Walls перевод на турецкий
8,384 параллельный перевод
This sickness grows like a dam within those walls.
Hastalık, bu duvarın içindeki setler gibi büyüyor.
So what do you think about, Within Her Walls?
O yüzdende, "Onun duvarları arasında" hakkında ne düşünüyorsunuz?
The walls are too close.
Duvarlar çok yakın.
I remember seeing the paisley on the walls.
Duvarlardaki şal desenini hatırlıyorum.
The walls were kind of like a...
Duvarlar sanki şey gibiydi...
So I'd always run my hands, like, over the walls, because it was textured.
Duvarlar kabartmalı olduğu için geçerken hep elimle dokunurdum.
I've got some cool art to hang on the walls.
Duvarlara asılacak güzel sanat eserlerim var. Bekle.
Yeah, or a teleporting demon or a who knows what that can walk through Supermax walls.
Evet ya da teleport olan bir şeytan veya bu duvarlardan geçebilen bir şey.
Over a century ago, Titans suddenly appeared. They began to devour mankind, collapsing civilization. During the war against Titans, mankind created three massive walls.
Furkan Kobek İyi Seyirler... 100 yılı önce aşkın süre Titanlar aniden ortaya çıktı ve insanlığı yiyip bitirdi.
We were born inside the walls. Will we die the same?
Bizler duvarın içinde doğduk diye, duvarın içinde ölmek zorunda mıyız?
We're beginning an investigation outside the walls. Once we find new land, we will be free to live anywhere.
Yakında duvarın dışında keşfe çıkacağız ve özgürce yaşayabileceğimiz yeni topraklar bulacağız.
But we knew that one day our peace within the walls would come to an end.
Hiç kimse bu sükunetin aslında çaresizliğin başlangıcı olduğunu bilmiyordu.
We were endangered, so we built the walls, imprisoning ourseleves within.
Nesli tükenmekte olan insanlar, atalarımız bu duvarları dikmiş.. ... ve kendilerini içlerine hapsetmişler.
I always felt powerless because I was born inside the walls!
Ben duvarların içinde doğdum. Böyle yaşamanın bir anlamı olmadığını sanıyordum.
People no longer have ideas for the walls to reduce the lives of the brave.
İnsanlar daha fazla duvarların dışına çıkmayı düşünmeye çalışmamalı. Cesur insanlarınsa sayıları düşürülmeli.
We will destroy the inner walls.
Orada ki duvarı patlatacağız!
Once the walls collapse, and our government dies, mankind will be free!
İki duvarı da yok ettikten sonra duvarların arasında ki insanlar bize katılacaklar ve yeni kurulan insanlık çağı başlayacak!
But first you must give away your Titan friend, and then we shall continue to guard the walls!
Ama önce Titan arkadaşınızı, teslim etmelisiniz. Ve duvarı korumaya devam edeceğinize söz verin.
You all are to stay within the walls! where you will live happy!
Duvarın için de, hiç birşey bilmeden itaatkar bir şekilde, mutlu mesut yaşıyorlar.
These walls were made to protect us!
Bu yüzden duvarı korumalıyız!
Once you go outside the walls, you will be helpless -
Dışarı da sadece çaresizlik bulacaksınız, en azından duvarın için de...
What about your walls?
Senin duvarların?
- Right, disappearing doors, missing walls.
Kaybolan kapılar, yok olan duvarlar.
Walls, floors, everywhere.
Duvarları, zemini, her yeri.
No bullet holes in the walls, bodies or floor.
Duvarlarda, cesetlerde ya da yerde kurşun deliği yok.
No bullet holes in the walls or the bodies.
Duvarlarda ya da cesetlerde kurşun deliği yoktu.
The copper in the walls and the ceilings block radio transmission frequencies.
Duvarlar bakır kaplamalı ve tavan radyo iletim frekanslarına engel koyuyor.
The walls... they're projections.
Duvarlar sadece birer hologram.
The walls are closing in!
Çember daralıyor!
Get on those walls, everybody.
Şu duvarları halledelim, hep birlikte.
That was the first time in my life That I was outside the castle walls And no one knew where I was.
Hayatta ilk defa kale duvarlarından dışarı çıktığım zamandı ve hiç kimse nerede olduğumu bilmiyordu.
You shot some walls.
Duvarları çekmişsin.
I like seeing you against these walls, these giant colors.
Ne var? Duvarın, bu dev renklerin karşısında sana bakmak hoşuma gidiyor.
It's just this vestige from a primordial time when we scratched messages onto walls, hoping that someone would see us.
Bu sadece, birileri bizi görür umuduyla ilkel zamanda duvarların üzerine kazıdığımız mesaj sadece.
The herd broke through the walls?
Sürü duvarları yıktı mı?
We have some food and water to last us a while and the walls are holding.
Bizi bir süre idare edecek kadar yiyecek ve içeceğimiz var. Duvarlar da sağlam.
No, with things how they are, the walls are strong, but we're lucky the walkers are spread out.
Şu anki durumumuza göre duvarlar sağlam olabilir ama aylaklar etrafa yayıldığı için şanslıyız.
If we can somehow get outside the walls, get back to our cars at the quarry, we could use them to draw them away.
Bir şekilde duvarların dışına çıkıp taş ocağındaki araçlarımıza ulaşırsak aylakları uzaklaştırmak için kullanabiliriz.
Look, the walls are still up.
Duvarlar hâlâ ayakta.
Every time I try to reverse the antigen, the cellular walls don't hold.
Ne zaman antijeni tersine çevirmeyi denesem hücre duvarları dayanamıyor.
Unfortunately, I can't teleport through those walls.
Ne yazık ki bu duvarların dışına ışınlanamıyorum.
I overheard- - thin walls.
Tartıştılar. Bunu duydum. Duvarlar ince.
The walls are really thin.
Duvarlar ince.
There's not much wi-fi in these walls anyway, I guess.
Bu duvarların arasında wi-fi de çekmiyor zaten.
But the information Within these walls eclipses The needs of the few...
Bu duvarlar arasındaki bilgileri korumak için bazı ölümleri göze almalıyız... ne kadar trajik olurlarsa olsunlar.
- We spend so much of our lives building up walls, trying to keep people out.
- Biz duvarlar kurma hayatımızın çok harcamak, Insanları tutmaya çalışıyorum.
For climbing walls.
Duvara tırmanmak için.
That's a really nice idea, but I think I would be climbing the walls inside of 5 minutes.
- Bu gerçekten güzel bir fikir ama 5 dakika içinde sanırım heyecandan yerimde duramam.
Good thing the FBI procedure is to grab everything plugged into the walls, because you guys are only looking into the obvious places.
FBI prosedürü her şeyi örtmek için iyi bir şeydir. Beyler siz sadece bariz olan şeylere bakıyorsunuz.
Behind the walls, under the floors, it's not going to be in plain sight.
Duvarların arkasına, yerin altına, direk karşımıza çıkacak değil.
They'll continue to build walls, to save themselves, sadly.
Sadece kendilerini korumak için hemde, çok acınası.