Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ W ] / We'll get

We'll get перевод на турецкий

23,554 параллельный перевод
We'll get back to you.
Biz seni ararız.
Well, we'll get around to those in a little while.
Onlarla birazdan ilgileniriz.
We'll get that radio working.
Telsizi biz çalıştırırız.
We'll get it down there as soon as possible.
Oraya en kısa sürede geliriz.
You'll lose less blood until we can get you some help.
Biz yardım bulana kadar daha az kan kaybedeceksin.
Give me a call, we'll get together.
Beni ararsın, buluşuruz.
We'll get even.
O zaman ödeşmiş oluruz.
We'll, uh, just get some lunch and I'll have her back before 2 : 00.
Öğle yemeği yiyeceğiz ve 2 olmadan onu geri getireceğim.
We'll keep an eye on her till you get there.
Sen gelene kadar ona göz kulak olacağız.
Or we'll get nothing out of Karp.
Yoksa Karp'tan birşey öğrenemeyeceğiz.
If the Hunters get word, they'll know we're coming.
Eğer Hunter'lar bizi duyarsa geldiğimizi bilirler.
And when that happens, we'll get Graff.
İşte o zaman Graff'ı da ele geçireceğiz.
It'll be midnight by the time we get home.
Gece yarısından önce eve varamayız.
Maybe we'll finally get that happy ending after all.
Belki de şu mutlu sona sonunda ulaşabiliriz.
We'll get a sample to Sebastian.
Örneğini Sebastian'a veririz.
We'll get you out of here.
Seni götürüyoruz.
Well, unfortunately, it looks like we're all gonna have to get going. A body was found inside a burned-out car. Okay, we'll just do a rain check then.
maalesef ki hepimiz gitmek zorundayız yanmış bir arabada ceset bulunmuş tamam o zaman sonra toplanırız gene bak hele ne dicem bu gece bize gel erkek erkeğe maç izleyelim teşekkür ederim fakat sen bugun yeterince hayır işi yaptın
We'll get there.
Bakacağız.
You always say we'll get through this, but you never say how. I...
Hep bunu atlatacağız diyorsunuz ama nasıl olacağını söylemiyorsunuz.
We'll never get through now.
- Artık asla ileri gidemeyeceğiz.
We'll get it when we reach the top.
Tepeye tırmandığımızda onu alırız.
Lena thinks that, uh, he'll just get defensive and dig in deeper if we say anything.
Lena, eğer biz birşey söylersek, onun hemen savunmaya geçeceğini ve daha fazla direneceğini düşünüyor.
We'll get insurance or whatever.
Sigorta falan da yaptıracağız.
All right, have your men put their weapons on the ground, put their hands behind their head... and then we'll get this whole matter all... wrapped up, nobody gets hurt.
Adamların silahlarını yere bıraksın ellerinizi başınızın üstüne koyun biz de kimsenin burnu bile kanamadan bu meseleyi halledelim.
We'll get you all of our dossiers with any intel we might have.
Elimizdeki tüm verilerin olduğu dosyaları size vereceğiz.
We may get knocked down, but we'll never get knocked out.
Saf dışı kalabiliriz ama asla mağlup olmayacağız.
We'll get her out.
Onu kurtarıcaz.
We'll get'em.
Onları çıkarıcaz
We'll get your photos down.
- Fotoğrafları kaldırırız.
We'll get you to the...
Seni yatağına yatırayım.
We'll get you to the bed.
Dur yatırayım.
We'll get her out of your hair tomorrow.
Yarın onu başından alacağız.
We'll get some one-on-one later on.
Sonra baş başa kalacağız.
Even if they don't tell me anything, at least it'll get them talking about it, and that's all we need right now.
- Ne? Bana bir şey anlatmasalar bile aralarında bunu konuşmak zorunda kalacaklar. - Şimdi tam olarak buna ihtiyacımız var.
It might take some time, but we'll get him.
Biraz zaman alabilir ama onu bulacağız.
But we'll need them to get to the White House.
Beyaz Saray için onlara ihtiyacımız olacak.
No. We'll go over to Henderson's to get one.
Henderson'un yerine gidip alacağız.
- We'll get you out through the basement.
- Sizi bodrumdan çıkaracağız.
Next time we'll get you a box.
Bir dahaki sefere sana saklama kabı getirelim.
We'll get a tree, a little Boston Market.
Marketten küçük bir ağaç almalıyız.
We'll leave you alone, let you get some rest.
Sizi yalnız bırakalım biraz dinlenin.
We'll get you a nurse. 24 / 7.
Her an anında olacak bir hemşire tutarız.
We should at least get some breakfast. Then we'll talk.
Bence kahvaltı yapmalıyız.
Better news is that we're leaving. OK? I'll need you to get me a wheelchair, though.
Daha da iyisi buradan gidiyoruz, tamam mı?
Yeah, we'll get to the bottom of it, alright?
- Evet, o konuyu irdeleyeceğiz.
I have to get back upstairs, but drop by and we'll catch a bite.
Yukarı dönmem lazım ama daha sonra uğrayıp laflarız.
We'll only get one shot at this.
Sadece bir şansımız olacak.
Just get her stabilized and then we'll talk.
Durumunu stabilize et, sonra konuşuruz.
If they get too close, we'll torch them.
Fazla yaklaşırlarsa onları ateşe veririz.
We'll get a message to your parents.
Annenle babana bir mesaj ulaştırırız.
But if we can get her out of there, he'll cut a deal with me.
Ama onu biz kurtarabilirsek, benimle yapar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]