Vastly перевод на турецкий
233 параллельный перевод
I find that vastly instructive, don't you, Dr. Gurkakoff?
Bunu hayli eğitici bulurum, ya siz Dr. Gurkakoff?
However... your judo is vastly inferior in quality to my judo.
Karate konusunda ikimizin arasında dağlar kadar fark var.
While I have been vastly amused by some of the entertainment provided here... I must remind you that it has absolutely no bearing on the case.
Buradaki gösterilerin birçoğu beni oldukça eğlendirmekle beraber... hatırlatmak isterim ki davayla hiç bir ilgisi yoktur.
Anyhow, it would be vastly more convenient for her to visit me here.
Onun beni burada ziyaret etmesi, çok daha uygun olacaktı.
Besides, talk is vastly overrated.
Ayrıca, konuşmayı gözümüzde fazla büyütüyoruz.
I vastly admire your taste, but we really need Lorene now.
Zevkini takdir ediyorum, ama şimdi Lorene bize lazım.
I myself am vastly concerned...
Ben kendim de çok ilgiliyim -
Vastly superior to the discomfort of a fortress.
Bu kalede rahatsız olmak mümkün değil.
You are faced and flanked by over 100 of my men most of them in excellent positions of concealment and have automatic weapons trained upon you and your vastly inferior force.
Etrafınızı kuşatan 100'den fazla adamımla karşı karşıyasınız çoğu da size ve cılız kuvvetlerinize doğrultulmuş silahlarıyla mükemmel bir şekilde gizlenmiş pozisyonlardalar.
Your medical education is soon to be vastly improved.
Tıbbi eğitimin çok yakında oldukça gelişecek.
Vastly superior to humans.
İnsanlardan çok üstün bir makine.
- We shall all be vastly relieved.
- O zaman hepimiz rahatlarız.
Vastly experienced.
Çok deneyimliydi.
But on the Eastern Front, it was a vastly different story.
Ne var ki Doğu Cephesi'nde, tamamiyle farklı bir durum sözkonusuydu.
The Allied armies, vastly superior in numbers, drove the enemy, now without Rommel who had been invalided home, back towards the sea.
Müttefik orduları, şimdi sayıca çok üstün ve Rommel olmadan bir işe yaramayan düşmanı Tunus dağlarından geriye, evlerine doğru sürdüler.
You must know that you're mentally and physically vastly superior to me or anyone else here.
Zihinsel ve fiziksel anlamda, benden ya da buradaki herkesten çok daha üstün olduğunu bilmen gerek.
The Chevalier found you vastly well read... and he said you had a very good leg.
Chevalier seni çok kültürlü bulmuş ayrıca çok güzel bacaklara sahip olduğunu da söyledi.
Space-based telescopes such as the Hubble, have captured light from the most distant and ancient galaxies, giving us vastly clearer pictures of the cosmos.
Hubble gibi uzaya yerleştirilen teleskoplar en uzak ve en eski galaksilerden gelen ışığı yakalamakta ve bize kozmosun çok daha net görüntülerini ulaştırmaktadır.
This means that the number of possible kinds of human beings is vastly greater than the number of human beings that has ever lived.
Bunun anlamı, mümkün olan insansıların sayısı şimdiye kadar yaşamış ölmüş tüm insanların sayısından fazladır.
Still much, much less than a googol and vastly less than a googolplex.
Hala googol sayısından çok çok küçük ve hala googolplex sayısıyla karşılaştırılamıycak kadar küçük.
Perhaps other civilizations, with vastly more advanced technologies are today riding the gravity express.
Belkide bizden daha üstün teknolojiye sahip olan uygarlıklar bu hızlı çekim trenlerinde yolculuk yapıyorlardır.
He somehow created a theater in which people could observe... that was vastly entertaining and exciting... but in which the excitement didn't overwhelm you.
Bir şekilde, heyecanın seni bunaltmadığı ama aynı zamanda insanların çok eğlendirici ve heyecanlı gözlem yapabildiği bir tiyatro yaratmayı başarmıştı.
I agree with you about Balzac, Leopold. He's vastly overrated.
Balzac konusunda size katılıyorum.
Given what is happening to our ship, their weapons could be vastly superior to ours.
Gemimizin başına gelenleri düşünecek olursak, silahları bizimkilerden kat kat üstün olabilir.
The King's Royal Rifles wiped out a vastly superior force.
Kraliyetin silahı birçok üstün askeri gücü kendine yakışır biçimde sildi.
I believe it's even more satisfying, more exciting, to be able to negotiate differences into consensus when dealing with people of vastly different cultural points of view.
Değişik kültürlerden insanlarla muhattap olurken... fikir ayrılıkları üzerine pazarlık yapmanın... daha tatmin edici... ve daha heyecanlandırıcı olduğuna inanıyorum.
We now realise the missile was launched by dissident members of our own military who fear our vastly improved relations and who conspire to overthrow this government and force war between our two countries.
Füzenin ordumuzdaki muhalifler "tarafından ateşlendiğini anladık". Gelişen ilişkilerimizden korku duyup, bu hükümeti alaşağı "etmeyi planlayanlar". "Ve iki ülke arasında zoraki savaş isteyenler".
... just microscopic, never repeat and vastly affect the outcome.
- Mikroskobik seviyede. Bunlar hep değişir ve sonucu etkiler.
Would it be uncommon for such a person to proceed on a course that others might reject if only out of a sense of a God like power? I think now you're vastly overstating.
- Böyle birinin, diğerlerinin reddettiği bir uygulamayı Tanrısal gücünden dolayı yapması da nadir midir?
They're vastly outnumbered.
Sayıca çok azlar.
I can only conclude that I'm paying off karma at a vastly accelerated rate.
Karmamı büyük bir hızla harcadığımı gönül rahatlığıyla söyleyebilirim.
I'm vastly more fun at parties... but you are the star here.
Partilerden senden çok..
Vastly increased data processing speed and capacity.
Çok yükseltilmiş bilgi işleme hızı ve kapasitesi.
What do you think, in your vastly finite wisdom that Hitler had the right idea about?
O son derece kısıtlı bilgeliğinle ne düşünüyorsun? Hitler nerede haklıymış?
What you're about to face is... vastly more important than... your ego... your enemy... or your quest for revenge.
Yakında karşılaşmak üzere... olduğunuz şey, sizin egonuzdan düşmanınızdan ya da intikam arzunuzdan çok daha büyük bir önem taşıyor.
What you most likely are... is one of a vastly growing number of people who suffer... from environmental illness.
Büyük ihtimalle gün geçtikçe... sayısı artan, çevresel hastalığa yakalanmış kişilerden... biri olmalısınız.
- Did Mrs. Ferrars seem well? - She said she was vastly contented.
- Bayan Ferrars iyi görünüyor muydu?
It does vastly simplify our communication.
İlişkileri kolaylaştırır.
Julio Mamani and Dr. Plotkin are medicine men from vastly different worlds.
Julio Mamani ve Doktor Plotkin çok farklı dünyaların tıp adamları.
Look, Jerry, it's vastly superior to any commercial shaving cream.
Bak, Jerry, bu TV'de çıkan tıraş kremlerinden çok daha üstün.
It is highly probable... that there are such intelligent forms of life... in other galaxies in the universe, and it is even more probable... that many of these forms are vastly more intelligent than we.
"Evrendeki diğer yıldız sistemlerinde bizim dışımızda yaşam formlarının bulunması kuvvetle muhtemeldir, ve bu yaşam formlarının çoğunun bizden daha zeki olması da daha da muhtemel görünmektedir."
It is highly probable that there are such intelligent forms of life in other galaxies in the universe, and it is even more probable that many of these forms are vastly more intelligent than we.
Yüksek bir olasılıkla evrendeki diğer galaksilerde bu çeşit zeki türler mevcut. Ve daha da yüksek bir olasılıkla bu türlerin çoğu bizden çok daha zeki.
I've got $ 20, which I, in fact, borrowed from a friend,... riding on a vastly underrated long shot in the first race of the day.
Aslında onu da bir arkadaşımdan borç aldım. Günün ilk yarışında... sürpriz bir ata oynadı.
Reports of our depression are vastly exaggerated.
Depresyonda olduğumuza dair söylentiler abartılıdır.
I think you have to accept that the human world is vastly different from the animal world.
Bence insanların dünyasını kabul etmen lazım hayvanların dünyasından tamamen farklı.
Come to retrieve your vastly superior stuff?
Çok gelişmiş bilmem neyinizi mi almaya geldiniz?
My men and I are vastly outnumbered.
Mahkumların sayısı adamlarımdan kat be kat fazla.
YOU KNOW, THAT IT CAN, UH, ACCOMMODATE VASTLY DIVERGENT POINTS OF VIEW.
Bilirsin, çok farklı, aah, noktalarını barındırır.
- This is vastly more complicated.
- Bu ona göre çok daha fazla karmaşık bir teknoloji.
It could vastly increase your brainpower - or it could possibly kill you.
Ya beyin gücünüzü çok arttıracaktır ya da ölmenize sebek olacaktır.
Okay, this is vastly simplified.
Tamam, iyice basitleştirirsek.