Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ W ] / We'll get him

We'll get him перевод на турецкий

1,610 параллельный перевод
- We'll get him back.
- Onu tekrar yakalarız.
As soon as Tamazaki makes contact, we'll I.D. and take out any backup he's got, then we'll move in, grab him, get on the plane.
- Evet. Tamazaki ile buluşur buluşmaz onu tespit edip, tüm desteklerini vurup, harekete geçip, onu yakalayıp, uçağa bineceğiz.
Then we'll move in, grab him, get on a plane.
Onu alıp uçağa bindireceğiz.
We'll get the whole family over to the penthouse, show him our support.
Bütün aile evde toplanıp, desteğimizi göstereceğiz.
Somebody needs to get in there and stop the bleeding or we'll lose him.
Birinin açıp, kanamayı durdurması gerekiyor yoksa onu kaybedeceğiz.
We might learn something. Sure, I'll get him a bag of donuts.
Elbette, ben onu sizin için tepside hazır bekletirim.
We'll get what we can out of him.
Ondan öğrenebileceğimizi öğreneceğiz.
We'll get him. Come on!
Yakalayalım onu, hadi!
And if we are lucky, emphasis on lucky, while our sniper's fixated on his next target, we'll get a chance to surprise him.
Eğer şanslıysak, yani "harbiden" şanslıysak pusu nişancımız sıradaki hedefine kilitlenmişken ona baskın verebileceğiz. Gece karanlığına kadar 45 dakikamız var.
We'll never get away from him now, never
Ondan asla kaçamam, asla.
One sec, we'll get him for you.
Bir saniye, çağıralım.
exactly, so we'll get him home, we'll get him into christian counseling so it won't become a lifestyle.
Tamamen öyle, o zaman onu eve götüreceğiz Hristiyan nasihatlari vereceğiz ve bu bir yaşam tarzı olmayacak.
Emory says if we don't do something now... we'll never get him back in one piece.
Emory şimdi bir şey yapmazsak, onu asla... tek parça halinde geri getiremeyeceğimizi söylüyor.
- So we'll get him a new kidney.
- Biz de yeni böbrek takarız.
Yeah, there's no set time, so the chances are we'll have to get past him.
Belli bir zamanı yok. İşimiz şansa kalıyor.
All right, get a trash bag. We'll put it over him.
Pekala, bir çöp torbası getir.
- We'll get him next time.
Bir dahaki sefere yıkarız.
And that's what I'm guessing he'll get if we try him as an adult, which we're prepared to do.
Eğer yetişkin olarak cezalandırılmasını istersek olacak olan bu. Ki bunu yapmaya hazırız.
We'll get him back here and he'll talk.
Buraya getirilecek ve konuşacak.
We'll know more when we get him home.
Onu eve götürünce anlarız.
A temporary measure just until we can get him to a burn unit where they'll do a permanent graft.
Adamı yanık ünitesine götürene kadar geçici bir önlem, Orada kalıcı bir deri bulacaklardır.
He'll come around. But we gotta let him get there on his own.
Aklı başına gelecektir ama bırakalım, bunu kendi yapsın.
If having him here means we get our picture taken, I'll bring him back.
Onun burada olması fotoğrafların çekilmesini sağlayacaksa, ben getiririm.
Yeah, and we'll get him, Lucas, I promise.
Evet, ve onu altedeceğiz, Lucas, söz veriyorum.
But if we don't get him out, they'll certainly kill him... no matter what they say to the press.
Ama gidip onu kurtarmazsak, basında söylenenin aksine onu zaten öldürecekler.
We'll get him out on our own vehicle.
Kendi aracımızla götüreceğiz.
We get him on board, there'll be a flight for us the night we get outside.
Onu aramıza alırsak, kaçtığımız gece, bizi bekleyen bir uçak olacak.
When we get the robot, we'll name him Tupac.
Robotu alınca, ona da Tupac deriz.
We'll go get him inked with gang tats.
Ona çete dövmelerinden yaparız.
We'll get him medical attention.
- Onu tıbbi kontrole alacağız.
We'll transfer him to the neuro step-down unit in the morning, but... let's just get him through the night first, okay?
Ama önce bu geceyi atlatsın. Olur mu?
If we can't get his family out in time, you'll have to take him down.
Zaf beni dinle, eğer aileyi zamanında dışarı çıkartamazsak, onu vurmak zorunda kalacaksın.
We'll get him.
Biz hallederiz.
If he's down here, we'll get him. Yeah, I'll guide you through with the map.
- Oradaysa, onu buluruz.
He'll die if we don't get him back, now!
Willzy-x, konuşmalısın!
We gotta get him back out there fast or we're gonna be a lap down, and we'll never win this race!
Onu hemen oraya çıkarmalıyız. Yoksa yarışı asla kazanamayız.
Don't worry, we'll get him back in time
Endişelenmeyin, onu zamanında geri getireceğiz!
We'll never get him booked tonight.
Onu bu gece içeri yerleştiremeyiz.
We'll have to get him out of that nightgown, though, before he wakes up or he'll never forgive me.
Uyanmadan o geceliği çıkarmamız lazım, yoksa beni hiç affetmez.
Look, we'll get him some help and we'll all go home.
Yardım bulup hepimiz evimize gideceğiz.
I thought the further we got from the house, the safer we get. If we don't kill him, he'll kill us all.
Onu öldürmezsek, hepimizi öldürecek.
Just relax, we'll see if we can get him alone without Yoko.
Sakin ol eminim ki bunun da üstesinden gelicez
We'll get him tomorrow.
Yarın yakalarız.
I'll be like one of those old Eskimos, goes out on the ice floe and... just sits there and waits for the polar bear to get him... and that's that and I don't want you to come looking for me and I can't have one of those scenes that we saw in the hospital with that woman and her husband.
Buz kütlesini üstüne çıkan Eskimolar gibi olmak istiyorum. Oraya oturup kutup ayılarının onu yakalamasını bekler. O kadar.
We'll go to see him... as soon as I get some time off.
İlk izninde onu görmeye birlikte gideriz.
- We'll get him.
- Onu yakalayacağız.
- You'll get your money when we find him.
- Onu bulduğumuzda paranızı alacaksınız.
Get in. - We'll take care of him.
- Biz onunla ilgileneceğiz.
We'll get him from behind.
Onu arkadan yakalayacağız.
We'll not get a cough out of him.
Adamdan itiraf alamayacağız.
But I have made a list of seers and oracles and anyone that might be able to foresee who we'll have to fight in order to get him back.
Ama görenler ve kahinler bir listesini yaptık ve öngörmek mümkün olabilir herkes onu geri almak için mücadele etmek gerekir kim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]