Urges перевод на турецкий
551 параллельный перевод
I'm here on behalf of His Majesty's government who urges you to find it.
Ben Majestelerinin hükümeti adına burada bulunuyorum. Bunu sizin üstlenmenizi istiyorlar.
All about sex urges and all that filthy stuff.
Cinsel dürtüler falan, bir sürü pis şey sordu.
That is why she urges us to deal with him.
Onunla uğraşmak için bizi neden öne sürdü.
Even Sister urges me
Ablam da onaylıyor.
I still got my biological urges.
Yaşamsal dürtülerim var hala.
Remember I know of the urges that can trouble young men deprived of the society of women.
Unutma kadınların bulunduğu toplumdan mahrum kalmış genç adamlara sorun olabilecek dürtüleri iyi bilirim.
We cannot withstand this sight for long, and an inner voice urges us to look at the vigorous plant growth that we are forcing from the earth.
Bu manzaraya daha fazla dayanamayacak gibiyiz. İçimizden bir ses de bizleri, topraklarda yetiştirdiğimiz güçlü bitkilere yönlendiriyor.
She rightly believes I'm above physical urges.
Fiziksel arzularımı aştığıma inanıyor.
Raymond Marble still finds time to satisfy his perverted urges.
Raymond Marble cinsel sapıklıklar yapmak için hala zaman buluyor.
I must remind Your Majesty that our Foreign Minister most warmly urges Your Majesty to visit Bad Ischl.
Eğer bilgim, inandığım gibi doğruysa Wagner bizim ajanlarımızdan değil alacaklılarından kaçınıyor, Majeste.
The police urges the public to watch out for Ling Xi
Polis halkı, azılı suçlu Ling Xi'a karşı uyarıyor
Their spokesman, Hans Jaeger, writer and anarchist who urges his followers to overthrow bourgeois society with its moral code and replace it with a decentralised structure based entirely upon the human capacity for love and feeling,
Baş sözcüleri Hans Jaeger, takipçilerini burjuva toplumunu ahlaki kurallarla yıkmaya çalışan ve yerlerini dağıtılmış binalarla değiştirmek isteyen, onları tamamen insan kapasitesini sevgi ve duyguya dayatmak isteyen bir yazar ve anarşistti.
He urges Edvard Munch to express himself in his work with the same total frankness,
Edvard Munch'u da aynı şekilde kendi işinde samimi olması için teşvik ederdi.
Von Werner, strongly attacked by the liberals who refer to him as a "boots and uniform" painter urges the removal of Munch's "Schmiererei,"
Von Werner, liberaller tarafından postal ve üniforma ressamı denilerek Munch'a yapılan karalamanın geri alınması için güçlü bir şekilde eleştiriye maruz kalır.
* She urges them away
# Tanrıça uzaklaşmaları için zorlar...
Now she urges him to waste no more time but assassinate Tiberius.
Hiç zaman yitirmeden Tiberius'u öldürmesi ve yönetimi devralması için onu kışkırtıyor.
"Why do you always reduce my animal urges to psychoanalytic categories,"... he said as he removed her brassier.
"Neden benim hayvansal dürtülerimi sürekli psikoanalitik kategorilere sokmaya çalışıyorsun?" deki adam kadının sutyenini çıkarırken...
But I assure you, we are also subject to curiosity... to sudden urges.
Ama sizi temin ederim, biz de ani isteklere meraklıyız.
This is a lovely night of tingling urges.
Bu güzel bir gece içimden geliyor
In the army barracks they give bromide salts to control the men's sexual urges
Kışlalarda, erkeklerin cinsel isteklerini kontrol etmek için şap kullanırlar.
Andrei is angry with me, he urges me to come to Switzerland.
Andrei kızgın bana, İsviçre'ye gitmem için ısrar ediyor.
You get sudden urges, and come up with warthogs and rhinoceroses.
Birden azıyorsun, ve yabandomuzuyla gergedanlar uyduruyorsun.
Desmoulins urges the people to rise against the Committees
Durum ortada. Desmoulins halkını Komiteler'e karşı ayaklanmaya çağırıyor.
The government urges all citizens not to panic.
Hükümet, vatandaşlarımızdan paniğe kapılmamalarını istiyor ".
He was just one more hard-boiled set of psychopathic urges... under a bad haircut.
Berbat saç kesimine sahip pişkin psikopatlardan biriydi.
"Strange sexual urges," aren't talking to you anymore.
Artık seninle konuşmuyorum.
- Learn to control your urges.
- Nefsine hakim ol.
See, the problem is... women know we have these urges, but they have the same urges we do.
Sorun, kadınların bu ihtiyaçlarımızı bilmeleri ve onların da aynı şeylere ihtiyacı var tabii.
I am just gonna resist my sexual urges, and that's all there is to it.
Cinsel dürtülerime karşı koymaya çalışacağım. Bir şey olmayacak.
For all his pretended friendship, his most intimate friends are only fodder... for the unrolling of his own sanctified destiny, his own creative urges.
Bütün o sahte arkadaşlığı arkasında, en yakın arkadaşları... kendi yaratıcı dürtülerinin, kutsanmış kaderinin gerçekleşmesi için birer yemdirler.
I know about your cheap, erotic urges.
Senin adi, erotik isteklerini biliyorum.
I beg of you, Pepe le Pew control your urges and your scent, okay?
Sana yalvarıyorum, "Pepe La Kusmuk." Dürtülerine ve kokularına hakim ol. Tamam mı?
For all his pretended friendship, his most intimate friends are nothing but fodder... for the unrolling of his own sanctified destiny... his own creative urges.
Arkadaşlık taslaması, yakın arkadaşları hepsi kendi kendi kutsanmış alınyazısı için kendi yaratıcı itkileri için yemden başka bir şey değil.
Can't you control your animal urges?
Hayvani dürtülerini kontrol edemiyor musun?
A sexually depraved miscreant who is seeking only to gratify his basest and most immediate urges.
Cinsel olarak yozlaşmış, imansız sadece en acil ve önemli ihtiyaçlarını tatmin etmeye çalışan biri.
Fluffy and Fuzzy went to the park the ice cream social the boat show and other wholesome activities and they never ruined their fun by giving in to their throbbing biological urges.
Fluffy ve Fuzzy parka gittiler beraber dondurma yediler sonra da bot şova ve diğer tüm yararlı aktiviteler ve yaptıkları herşeyden keyif aldılar zira biyolojik dürtüleri bunu emrediyordu.
That's why we all have different urges at different times.
Bu yüzden hepimiz farklı zamanlarda farklı şeyler isteriz.
Some have strong inclinations to maleness, and some have urges to be female.
Bazılarının erkekliğe karşı güçlü eğilimleri olabiliyor, ve bazıları da dişi olma arzusu taşıyabiliyor.
Those of us who have these urges live secret and guarded lives.
Bu arzuyu taşıyanlar, gizli ve ihtiyatlı bir yaşam sürer.
I had these terrible urges.
Şu dayanılmaz dürtülerim.
He smells her scent from 50 paces and urges his steed onward!
Onun kokusunu 50 adım geriden alıyordu ve atını ileri sürüyordu!
Your natural urges.
Doğal gereksinimler.
It's giving in to destructive urges.
Çünkü sonunu hazırlayan arzuları uyandırır.
He had too many of those urges.
Onun bu tür arzuları oldukça fazlaydı.
It completely unnerved me as I had never thought of my father as a man with normal sexual urges.
Yani tüm bu hikaye beni oldukça gerdi. Neden mi? Çünkü babamı asla cinsel içgüdüleri olan biri olarak düşünmedim.
I'm a man with normal urges, and she has a silk blouse that opens a bit when she leans over the cart rack, but...
Ben normal dürtüleri olan bir erkeğim. Onun da eğilince açılan ipek bir bluzu var.
They never ruined their fun by giving in to their throbbing biological urges.
Onlar asla, çarpan biyolojik arzularının, eğlencelerini yıkmasına izin vermediler
The probe overwhelmed all of the safeguards I have built to control the surging powers of my mind, including the dark side, the destructive urges that live within us all.
Çip, zihnimin kontrol edemediğim kısmı,... yani hepimizin bir parçası olan kötü tarafım için aldığım bütün önlemleri yok etti.
It's just... Ever since I found this suit I've felt strange new... needs. Urges.
Sadece bu kostümü bulduğumdam beri tuhaf şeyler hissediyorum.
I get urges.
Benim de arzularım var.
Were you at all aware of any repressed sexual urges while you were pummelling him so mercilessly?
- İyi geceler.