Vigilante перевод на турецкий
1,026 параллельный перевод
The Los Angeles police has asked for advice on their vigilante situation.
Los Angeles polisi, sokak Temizleyicisi için yardım istedi.
But that doesn't mean that he's the Los Angeles vigilante.
Ama bu onun, Los Angeles Sokak temizleyicisi olduğunu göstermez.
He was in charge of the vigilante killings in New York.
New York'ta katilleri öldüren birisinin izini sürüyordu.
The most important question they asked him was, " Who is the vigilante?
Ama ona sordukları en önemli soru "Kim bu katil temizleyicisi?"
At a press conference, Inspector Mankiewicz denied that two murders in L.A. Were the work of a vigilante.
Dedektif Mankiewicz, bir basın açıklamasında Los Angeles'ta.
Rumours persist that the spate of killings by a person unknown may be by a citizen turned vigilante.
işlenen cinayetlerin kimliği tespit edilemeyen sıradan bir vatandaşın yapmış olabileceğini açıkladı.
Vigilante groups strangling chickens.
Yetkisi olmadan tavuk boğazlayanlar.
That's it. No vigilante stuff.
Kovboyculuk yok.
Listen... if you can't put a lid on that vigilante impulse of yours, then just toss the badge right now.
Dinle beni... İntikam damarını kontrol edemiyorsan, rozetini şimdi fırlat at.
Are we, uh, talkin vigilante time here, Lieutenant?
Biz burada, şey, kanunu kendi başına uygulamaktan bahsetmiyoruz değil mi, Teğmenim?
I'm being persecuted by a vigilante mob.
Bir mahalle çetesi peşime düştü.
I was with the New York PD when they brought a vigilante in with a bullet in his leg.
O sıralar ben de New York Polisi'ndeydim. Bacağından yaralı bir "kahraman" yakalamışlardı.
It's been ten years. Mr. Vigilante.
10 yıl oldu, Bay "Kahraman".
Last damn thing I need is a vigilante.
İhtiyacım olan son şey bir "Kahraman".
And I'm no more Mr. Vigilante.
Ve ben artık Bay "Kahraman" değilim.
I'll minimize the vigilante stuff with the press, say it's creeps killing creeps.
Basının senden haberi olmamasını sağlayacağım. Onlara "serseriler birbirlerini öldürüyorlar" diyeceğim.
It'll be just like before, Mr. Vigilante.
Daha önce yaptığın şeyi yapacaksın, Bay "Kahraman".
Or should I say, Mr. Vigilante?
Yoksa, Bay İntikamcı'mı demeliyim?
- So? - He was killed by the vigilante.
- Yani?
The vigilante retired years ago.
İntikamcı yıllar önce emekli oldu.
The vigilante...
İntikamcı...
- We've been after the vigilante.
- Ayrıca bir de intikamcımız var.
Forget the vigilante.
İntikamcıyı unut.
So, somehow, Phil Nozaki figured out who the vigilante is?
Yani Phil Nozaki intikamcı tarafından mı öldürüldü?
- And the vigilante killed him.
- Evet, intikamcı öldürdü onu.
I'm the vigilante, remember.
- Evet, ben intikamcıyım unutma.
The psycho-vigilante killer continues his daily diet for murder.
Adalet avcısı psikopat katilimiz cinayetlerine devam ediyor.
How else to condone a masked vigilante?
Kırıkmış mı? İyileşti. Üç saatte.
You seem to be some kind of vigilante.
Bir çeşit düzen sağlayıcı.
I'm part of a vigilante committee to help catch the maniac.
Manyağı yakalamak için kurulan gayrı resmi komitenin üyesiyim.
What do you got there, vigilante?
Elinde ne var, fedai?
Nobody's taking a vigilante force onto my streets.
Kimse benim sokaklarımda kafasına göre bir ekip kuramaz.
Careful, vigilante.
Dİkkatli ol fedai.
Only you can put the king in check, vigilante.
Sadece sen şah çekebilirsin, fedai.
What kind of vigilante are you?
Ne biçim vijilantsın?
I am not a vigilante.
Zorla adalet sağlamıyorum.
- That's right, you vulgar vigilante.
- Bu doğru, seni kaba fedai.
I got a goddamn vigilante killer knocking off scumbags left and right... and you're covering up for somebody.
Sağda solda pislikleri öldürerek kendi düzenini kendi sağlayan bir katil var ve sen onu koruyorsun.
- Your vigilante's up on the roof.
- Senin kahraman çatıda.
Ever hear the name Paul Kersey, a vigilante killer a few years back?
Hiç Paul Kersey adını duydun mu? Bir kaç yıl öncesinin intikamcı katilini?
- The mayor's on a rampage about this vigilante.
- Vali bu İntikamcı yüzünden deliye döndü.
looks like we've got a vigilante in our midst.
- Burada mücadeleci bir arkadaş var.
The good people of Arkham Asylum versus the self-righteous vigilante called Batman.
Arkham Akıl Hastanesi'nin iyi insanları kendini beğenmiş Batman denen fedaiye karşı.
Okay, we've got the secret vigilante handshake.
Pekala, gizli örgüt tokalaşmamız tamam.
No, we're forming a vigilante group.
- Hayır, bir örgüt kuruyoruz.
Oh, your own brand of vigilante justice.
Demek adaleti kendi elinizle uyguladınız.
I was in those meetings investigating vigilante activity.
Sürdürülen faaliyetleri araştırmak için toplantılara katıldım.
It does not permit vigilante violence and he took the law into his own hands.
Sistem, insanların adaleti kendi elleriyle yerine getirmelerine izin vermez. Bu adamın yaptığı da bu.
Your sociopath thinks he is some kind of vigilante... getting even for the little guy.
Sosyopatın, kendini ezilenlerin intikam meleği zannediyor.
The ligature marks on the victim's neck are consistent with our vigilante's m.o.
Kurbanın boynundaki boğulma izleri diğerininkiyle uyuşuyor.
- A New Age vigilante?
- Bu kişi katili yönlendiriyor... ya da katilleri. - Nasıl, yeni çağ süper kahramanı mı?