Vibrates перевод на турецкий
205 параллельный перевод
When we reach 20 000 MHz, we throw this switch and a powerful magnetic field vibrates these forks at a precise frequency.
20.000 MHz'e ulaştığımız zaman,.. ... bu şalteri çevireceğiz ve güçlü bir manyetik alan bu çatalları kusursuz bir frekansta titretecek.
Feel how it vibrates.
Dokun. Titreşimlerini hisset.
The Chinese have an energy field... that vibrates at a particular frequency.
Çinlilerin kendine has bir enerji alanı vardır... ve farklı bir frekansta titreşim yayarlar.
All matter in space vibrates in a specific radiation band.
Uzaydaki tüm maddeler belirli bir radyasyon bandında titreşirler.
It vibrates... An ultra-sonic wave...
Ultrasonik dalgaları var.
He vibrates...
Titriyor...
Interdimensional teleportation operates on the principle that each dimension in the cosmos vibrates at its own unique frequency.
Boyutlar arası ışınlama, kainatın her boyutunun ayrı bir frekansta olması prensibiyle çalışır...
- We're missing a crystal that vibrates at the Phantom Zone's frequency, the homing signal to the zone.
- Hayalet Bölge ile aynı frekansta titreşen bir kristale ihtiyacımız var. Bölge'ye yön bulma sinyali için lazım.
But when a suitcase vibrates, the throwers have to call the police.
Ama titreyen bir çanta olduğunda atıcılar polise bildirmek zorundadır.
When he's aroused, his penis vibrates.
Tahrik olunca, penisi titriyor.
"Vibrates" is not really the word.
"Titremek" doğru kelime değil.
Your whole body, it vibrates.
Tüm bedenin titreşiyor.
See, everything that exists vibrates, and therefore sings... the street, your internal organs, electricity, everything.
Her şey titreşir. Yani şarkı söyler. Sokaklar, İç organlarımız, elektrik ve her şey.
It speaks, it vibrates.
O konuşur, o sallandırır.
Middle C, for example, vibrates at 261 hertz, which means any piece of music can be expressed as a series of numbers.
Do notası 261 hertzte titreşir. Yani her müzik eseri, bir dizi rakamla ifade edilebilir.
- It vibrates during arousal.
Ne?
I'm not having an affair... ... but this chiropractor, he has a chair that vibrates... ... and, for whatever reason, it makes me have....
Bir ilişkim yok ama şu kayropraktör, onun titreşimli bir koltuğu var ve her nasılsa, bu koltuk beni...
- It vibrates during arousal. - Well....
Tahrik olunca titreşiyor.
Do you have a little dial that vibrates, Richard?
Sende de bir tane var mı, Richard?
Each Earth occupies the same location in space but vibrates at a different speed.
Her Dünya uzayda aynı yeri kaplıyor ancak hepsi farklı hızlarda titreşiyor.
It vibrates.
Titreşimli.
Linda's built for two, and she vibrates.
Linda iki kişi için tasarlanmıştır. Titreşimi de var.
vibrates.
Titreşimdeymiş.
Well, sound is an energy, as you know, so the... the fork tuned to 1,000 hertz vibrates, because the sound wave causes it to, but, see, these other forks, they don't respond, because they are tuned to a different frequency.
Şimdi, ses bir enerji, bildiğiniz gibi, yani... diapozon 1,000hertzlik bir frekansa kadar titreşir, çünkü ses dalgaları bunun olmasına sebep olur, fakat, bakın, diğer diapozonlar, onlar karşılık vermiyor, çünkü başka bir frekans için ayarlanmışlar.
However, it vibrates.
Ancak, titreşiyor.
When you are feeling happy or joyful that current, or energy, vibrates at a higher frequency than when you are feeling sad or angry at, let's say, Seth Cohen.
Bu akım veya enerji, mutlu ya daya neşeli... hissettiğimizde, üzgün veya kızgın hissettiğimiz zamandan örneğin Seth Cohen dediğimizde daha yüksek frekansta titreşir.
It polarizes the water's molecular structure, and vibrates the molecules at high velocity.
Suyun moleküler yapısını polarize eder, ve yüksek hızda molekülleri titreştirir.
Sally's chair fairly vibrates With the power of the law.
Sally'nin sandalyesi adaletin gücüyle titrer.
It vibrates.
Titreşiyor.
[Bed Vibrates]
[Bed Vibrates]
- It's vibrates.
- Bu kıpraşıyo.
It vibrates!
Bu kıpraşıyo!
Okay, if that thing vibrates, I'm going to need to borrow it.
Vay canına, o şey titreşiyorsa, bir ara ödünç almam gerekecek.
Needless to say, the question on everyone's mind is whether or not kim doherty knew of yesterday's events before they happened. ( vibrates )
Söylemesi abes ama, herkesin aklındaki soru Kim Doherty dün olanları daha önceden biliyor muydu?
Dad, what's important is what actually vibrates. Straight pieces, closed rings, little surfaces.
Baba, önemli olan neyin gerçekten titrediği küçük parçalar, kapalı halkalar, küçük yüzeyler.
Each string vibrates at its own frequency - like on a violin, producing "notes."
Her tel kendi frekansında titreşir... aynı kemandan çıkan notalar gibi.
Oh, it vibrates!
Hem de titreşiyor.
I love anything that vibrates and I love a girl who knows how to use it properly.
Titreten her türlüsünü severim. Ve vibratörü iyi kullanmasını bilen kızları da severim.
The unstruck music vibrates in all of us.
Hepimizin içinden gelen bir müzik vardır.
- It vibrates, and it squirts.
Titreşim verme ve fışkırtma özelliği var.
WHEN YOU TALK, YOUR CHEST VIBRATES
Evet.
[Crystal Vibrates] The Glasses.
Bardaklar.
This one vibrates.
Şuradaki titreşimli.
You can program it so it vibrates... and lights up and see it in the dark. - No.
- Hayır.
Do you have a little dial that vibrates, Richard?
Bak, sana fikrini sormadım.
¶ The skin of a robot vibrates with pleasure. ¶
Bak Ralf, şu dediğin milyonlardan biri olmadığım için üzgünüm.
( phone vibrates )
Bence sen Warren'a daha çok benziyorsun.
MOBILE VIBRATES
- Ona mesaj at.
MOBILE CHIMES AND VIBRATES
Tanrım.
"I v? in" Kitchen Hot 9 "... The girls have a Ouija board that vibrates...
Çünkü Arsız Tele-kızlar 9'da kızlardan birinin ruh çağırma tahtası tavan arasında yaşayan 25 cm'lik bir hamam böceğinin etkisi altında sanıyorlardı.
She, like, vibrates.
Şey... titreşiyor.