Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ W ] / We'll get back to you

We'll get back to you перевод на турецкий

614 параллельный перевод
Pretty soon, when we get back... you'll be saying goodbye to me, won't you?
Çok yakında, geri döndüğümüzde bana hoşça kal diyeceksin, değil mi?
You're a thief and a swindler and I'll be glad to turn you over to the police when we get back.
Sen hırsız ve dolandırıcısın... ve döner dönmez seni polise teslim etmekten büyük zevk alacağım.
Okay, big boy. We get back to the barn, I'll give you one.
Oldu evlat ahıra döndüğümüz zaman birini veririm.
- We'll be pushing farther west every year... and by the time I get back to Toronto, you'll probably be married...
- Her yıl biraz daha uzak Batıya gidiyoruz ve benim Toronto ya geldiğim zamanda, büyük olasılıkla sen evlenmiş olacaksın...
If you get a chance to come back, this is where we'll be.
Yine fırsat bulursan, biz buralarda olacağız.
- Get back in bed. We'll put you to sleep.
İçeri girin çocuklar.
Please do and we'll try to get back before you go.
Lütfen devam et siz kalkmadan dönmeye çalışacağız.
One more crack, we'll take that glass back... and it'll take you six weeks to get it put in.
Ben buradaydım. Dinle, o camı alır gideriz, tekrar koymak altı haftana malolur.
Maybe you can figure out how we'll get back to the base.
Belki üsse nasıl döneceğimizi düşünebilirsin.
When you get back, we'll try to fit you in someplace else.
Döndüğünde sana uygun başka bir yer ayarlamaya çalışacağız.
You'd better get back to your guy now, or he'll wonder what we've got to talk about.
Kocanın yanına dönsen iyi olacak yoksa ne konuşuyoruz diye işkillenecek.
- You'll get your dough, all right... don't worry about that, when we get back to Tampico.
- Paranızı alacaksınız, tamam... bu yüzden endişelenme, hele bir Tampico'ya dönelim de.
We'll take yours first, Josie, so you can get back to the hotel.
Seninkini öne alıyoruz Josie, otele geri dönebilesin diye.
If the plane isn't still there, we'll have time to get back to you.
Uçak orada değilse bize yanına dönebilmek için zaman tanımalısın.
If you still feel the same way in the morning... you come back, we'll go to the bank... and I'll see that you get everything that's coming to you.
Sabah aynı fikirdeysen... geri gel, bankaya gidip... payına düşeni alman için gerekeni yaparım.
I'll give you until we get back to your house.
Evine dönene kadar sana zaman tanıyorum.
- General, if you'll forgive us we have to get back to town.
- General, izin verirseniz şehre dönmek zorundayız.
Come on, we'll get you back to the base.
Haydi, seni üsse geri götürelim.
I'll pay you back right away when we get back to carriage.
Vagona döner dönmez geri ödeyeceğim.
As long as I know you'll let me go before we get back to the States.
Yeter ki Amerika'ya dönmeden beni bırakacağını bileyim.
- We'll try to get your helicopter back to you just as quickly as possible.
- Mümkün olan en kısa zamanda... helikopterinizi size geri ulaştırmaya çalışacağız.
I'll get you a new boat when we get back to Kingston.
Kingston'a dönünce sana yeni bir tekne alırım.
When we get to the top, we'll send the lift back down for you.
Yukarı çıktığımızda, asansörü sana yollayacağız.
We'll take her with us unless you care to board her till we get back.
Onu bizimle götüreceğiz tabi sen biz geri gelene kadar onunla ilgilenmek istemezsen.
Now if we don't come back, you'll have to get the Strontium 90.
Eğer geri dönemezsek, Stronsiyum 90'ı siz almak zorundasınız.
But you'll see, one day you'll get it all back, and we'll go to Venice.
Ama göreceksin bir gün hepsini geri alacaksın ve Venedik'e gideceğiz.
If I don't... you'll have to trust me till We get back to Tascosa.
Eğer yoksa güven bana, Tascosa'ya döner dönmez alacaksın.
- Okay, we'll get back to you later, Toby.
Seninle sonra tekrar konuşacağız, Toby.
- We'll get back to you later.
- Sonra tekrar konuşacağız.
So, if you want to make it back to your campsites, we'll try and get the food to you.
Şimdi, yardım edecekseniz eğer, sizlere yiyecek sağlamaya çalışacağız.
Except iff you don't have the money, or iff I ain't back in 18 minutes ffrom now, or iff somebody tries to ffollow us, or tries to stop us leaving'affter we get the money, we'll kill that little boy.
Yalnız para yoksa veya 18 dakikada orada olmazsam, veya bizi takip eden ya da parayı aldıktan sonra durduran olursa, çocuğu öldüreceğiz.
You get jeep, we be there in one hour. We be back by dinnertime. Soon-Lee, we go to Chorwon, we'll have Chinese food for dinner.
Umarım yarın sabah gözünü açtığında yanında biri olur ve ona artık bacak arasında hiç bir şeyin kalmadığını söyler.
Mr Caul, we'll get right back to you.
Bay Caul, Size hemen geri döneceğiz.
We'll get back to you as soon as we can.
En kısa zamanda sana döneceğiz.
We'll break you out when we get back to Headquarters.
Karargaha gider gitmez sizi kurtaracağız!
When we get this thing straightened out, I'll be back to get you.
Bu işleri aydınlığa kavuşturduğumuzda seni almak için geri döneceğim.
By French, you should discuss But we will get these people back home and he'll bring to life
Ama bu insanları eve getireceğiz, onları eve canlı getireceğiz.
I want to see him come out as much as you do but if we don't leave now, we'll never get back.
Onun geldiğini görmeyi senin kadar çok istiyorum ama şimdi gitmezsek asla geri dönemeyiz.
- Yeah you'll eat just as soon as we get you back to camp.
- Evet... seni kampa götürür götürmez yiyeceksin.
You'll feel better when we get you back to L.A.
Seni Los Angelas'a geri götürdüğümüzde kendini daha iyi hissedersin.
Well, we'll get back to you. We'll let you know.
Sana dönüş yaparız.
Anyway, we got all this information and we'll make an investigation and get back to you.
- Hayır. Neyse, bütün bu bilgileri edindik. Bir soruşturma başlatacağız.
We'll listen to it and get it back to you as soon as we can.
Dinledikten sonra kısa sürede sizi geri arayacağız.
Okay, Smith, just take'er easy, and we'll get right back to you.
Tamam Smith, sabit kalın, size hemen döneceğiz.
Either you get out of town and never come back... or we'll tow you so far out to sea, the next thing you'll see is Australia.
Ya kasabadan gidip bir daha dönmezsiniz ya da sizi Avustralya'ya kadar sürükleriz.
We'll let you get back to work.
İşine dönmene müsaade edelim. Bizim de gezecek çok yerimiz var.
We'll try to clear it up by the time you get back.
Siz dönene kadar etrafı toplarız.
We'll get back to you.
24 saat içinde haber vereceğiz.
You get the cops, and you tell them how wrong you were to call them... or we'll be back here to turn you into dog meat, you understand?
Polislere onları yanlışlıkla aradığını söyle yoksa geri dönüp seni köpek mamasına çeviririz anladın mı?
If there is anything left after we repair the Golden Pagoda... and pay back all the people you've been stealing from around here... then we'll get it back to you.
Golden Pagoda'yı onardıktan ve etrafta parasını çaldığınız insanlara ödeme yaptıktan sonra artan olursa geri getiririz.
- We'll get back to you.
- Sizi tekrar arayacağız.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]