Volunteer перевод на турецкий
2,895 параллельный перевод
They're coming to the hospital as part of the volunteer outreach program.
Gönüllü sosyal yardım programımız için hastaneye geleceğiz.
And who is this volunteer?
Peki bu gönüllü kimdi?
Ms. Thorne was a senior volunteer in my first campaign.
Bayan Thorne ilk kampanyamda gönüllüydü.
You've got your office, you've got neighbors, you've got one employee, one volunteer until she finds actual paid work or gets sick of you.
Ofisin var. Komşuların var. Bir çalışanın bir de maaşlı bir iş bulana ya da senden sıkılana kadar bir gönüllün var.
We can volunteer on our own.
Kendi kendimize de iyilik yapabiliriz.
Get out. I'm not allowed till we get to the green zone and a volunteer opens the door.
Bir gönüllü kapıyı açana kadar Yeşil Bölge'ye girme iznim yok.
It--it was through my volunteer work.
Benim gönüllü olarak çalıştığım sıralardaydı.
Um, I'm an interpreter for companies who do business in Japan, but I sometimes volunteer at a youth shelter.
Tercümanlık yapıyorum Japonyada iş yapan şirketler için, ama bazen gençlik barınağında gönüllü olarak çalışıyorum.
Why'd you volunteer to become our den mother in the first place? RED TORNADO :
O zaman bizim bakıcımız olmayı neden kabul ettin ki?
I logged more hours than any other volunteer, and as a reward, I was supposed to meet him, but I took a bathroom break when the deputy field director came for two minutes, and suddenly Marcia Phillips was going instead of me even though she only did half the hours I did.
Diğer gönüllülerden çok daha fazla mesafe kat ettim ve bunun mükâfatını da onunla tanışarak alacağımı sanıyordum ama saha yöneticisi yardımcısı 2 dakikalığına geldiğinde ihtiyaç molası vermiştim ve o anda benim yarım kadar bile çalışmışlığı olmayan Marcia Phillips yerime geçti.
Did she ask you to clean out her closet, or did you volunteer?
Senden dolabini temizlemeni istedi mi ya da sen isteyerek temizledin mi?
... when a deranged mall Santa suddenly attacked the church volunteer portraying Jesus.
Çılgın bir alışveriş merkezi Noel Baba'sı aniden İsa'yı canlandıran kilise gönüllüsüne saldırdı.
I tried to volunteer and he turned me down.
Gönüllü olmaya çalıştım ama beni geri çevirdi.
Who would like to volunteer?
Kim gönüllü olmak ister?
Andy, I will volunteer.
Andy, ben gönüllü olurum.
You seem to always volunteer.
Hep gönüllü görünüyorsunuz.
I require a volunteer.
Bir gönüllü istiyorum.
You got anything else you'd like to volunteer?
Söylemek istediğiniz başka bir şey var mı?
So, maybe if there was a volunteer willing to help...
Ben de düşündüm ki, belki yardım edebilecek bir gönüllü vardır?
I volunteer at an animal shelter and the supervisor's sick and someone needs to feed the dogs.
Hayvan barınağında gönüllü olmuştum da, müdür hastalanmış köpekleri besleyecek birine ihtiyaçları varmış.
I didn't volunteer anything.
Bir şey söylemedim.
And if Bruce is a volunteer here, then he's a Good Samaritan type and probably came upon the scene and tried to intervene.
Ve Bruce burada gönüllü olduğuna göre iyi biri ve muhtemelen olayı görüp müdahale etmek istedi.
-... for procuring me my last retainer? - The city didn't volunteer to pay It.
Yani, yönetimin ödemeye gönüllü olmadığını biliyorum.
I volunteer before every Pilgrimage, and I always end up looking like I took a midnight swim in a lake full of xiphs.
Her seferden önce gönüllü olurum, işler bittiğinde de xips dolu bir gölde yüzmüş gibi görünürüm.
Ann Perkins, office manager and volunteer coordinator.
Ann Perkins, ofis müdürü ve gönüllü koordinatör.
Must've had a reason to volunteer.
Gönüllü olmanın bir nedeni olmalıydı.
This is why you can't let the ones who die young volunteer.
İşte bu yüzden genç yaşta ölen gönüllüleri almamak lazım.
Why did you volunteer? There were a lot of other people.
Yapabilecek bir sürü kişi varken kim sana gönüllü ol dedi?
I need a volunteer.
Bana bir gönüllü lazım.
I'm going to volunteer to go down there.
Oraya gidip gönüllü olacağım.
He and Skipp Townsend volunteer as community activists and gang intervention specialists in Southern California.
O ve Skipp Townsend toplum aktivistleri olarak gönüllü ve Güney Kaliforniya'da çete müdahale uzmanları.
I will volunteer.
Ben gönüllü olurum.
I volunteer!
Gönüllü olmak istiyorum!
I volunteer as Tribute!
Haraç olmak için gönüllüyüm!
I believe we have a volunteer, Mr. Mayor.
Sanırım bir gönüllümüz var! Bay Başkan.
District 12's very first volunteer.
Mıntıka tarihinin ilk gönüllüsü.
Let's have a big hand for our very first volunteer, Katniss Everdeen.
İlk gönüllümüz Katniss Everdeen için koca bir alkış alalım.
- Yes. And whenever you have a volunteer from an outlying district, that's something you can't ignore.
- Sınırdaki bir mıntıkadan gönüllü çıkması, göz ardı edilmemesi gereken bir durum.
Then they volunteer. By that point, they're pretty lethal.
Gönüllü oldukları için de epey gözü kara oluyorlar.
She likes to volunteer at dog shelters.
Köpek barınaklarında görevli olmayı seviyor.
Today, I can't,'cause I, you know, I volunteer down at the youth center.
Bugün olmaz çünkü bir gençlik merkezinde görevliyim.
I'm a social worker, a volunteer.
Sosyal hizmet çalışanıyım, bir gönüllü.
I need a volunteer!
Gönüllüye ihtiyacım var!
I come here as a volunteer.
Buraya gönüllü olarak geldim.
A volunteer like you!
Senin gibi bir gönüllü!
I went to volunteer at a women's homeless shelter.
Evsiz sığınağına gönüllü olarak gittim.
It's my first day as a volunteer.
Gönüllü olarak ilk günüm.
A volunteer is never off duty.
Bir gönüllü işe asla ara vermez Collette.
Who wants to volunteer for that duty?
- Kim bu görev için gönüllü olmak ister?
You're a volunteer osier. Why would you need to look at the boy's passport?
Neden çocuğun pasaportuna bakmak istiyorsun ki?
- Ok, Toby, would you be willing to be my volunteer in a little experiment, I'm gonna do today? - Toby.
- Tamam, Toby.