We're all перевод на турецкий
33,074 параллельный перевод
All right, buddy, we're gonna have to, uh, flash-freeze your johnson.
Pekâlâ, ahbap, johnson'u çabucak dondurmamız gerekecek.
Today, we're gonna test all of them in a grueling obstacle course we like to call
Bugün, hepsini test edeceğiz Yorucu engel dersinde aramayı severiz.
And we're all going.
Ve hepimiz gideceğiz.
- We're all really, really sad.
- Hepimiz gerçekten çok üzgünüz.
All right, we're out of here!
Tamam, buradan gidiyoruz!
We're all pretty fucking clear on that.
Hepimiz bunu çok iyi biliyoruz.
We're going to go where they want us to go, that's all.
Nereye gitmemizi isterlerse oraya gideceğiz, o kadar.
We're all excited for the big win, huh?
Zaferimiz için herkes mutlu, değil mi?
I think we're all beginning to understand exactly who your father is, Mr. Madoff.
Sanırım hepimiz anlıyoruz Tam da baban kim, Bay Madoff.
Well, we're trying to get all of the information.
Eh, tüm bilgileri almaya çalışıyoruz.
All right? We're only interested in alpha projects with outsized returns.
Sadece yüksek getirili büyük projelerle ilgileniyoruz.
We're all just trying to get home, I suppose.
Hepimiz istediğimizi almak peşindeyiz sanırım.
We're searching all houses.
- Evleri arıyoruz.
Yeah, and we're finally all set here.
Evet, sonunda her şey hazır.
We're all free men. We choose what we want.
Özgür insanlarız, istediğimizi seçeriz.
And now we're gonna scrap all that... to chase a rogue transmission?
Bütün bunları bir kenara atıp başıboş bir sinyalin peşine mi düşeceğiz?
Honey, we're so lucky because I had to drag you all the way through the jungle, looking for help.
Tatlım, şanslıyız, çünkü seni sürüklemeliydim Orman boyunca, yardım arıyor.
We're all gonna jump down there, sneak past those guys and get your mom.
Hepimiz oraya atlayacağız O adamları geçmişe sızdır Ve anneni getir.
Of where we're all going.
Hepimizin gittiği yer için.
We're all dead.
Biz... Hepimiz ölüyüz.
We're doing this all wrong.
Her şeyi yanlış yapıyoruz.
We're all broke. The three of us combined.
Üçümüz de parasızız.
We're all you got.
Elinde sırf biz varız.
We're all friends here.
Hepimiz burada arkadaşız.
We're not supposed to be engaging at all.
Bizi çekici kılmamalıyız.
You're the kid genius and all, but the director feels we went way out of our comfort zone for you last time.
Sen çocuk dahasısın ve herkesi. Ama yönetmen gittiklerini hissediyor Konfor bölgesi dışına çıkmak Son kez senin için.
How are we going to find all this money that, we're not, you know, keeping?
Nasıl bulacağız Tüm bu para, Biz, bilirsiniz, tutmuyor muyuz?
I mean, we're sitting here all day.
Bütün gün buradayız.
All right, we're not gonna wait any longer.
Daha fazla beklemeyeceğiz.
- We're all fuckin'scared, ocre.
- Hepimiz korkuyoruz.
All right, we're getting tagged from all sides.
Her yandan ateş altındayız.
All due respect, sir, we're down a tanker and we lost a man yesterday.
Affedersiniz ama dün bir tankerimizi ve bir adamımızı kaybettik.
We're blowing all that cashpoint money on lawyer's fees.
Bankamatikten kaldırdığımız parayı avukat masraflarına gömüyoruz.
All right, Spud, we're upstairs.
Naber Spud? Üst kattayız.
'Cause we're all dying to hear it.
Çünkü hepimiz sonunu görmek için can atıyoruz.
We're all in a box.
Hepimiz tabuttayız.
All right, we're gonna go talk to the captain.
Pekala, kaptanla konuşmaya gidiyoruz.
So you think it's all my fault that we're stuck in here?
Yani buraya kilitlenmemizin tek sebebi ben miyim?
- I want to get a jet ski, please. - Oh, man, uh... Yep, I'm sorry but we're all out for today.
Dostum, evet, Üzgünüm ama bugün hepsini kiraladık.
Well, they didn't have any jet skis but the good thing is this is safer and we're all together, right?
Hiç jet skileri yokmuş ama bu güzel şey daha güvenli ve hep birlikteyiz, değil mi daha ne?
- Nah, man, we're all right, we're good.
Yok, dostum, böyle iyiyiz biz.
- We're all sinners.
- Hepimiz günahkarız.
We're all going to die!
Hepimiz öleceğiz!
Yeah, I think we're all right.
Evet, bence biz iyiyiz.
We're all good, bro.
Hepimiz iyiyiz, dostum.
All right, we're live in five, four, three...
Tamam, beş, dört, üç yaşıyoruz.
The reason why we're all here in this room today, Ms. schwab.
Bugün burada hepimiz bu odada olduğumuz için Bayan Schwab.
It's not the- - we're all still here!
Bu değil... hepimiz hala burada!
- Gross. Well, all righty. Time to get moving if we're gonna get back by dark.
Pekâlâ, karanlık basmadan varmak istiyorsak yola koyulmamız lazım.
Guys, we're all just going to stand here and wait.
Beyler, hepimiz burada bekleyip bekleyeceğiz.
Shit, they're all around us, we do not have that power.
Lanet olsun her yerdeler! Böyle durumlara sinir oluyrum işte!
we're all in this together 77
we're all alone 36
we're all gonna die 172
we're all screwed 17
we're all in the same boat 16
we're all set 157
we're all good 109
we're all good here 16
we're all fine 28
we're all going to die 63
we're all alone 36
we're all gonna die 172
we're all screwed 17
we're all in the same boat 16
we're all set 157
we're all good 109
we're all good here 16
we're all fine 28
we're all going to die 63