Villainy перевод на турецкий
109 параллельный перевод
To point out and make public the dishonesty the downright villainy of Boss Jim W. Gettys'political machine now in complete control of the government of this state.
Şeytani Jim W. Gettys'in kurduğu siyaset ağının seviyesizliğini namussuzluğunu göstermek için. Bu çete şimdi bu eyaletin hükümetini tamamen kontrol altına almıştır.
O villainy.
Şu alçaklığa bakın.
Master of villainy and 26 dialects.
Kötü adam rolleri ve 26 lehçenin ustası.
It was villainy then.
Demek kötü niyetliymiş.
Yes, villainy.
Evet ya.
Haven't we torn at their throats with continuous villainy and lust?
Bitmek bilmez bir alçaklık ve şehvetle gırtlaklarına çökmüyor muyuz?
Whatever villainy was lacking in the world when Henry VII was born, he invented before he left it.
Henry doğduğunda, dünyada ne habislik eksikse o, ölmeden icat etti.
At best they commit some bungling villainy with a motive so transparent that even a Scotland Yard official can see through it.
En iyi koşullarda, acemice suç işliyorlar Scotland Yard polisinin bile hemen bulacağı açıklıkta bir nedenle.
A never-ending symphony Of villainy and infamy
Hiç bitmeyen senfoni Kötülüğü ve hainliği
It must be a wonderful feeling to plumb the depths of villainy, and eliminate consciousness of self.
Kendi bilincini saf dışı bırakıp, alçaklığın derinliğinin iç yüzünü anlamak harika bir duygu olmalı.
You will never find a more wretched hive of scum and villainy.
Evrende bundan daha rezil ve sefil başka bir yer yoktur.
The chief villainy of Mr. Lovelass's pamphlet lies in his open admission that he would do what he could to make a world saner and more humane than the world we live in.
Sayn Başkan, Bay Lovelass'ın el ilanındaki ana rezalet yaşadığımız dünyadan daha makul, daha insancıl bir dünya yapabilmek için yapabileceği her şeyi yapacağına dair açık ifadelerini inkar etmesidir.
Such villainy! He wishes to keep what he has robbed me of.
Görüyor musunuz, bir de çaldığını tutmak isteyecek kadar küstah.
You got to go down to a third division messenger to even come up with a sniff of villainy with that lot. How about Tottenham?
Bunun üzerine üçüncü şahıslarla gidersen, haberimiz bile olmadan alçakça doğranırız.
It ain't normal villainy.
Bunun üzerine sen gitme artık.
There'll be villainy
- Hainlik olacak
You have failed in describing villainy. Forgive me.
Hainliği tarif etmede yetersiz kaldınız.
There has been some villainy here.
Burada da alçaklık var.
You have failed in describing villainy.
Hainliği tarif etmede yetersiz kaldınız.
O villainy!
O Alçak!
To free it from the ravages of evil and super-villainy so its citizens may sleep easy, secure in the knowledge that they are protected.
Onu şerlerden korumak. Böylece, vatandaş rahat uyuyabilir güvende oldukları için mesut olabilirlerdi.
Wherever villainy rears its great big head, wherever evil sets its giant, ill-smelling foot, you will find the Tick!
Şeytanî planları olan kötüler kokuşmuş ayaklarıyla her yerde kötülük yapabilirler. Ama Kene her zaman peşlerinde!
The downright villainy of Boss Jim W. Gettys'political machine, now in complete control...
Şeytani Jim W. Gettys'in siyasi makinesinin aleni kötülüğü artık kontrolü tamamen ele geçirdi.
Villainy villainy, villainy!
Alçaklık alçaklık, alçaklık.
I think upon it I think, I smell it, O villainy!
Düşün düşünüyorum, anlıyorum. Alçaklık!
This wretch hath part confessed his villainy.
Bu sefil alçaklığını itiraf etti.
And when he tried to steal our sunlight... he crossed that line between everyday villainy and cartoonish super-villainy.
Ve bizim güneşimizi çalmaya kalktığında kötü olmakla çizgi romanlardaki gibi kötü olmak arasındaki sınırı geçmiş oldu.
Villainy.
Alçak.
Ah, the forest walks are wide and spacious, and many unfrequented plots there are fitted by kind for rape and villainy.
Ormanda yürümek için alan bol olur. Tecavüz ve kötülüğe çok uygun tenha yerlerle dolu olur.
Let him that thinks of me so abjectly know that this gold must coin a stratagem which, cunningly effected, will beget a very excellent piece of villainy.
İstediği kadar sefilce düşünebilir. Bu altın bir stratejiye harcanacak. Karşılığında harika bir parça çıkacak.
Oh, how this villainy doth fat me with the very thoughts of it!
İftiracı bir karakterim. Bir o kadar da zekiyim.
Villainy wears many masks.
Kötülük pek çok maske giyebilir.
I knew I had acted justly, that he had been born into a better world, purged of the villainy that had destroyed his grandfather.
Bildim yerinde oynadım, daha iyi bir dünyada doğdu ki, büyük babasını yok eden alçaklardan temizlendi.
! Villainy!
Hıyanet!
You will never find a more wretched hive of scum and villainy.
Tam bir pislik ve kötülük yuvası.
Oh, villainy, ho, let the door be locked.
Namussuzlar! Çabuk kapıları kapatın! Çabuk!
I get Warren being the super-villainy type, but I thought Jonathan learned that lesson.
Warren'ın süper kötü olmak istemesini anlıyorum. Ama Jonathan'ın dersini aldığını sanıyordum.
You're quick, son. But villainy can never outrun justice.
Hızlısın evlat ancak suç adaleti geçemez.
Now, what are you playing in this little vignette of deceit and villainy?
Şimdi, bu kısa aldatma ve hainlik hikayesinde rolünüz nedir?
You will never find a more wretched hive of scum and villainy... and the crab cakes aren't bad, either.
Buradan daha sefil bir kötülük ve pislik kovanı yoktur. Yengeç pastaları da fena değildir.
The treachery, the villainy, the sheer indescribable horror.
İhanet, kötülük, anlatılamaz bir korku.
What villainy.
Ne alcaklık.
The villainy you teach me I will execute.
Sizden öğrendiğim kötülüğü size yapacağım.
But this child has seen this man... in the full career of his success and villainy.
Ama bu çocuk bu adamı başarısının ve caniliğinin doruğundayken gördü.
Come villainy. Death awaits you.
Gel lanet şey, ölüm seni bekliyor.
And thus I clothe my naked villainy with old odd ends stolen forth from holy writ and seem a saint, when most I play the devil.
Böylece örter çıplak kötülülüğümü sapkın eski niyetler bile Kutsal Kitap'tan çalınırken ben en çok şeytanı oynarken aziz gibi görünürüm.
No words can describe your villainy.
Söyleyecek bir şey bulamıyorum.
Lex comes from more of the Rube Goldberg school of villainy.
Lex kötü kahramanlığın saf Goldberg okulundan geliyor.
And when greed and villainy sail the sea
Açgözlülük ve alçaklık denizde yol alınca
00, 01 : 06 : 18 : 00, So just as modernist architecture connotes epicene villainy, 13, 01 : 06 : 23 : 00, the Spanish Colonial Revival suggests petty bourgeois good taste.
Yeni-İspanyol Koloni mimarisi de burjuvanın hoş beğenisini gözler önüne seriyor.
TO EXPOSE RAZORBACK'S VILLAINY AND BRING EVERYONE TO THEIR SENSES
-... gelmesini sağlıyor.