Vinaigrette перевод на турецкий
55 параллельный перевод
Not just how to make vichyssoise or calf's head with sauce vinaigrette, but a much more important recipe.
Sadece çok güzel soslar ve yemekler pişirmeyi değil..... çok daha önemli bir tarif.
Pigs'feet and calves'heads waiting for sauce vinaigrette.
Domuz parçaları ve buzağı kelleleri, sirke sosu bekliyor.
We're having calf's liver, prepared Veneziano in a special vinaigrette sauce, loaded with iron, and leeks filled with iron.
Yemekte'Veneziano'usulü hazırlanmış... özel'vinaigrette'soslu ve demir yüklü... buzağı ciğeri ... ve ses kirişlerine faydalı olacak... demir doldurulmuş pırasa var.
I'll have the asperges sauce vinaigrette and then a Châteaubriand.
Ben zeytinyağı-biber soslu salata ve ardından az pişmiş biftek alacağım.
Tell me. This is the raspberry vinaigrette.
Bu ahududu sosu.
This goddamn raspberry vinaigrette...
Öğğğ. İğrenç. Kahrolası ahududu sosu.
Can I have the number six, with romaine instead of iceberg lettuce sprouts if they're fresh, and a mustard vinaigrette?
Altı numaralı menü lütfen, rokalı olsun birde brüksel lahanası tazeyse yanına koyabilirsiniz?
Then, peel off the leaves, one by one, dip them in a vinaigrette sauce, then scrape off the tender flesh with your teeth until you reach the heart.
Kalbine ulaşana dek yaprakları dişlerinle sıyırırsın.
Caesar, ranch, Italian, blue cheese, honey mustard Catalina, oil and vinegar and poppy seed vinaigrette.
Sezar, çiftlik, İtalyan, peynir, ballı hardal Catalina, yağ ve sirke, haşhaşlı sirke sosu.
I'lI have a salad with vinaigrette and a bottle of water, but only if it comes in a pretty blue bottle.
Sirkeli salata... ve bir şişe su, ama yalnız hoş bir mavi şişede olursa.
Vinaigrette for arugula salad.
Arugula salatasına sirke.
- Ranch or vinaigrette?
- Çoban mı, mevsim mi?
- Vinaigrette.
- Mevsim.
Where's the vinaigrette?
Salata sosu nerede?
I smell vinaigrette.
Salata sosu kokusu alıyorum.
Cilantro, mango salsa, raspberry vinaigrette.
Kişniş, mango salsa, frambuaz salata sosu.
- Walk them through your basil vinaigrette. - Right now?
Ona fesleğenli ve karabiberli sosu tarif etmeni istiyorum.
- That was balsamic vinaigrette, Julia.
Trey ben...! - Normal değilsin.
Just to tell you the rest of our specials, we also have salt-crusted cod, and that comes with lovely raspberry-infused artichoke hearts and a light lemon vinaigrette.
Hemen size spesyallerimizin kalanını söyleyeceğim, aynı zamanda tuzlu-kabuklu sazanımız var, ve bu hoş ahududu-doldurulmuş enginar kupalarıyla ve hafif limon salata sosuyla birlikte geliyor.
Vinaigrette. I said pack food.
Sana hazır yemek koy demiştim.
Then we prepare the vinaigrette sauce.
Ama fazla da değil.
Then we add some olive oil. Not too much. Now, let's ad the tomato, the garlic and the vinaigrette sauce.
Yemeğimizi biraz ısıtmak için bir süre ocakta bekletiyoruz.
Oh, I make this great frisee and endive salad with a coriander-lime vinaigrette.
Çok güzel marullu frenk salatası ve kişniş otlu ıhlamur sosu yaparım.
I'll have one Vinaigrette.
Salata alayım.
- Vinaigrette
- Salata.
Yes, Vinaigrette.
Evet, salata.
Don't let you be easy. - The vinaigrette! PS : vinaigrette is a french dressing.
Sakın ona izin verme!
- Oheese-vinaigrette?
- Salata soslu peynir?
- Oheese-vinaigrette, OK.
- Salata soslu peynir, olur.
- Oheese-vinaigrette?
- Sos mu peynir mi?
You can't get vinaigrette out with a wet paper towel.
Sirke lekesi ıslak mendille çıkmıyor.
Not too much vinaigrette on that salade composée.
O karışık salataya fazla zeytinyağı koymayın.
- Especially that runny vinaigrette.
Özellikle de şu sulu salata sosu.
Okay, are we gonna... trap Raphael with a nice vinaigrette?
Raphael'i bir salata sosu ile mi tuzağa düşüreceğiz?
Salad dressing. Yeah, you throw in a balsamic, and you have a vinaigrette, but in this case...
- Evet, bunları balsemiğin içine koyuyorsun, al sana salata sosu!
Neither the beef, nor the salad with vinaigrette, nor the coffee with boiled milk.
Ne sığır etini ne soslu salatayı ne de kaynamış sütlü kahveyi.
It's kind of a reverse vinaigrette.
Ölçüler tersine çevrilmiş.
We're also serving a DeBragga and Spitler. New York Strip with a side order of fries, and the salad is snow pea and radish with a cider vinaigrette.
Ayrıca New Yorku usulü dinlendirilmiş et eşliğinde garnitür olarak patates kızartması ile bezelye ve turplu, elma sirkesi gezdirilmiş salatamız da var.
Creamy balsamic ranch bleu cheese vinaigrette.
Kremalı, balzamik sirkeli çiftlik rokforu.
Maybe we'll even adopt a new vinaigrette.
Belki yeni bir salata sosu evlatlık ediniriz kendimize.
Um, Valerie told him, uh, a nice vinaigrette, an Italian vinaigrette maybe, and...
Valerie ona söylemişti, güzel bir vinaigrette sosu belki İtalyan vinaigrette sosu ve...
Someone's about to put the Thousand Island ladle into the vinaigrette! Hmm? Sorry, sorry.
Birisi Thousand İsland dolu kaşığı vinaigrette'ye damlatacak! Afedersiniz sesli olmak istememiştim
This Kombucha stuff tastes like a sparkling vinaigrette.
Bununda tadı nar ekşisi gibi.
I'm adding a vinaigrette.
Salata sosu dökeyim.
Or maybe a little asparagus salad with Champagne saffron vinaigrette.
Ya da belki biraz şampanyalı ve safranlı vinaigrette sosuyla kuşkonmaz salatası istersin.
It's just so beans and vinaigrette.
Fasulyeli ve salata soslu.
You can pick the dressing, and long it's on the side and in the vinaigrette family.
Sosunu sen seçebilirsin... Tabii yanına koydukları ve Fransız usulü bir şeyler olduğu sürece.
Herb vinaigrette.
Sirkeli zeytinyağı sosu.
With honey raspberry vinaigrette dressing.
- Bal, ahududu, sirke sosuyla.
Where does he think "vinaigrette" comes from?
"Salata sosu" nun nereden geldiğini sanıyor? Japonya'dan mı?
- Like a mixed romaine salad topped with vinaigrette and pecans. - Hi, Enos.
- Kahretsin.