Unstrap перевод на турецкий
49 параллельный перевод
Unstrap me.
Çözün beni.
Tell them to unstrap me.
Söyle, çözsünler beni.
So unstrap, unhook, get out of your brother's clothes.
Git erkek kardeşinin giysilerini çıkart. Sen bir kadınsın.
I'll unstrap for you, Papa. And unhook.
Senin için silahımı askıdan indirdim, baba.
I want all you people to unstrap your gun belts and throw your rifles down.
Hepinizin kemerlerini çözmesini istiyorum. Tüfeği olanlar yere atsın.
All right, unstrap her.
Pekala, kayışını çözün.
All right, unstrap him.
Pekala, çözün.
Mr. Brown says you helped him unstrap a board.
Bay Brown'a bir sedyeyi çözmesinde yardım etmişsiniz.
I had to unstrap. I had to drop my fuel tanks.
Kemeri sökmek, yakıt tankını bırakmak zorundaydım.
- Unstrap him.
Çöz onu.
All right. Simon, we're gonna unstrap you.
Simon, çözeceğiz seni.
Please unstrap me so that I can stop it.
Lütfen beni çözün. Onu durdurayım.
Edie, if you want me to unstrap you, you'll have to let go of my hand.
Edie, seni çözmemi istiyorsan, elimi bırakmalısın.
- Unstrap.
- Çöz.
You have to unstrap me again.
Sonra beni tekrar çözmeniz lazım.
I'll tell you what. Why don't I just hop up on top of this truck and unstrap a couple cases and give it to y'all, and let's call it even?
Neden çıkıp arabanın tepesinden birkaç kasa bira almıyorsun?
You're gonna unstrap Miss McPherson and we're gonna walk her out of here.
Bayan McPherson'ı çözecek ve onu serbest bırakacaksın.
Unstrap the judge.
Yargıcı çöz.
Hey, I don't suppose you can unstrap me for...
Hey, bunun için beni çözeceğinizi sanmıyorum..
Don't unstrap me.
Beni çözme.
Asian barbars. Unstrap him.
Asyalı barbarlar.
Unstrap him.
Çözün.
Unstrap me!
Çöz beni!
Unstrap me, you son of a bitch!
Çöz beni, seni orospu çocuğu!
Unstrap me.
Çöz beni.
Now, unstrap me.
Haydi çöz beni.
Unstrap me or you might regret it... the rest of your life.
Beni çöz, yoksa hayatın boyunca pişman ederim seni.
Please... unstrap me or I'll pass out, I swear to God.
Lütfen... Çöz beni yoksa bayılacağım, yemin ederim.
Be actually hard to unstrap my bindings... where it's jammed in the little snow coulier.
Şimdi yapmam gereken, iplerimi biraz gevşetmek. O kar yığınının içinde biraz sıkıştılar.
So just, uh, unstrap him here and he'll be fine.
Yani sadece, ah, onun kayışını çöz, yeter.
Unstrap her. Sit her up.
Kaldır.
Can you unstrap me?
Beni çözer misiniz?
Unstrap me.
- Çöz beni!
I said unstrap me or the cop eats it!
Çöz beni dedim, yoksa polis mermiyi yer!
I just want you to unstrap me.
Beni çözmenizi istiyorum.
Hey. This will get you shot while you're busy trying to unstrap it.
Bu seni onları kayıştan çıkarmaya çalışırken vurulmana neden olur.
Unstrap.
Ayrıl.
- Okay. Can we unstrap it?
- Tamam.
- You mind if we unstrap it? - Yes...
Kayisi çikaralim mi?
No, let's unstrap it.
- Olur, çikarin.
So unstrap your straps!
Askıları çözün!
So unstrap.
Hadi herkes silahını bıraksın.
Okay, let me just unstrap my baby.
Tamam, bebeğimin kemerini çözeyim hemen.
Here, hold my hoops while I unstrap the pistol on my shoe.
Bir dakika, emaneti çıkarana kadar tut şu küpeleri.
Well, why don't you unstrap me?
Neden beni çözmüyorsun?
Can... can you at least unstrap me?
En azından beni çözsen?
I will pay you whatever you earn in a year, if you unstrap me and get me out of here. Tonight.
Bu gece beni çözüp buradan çıkarırsan sana bir yılda kazandığın parayı veririm.
- Unstrap his belt.
- Ben yaparım!