tanınmaz bir haldeydi.
She's unrecognizable.
Tanınmaz halde.
Yeah, unrecognizable.
Evet, görsen tanıyamazsın.
It's unrecognizable.
Kim olduğu anlaşılmıyor.
Slowly, very slowly, as villagers gathered by the well the unrecognizable remains of Gisaburo's body were pulled from the well
Azar azar tüm köylüler kuyunun başına toplanmıştı. Gisaburo'nun tanınamaz haldeki kalıntıları kuyudan çıkarıldı.
The apartment was unrecognizable.
Daire tanınmıyordu.
The place is unrecognizable.
Burası tanınmaz hale.
You saw an unrecognizable corpse.
Siz tanınmayacak hale gelmiş bir ceset gördünüz.
One also sometimes saw that the people lying on the ground, because of the pressure of the others, were unrecognizable.
Hatta, diğerlerinin neden olduğu sıkışıklıktan dolayı yerde yatan,... yüzleri tanınmaz hale gelmiş insanları da görebilirdiniz bazen.
Quadrant A, Quadrant C unrecognizable.
Açı A, Açı C Bitiştirilemiyor.
This is the second month, and our lives are practically unrecognizable!
Daha 2. ay ve hayatımız tanınmaz oldu!
I like Simon enough to batter you unrecognizable, if you verbally abuse him or touch that dog again.
Simon'ı severim. Öyle severim ki, bir daha ona çirkin sözler söylersen veya o köpeğe tekrar dokunursan, seni tanınmaz hale gelene dek hırpalarım.
Said something about unrecognizable shock or something equally ridiculous.
Tanınmayan bir şok veya buna benzer tuhaf şeyler söyledi.
Mulder, these people, even when they were alive, mangled biblical prophecy to the extent that it's unrecognizable.
Mulder, bu adamlar hayatta olsalar bile İncil'deki kehaneti öyle çarpıtmış ki, tanınmaz hale getirmiş.
And even though my world was unrecognizable and upside down... there was one thing that remained the same.
Herşey altüst olmuş, dünyam tanınmaz halde iken bile, aynı kalan tek bir şey vardı.
Your reflection has been corrupted into something unrecognizable.
Yansıman tanınamayacak bir halde yozlaşmış.
Now that it is, it's unrecognizable.
Şimdi asıldı ama beni tanımak mümkün değil.
It was chicago's 25 or 6 to 4, But now it's totally unrecognizable.
Chicago'nun 25 or 6 to 4'uydu ama tanınmaz bir hale gelmiş.
A few months later his body was found in a river, almost unrecognizable, except for his height and his hunchback.
Birkaç ay sonra cesedi bir nehirde bulundu. Neredeyse tanınmayacak haldeydi. Boyu ve kamburu hariç.
She's unrecognizable.
Tanıyamazsın.
If Barillo wanted to look unrecognizable to authorities he succeeded.
Eğer Barillo otoriteler tarafından tanınmamak istiyorsa başardı.
I'll be unrecognizable in 2 months.
2 ay boyunca tanınamaz halde olacağım.
He's been almost unrecognizable lately.
Son zamanlarda neredeyse tanınamaz halde.
Unrecognizable, my quee...
Sizi tanımak mümkün değil, Sayın Krali...
At the end, he was unrecognizable.
Sonunda, tanınmaz haIdeydi.
The body is unrecognizable but there's no doubt it's Chico.
Vücut tanınmaz halde ama Chico olduğundan şüphe yok.
If whatever you're doing to trace these calls doesn't stop in 30 seconds, she'll be unrecognizable.
Eğer telefon görüşmelerini izlemek için yaptığın şeyi 30 saniye içinde durdurmazsan, karın tanınmaz bir hale gelecek.
You'll be unrecognizable.
Tanınmayacak hale geleceksin.
You should. The upstairs hallway is totally unrecognizable.
Üst kattaki koridor tanınmaz halde.
Your face becomes unrecognizable
Yüzün yok oldu.
You are almost unrecognizable.
Neredeyse tanınmaz hale gelmişsin.
You're almost unrecognizable.
Neredeyse tanınamayacak bir haldesin.
It's practically unrecognizable.
Tanınmaz durumda.
He could alter the shape of his face, his nose, making him unrecognizable.
Onu tanıyamamamız için yüzünün ve burnunun şeklini değiştirdi. Daha fazla yüz şekli için.
The only body that was unrecognizable, was Bonnie McHale.
Tanınmaz olan tek ceset onunki. Bonnie McHale.
Look at this, a fire breaks out, the only thing they find, are the unrecognizable remains of Bonnie McHale.
Bir yangın çıkıyor. Buldukları tek şey... Bonnie Mchale'in tanınmaz haldeki cesedi.
In the restaurant kitchen, Aidra is almost unrecognizable.
Restoranın mutfağında, Aidra nerdeyse tanınamazdı.
She is unrecognizable and she wants to start again...
Tanınması imkansızdı ve tekrar işe koyulmak istiyordu.
They believe it to be a hybrid of several durable, toxic chemicals with an unrecognizable viral strain with lethal properties.
Toksit kimyasalların, tanımlanamayan dayanıklı melez bir virüsün ölümcül özelliklerde olduğunu düşünüyorlar.
You bastardized my project to the point where it's unrecognizable.
Projemi değiştirip tanınmaz hale getirdin.
His contempt would have made the genre unrecognizable.
Onun ukala tavrı türü anlaşılmaz kılabilirdi.
- It's unrecognizable.
- Odayı tanıyamadım.
Unrecognizable.
Tanıyamadım.
[unrecognizable language] they're answering, but i don't recognize the language.
- Cevap veriyorlar ama konuştukları dili anlayamıyorum.
But by the time the police got there the body was almost unrecognizable.
... Polis geldiğinde ceset tanınmaz haldeymiş.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]