Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ U ] / Usurping

Usurping перевод на турецкий

27 параллельный перевод
Are you usurping the title of driver?
Makinist nişanını da nereden buldun?
Put in their hands thy bruising irons of wrath... that we may crush down with a heavy fall... the usurping helmet of our adversaries.
Gazabının karşı konulmaz gücünü kılıçlarına ver ki hain düşmanlarımızın tolgalarına indiğinde, bir vuruşta devirip geçsinler onları.
where men who are morons have succeeded in usurping the power in the land.
Ama bir aptalsan, sahip olduğum gücü, ancak gasp yoluyla elde edebilirsin.
I was just listening as you were usurping the whole estate.
Tüm mal varlığını gaspetmek istediğini biliyordum zaten.
Ah... The wretched, bloody, and usurping boar that spoil'd your summer fields and fruitful vines this foul swine is now even in the centre of this isle.
O sefil, elleri kanlı, zorla tahta konan yabandomuzu yazlık tarlalarınızı ve verimli bağlarınızı mahveden o iğrenç domuz şimdi bu adanın tam ortasında kısılıp kaldı.
Put in their hands thy bruising irons of wrath that they may crush down with a heavy fall the usurping helmets of our adversaries!
Askerlerimin eline gazabının acımasız güllelerini ver de hasımlarımızın tahta haksız yere çıkan miğferlerini ağır bir darbeyle eziversinler.
According to the police, his latest crime was usurping.. a boat and sinking it.
Mahsun Süpertitiz'in son marifetlerinden biri de bir teknenin gasp edilmesi ve batırılması.
Paula had a reputation for usurping any director's control over the star.
Paula, yönetmenlerin yıldız üstündeki kontrolünü ele geçirmekle ünlenmişti.
Have you considered the possibility that since you're the older brother you harbor resentment towards him for usurping Mommy's love and attention?
Senidir ağabey olarak, annenin sevgisini ve dikkatini gasbettiği için ona karşı kızgınlık duymuş olabileceğin hiç aklına geldi mi?
The other is daughter to the banished duke and here detained by her usurping uncle to keep his daughter company whose loves are dearer than the natural bond of sisters.
Diğeri, sürgün edilen dükün kızı. Kızına arkadaşlık etsin diye amcası onu burada alıkoydu. Aralarındaki sevgi, öz kardeşlerden daha derin.
You're usurping my power.
Gücümü gaspediyorsunuz.
Royal clansmen and founding officials resented a woman usurping the throne and colluded to overthrow her reign.
Kraliyet üyeleri ve yetkililer bir kadının tahta geçmesinden rahatsız oldular ve İmparatoriçe'yi saltanattan düşürmek için dolaplar çevirdiler.
Indeed she is, Mrs Hughes, and I have no intention of usurping your authority.
Öyle, doğru, Bayan Hughes ve otoritenizi gasp etmek niyetinde değilim.
I really appreciate your concern, but... I'm not worried about someone coming in and usurping me.
İlgilendiğin için teşekkür ederim ama birinin gelip beni haksız yere yerimden edeceğinden pek endişelenmiyorum.
And now, I swear to you, Hertford will smart for usurping my place.
Şimdiyse, emin olabilirsiniz ki, Hertford yerimi gasp edecek kadar zeki biri.
First, for usurping the Royal Arms, which gives rise to the suspicion that he hoped to become King.
Öncelikle, kraliyet armasını gasp etmekten. Bu da, kendisinin Kral olma umudunun olduğu şüphesini arttırıyor.
Explain to them the dangers inherent in usurping the roles of other specialists within this hospital.
Bu hastanede diğer uzmanların işine müdahale etmenin tehlikelerini açıklayın onlara.
She keeps nattering on about some Cavalier baron usurping king James.
Şövalye Baron'un Kral James'i zorla alıkoymasıyla ilgili bir şeyler geveleyip duruyor.
His Highness, King Abraham Africanus the First, our great usurping Caesar, violator of habeas corpus and freedom of the press, abuser of states'rights...
Ekselansları Kral Birinci Abraham Afrikanus ihzar emrini, basın özgürlüğünü ve eyalet haklarını ihlal eden muhteşem zorba Sezar...
Sir Heraclio accused the queen, of being weak, and the lawyers, of usurping her power.
Sör Heraklio, Kraliçe'yi zayıf olmakla ve hukukçuları da onun gücünü engellemekle suçladı.
It's part of my treatment to deal with Harry usurping my position as a cool father.
Harry ile takılmak, sağlam bir baba olma konusundaki tedavim benim.
But I will never forgive you for usurping my Earldom.
Ama reisliğimi gasp etmeni asla affedemem.
You are usurping the law, and it's not your place to do it!
Siz kanunlara zorbalıkla engel oluyorsunuz ve bu sizin haddinize değil!
Usurping an official post out of self-interest without cause disturbs both order and public peace.
Kendi çıkarın için pervasızca resmi bir makama el koyuyorsun ve sırf aşayişi değil kamu düzenini de bozuyorsun.
You are usurping the Valois family!
Valois Hanedanını yönetimden alıyorsun!
He's usurping me.
Beni gasp etmiş.
They're concerned that they would be, or would appear to be, usurping the power of sovereign states.
Ben güç falan istemiyorum ki.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]