Volga перевод на турецкий
159 параллельный перевод
I wanted to go to the Volga, play about with my battle-axe.
Volga'ya gidip, savaş baltamla oynamayı isterdim.
The Mongols hold Russia from the banks of the Volga to Novgorod.
Moğollar, Volga nehrinden Novgorod'a kadar, Rusya'yı kontrol altına aldılar.
My little Volga boatman.
Benim tatlı Volga kayıkçım.
Haven't you your little Volga boatman?
Tatlı Volga kayıkçın var ya senin.
- No, my little Volga boatman.
- Hayır, benim tatlı Volga kayıkçım.
Down where the Volga flows
Volga'nın aktığı yerde
Volga, Dvina, Volkhov are ours, but the ports at their mouths are under foreign control.
Volga, Dvina, Volkov bizimdir. Ama onların ağızlarındaki limanlar yabancıların kontrolünde.
Harry Shapiro, the Volga Boatman of Barracks 4.
Harry Shapiro, dördüncü koğuştan Volga teknecisi.
Hey, Olga, Volga!
Hey, Olga, Volga!
Hey Olga Volga, wait for me!
Hey Olga Volga, bekle beni!
But if passion ran colder, it was "Throw him in the Volga!"
Ama tutku azalınca "Atın şunu Volga'ya!"
We burned fishes on the Volga.
Volga da balıkları yakardık.
Volga... give me Colonel Gvelissiani.
Volga... bana Albay Gvelissiani'yi bağla.
Volga boatmen and Cossacks, Ukrainians and Outer Mongolians begging for the pause that refreshes.
Volga teknecileri, Kazaklar,.. ... Ukraynalılar ve Moğollar biraz serinlik için yanıyor.
He demands that I notify "Volga".
"Volga" ya haber vermemi talep ediyor.
"Baikal", get me number 51 at "Volga".
"Baikal", bana "Volga" dan 51 numarayı bağla.
General Yudenich to Pskov, General Kolchak to the Volga
General Yudenich, Pskov'a... General Kolchak ise Volga'ya!
It was a beige "Volga".
Bej rengi'Volga'yla.
Once I get as far as the Volga, Samara will be at a stone's throw.
Volga'ya kadar ulaşınca Samara artık bir taş atımı mesafede olacak.
On the Volga's banks a soldier stands,
Volga'nın kıyılarında bir asker duruyor
He's probably on the Volga by now.
Şu an Volga dolaylarındadır muhtemelen.
The fighting was drawing ever closer to the Volga river.
Mücadele her zamankinden farlı olarak Volga Nehri etrafında sürüyordu.
Getting beaten back all the way to the Volga, that's nothing for you?
Volga'ya giden yolu ayaklarınla döveceksin, istediğin bir şey var mı?
The simple suspicion of affection for the enemy, it took entire groups as the "Germans of the Volga" e the "Tartars of the Crimeia" to be deported for Central Asia.
Düşmana duyulan küçük bir sempatiden bile tüm ulusal gruplar, Volga Almanları, Kırımlı Tatarlar Orta Asya'ya sürgüne gönderildi.
to fight the East of what more the Wehrmacht some time fought. To divide Russia in two parts, in the Volga.
Almanya'nın daha önce hiç savaşmadığı kadar uzak doğuda savaşmak ve Volga üzerinde Rusya'yı ikiye bölmek.
To the end of the afternoon of day 23, one column of tanks reached the Volga, to the North of Estalingrado.
23'ünde, akşama doğru bir panzer kolu tam da Stalingrad'ın kuzeyi Volga'ya ulaştı.
Estalingrado is constructed in falésias on the Volga e was extended throughout 25 km of its edge occidental person.
Stalingrad, Volga'ya bakan yüksek yarlar üzerine kurulmuştu ve batı kıyısı boyunca 25 km uzanıyordu.
6º Army does not reach the Volga capable to take Estalingrado alone.
Altıncı Ordu Stalingrad'ı kendi başına ele geçirecek kadar güçlü bir şekilde Volga'ya ulaşamamıştı.
Practically, the only defense came of the torpedeiras motor boats in the Volga e of the batteries in opposing edge.
Neredeyse tek direniş Volga üzerindeki hücumbotlarından ve karşı sahildeki bataryalardan geldi.
At the beginning of September, the Russian artillery could attack Germans of the eastern edge of the Volga.
Eylül başlangıcı. Rus topçuları Volga'nın doğu kıyısından Almanları taciz etmeye devam etti.
Our troops they advance for the Volga.
"Birliklerimiz Volga'ya doğru ilerliyor."
In October, the Germans had invested again in direction to the Volga.
Ekimde Almanlar Volga'ya doğru tekrar saldırdılar.
E when falling of the night, of those hot nights, barulhentas and bloody, the dogs dive in the Volga and swim desesperadamente until to another edge.
"Gece bastığında, o sıcak, sesli ve kan dolu gecelerde köpekler Volga'ya dalar ve diğer yakayı ele geçirmek için çaresizce yüzerler."
The Russians had carried the troops of boat, through the Volga and of the Don, e had accumulated them in the head-of-bridge that defended since the Summer.
Ruslar, birliklerini vapurla Volga ve Don nehirlerinin karşı kıyılarına geçirdiler ve onları yazdan beri ellerinde tuttukları köprü başlarına tıkıştırdılar.
It wanted to arrive at the Volga, a point where it is a certain city, that it has the name of the proper Stalin.
"Orada Stalin'in adını taşıyan belirli bir şehrin yükseldiği yerdeki Volga'ya gelmek istedim."
It says the Front of the Volga.
Burası Volga'daki cephe.
Volga!
Volga!
Volga.
Volga.
On the Volga's banks a soldier stands
Bir asker durur Volga kıyılarında
Tastes like the Volga river at low tide.
Tadı Volga nehri çekilmiş gibiydi.
They began the night Uncle Volga died.
Volda amcamız öldüğü gece başladılar.
From the Volga.
Volga'dan.
And over his shoulder for the Volga boatman, marching to Moscow.
Omuzunda Volgalı kayıkçı, Moskova'ya yürüyor.
I was just admiring the Volga.
Volga'ya hayranım.
My "Swallow" is the fastest on the Volga.
Benim atım Volga'nın en hızlısıdır.
I've been told your "Swallow" is the fastest ship on the Volga.
Onun Volga'nın en hızlı gemisi olduğunu duydum.
Would you like to take a trip down the Volga?
Volga boyunca bir yolculuğa çıkmak ister misiniz?
- Enjoying the sight of the Volga?
- Volga manzarasının keyfini mi çıkarıyorsunuz?
Either you'll be happy for me, or look for me in the Volga.
Ya benim için mutlu olursun, ya da beni Volga'da ararsın.
We've been everywhere on the Volga with you.
Volga'nın her yerinde seninle birlikteydik.
One takes the woods, the other crosses the Volga
Bir grup ormana, diğeri de Volga'ya doğru ilerler.